Televizyonda istediğine ‘geri zekalı’ diyeceksin, programında davalık olduğun firmayla dalga geçeceksin. Sonra da köşe yazarlarına hakaret edeceksin. Başka?
Okan Bayülgen herkesi istediği gibi eleştiriyor. Yeri geliyor, Tanzanya’ya tatile giden zenginlere ‘geri zekalı’ bile diyor. Ama biri onu eleştirmeye kalkınca tahammülü yok. Cumartesi günkü yazımda “Disko Kralı’ndaki ‘Hamdi’ tiplemesi yüzünden hepimizden ve mimarlık firmasından özür dilemeli” diye yazdım. “Çok haklısın” diye e-postalar yağdı, tabii Okan fanlarından “O mimarlardan ev mi alacaksın?” diyen de oldu. Onlara cevap vermeye bile gerek duymuyorum.
Asıl önemli olan Okan Bayülgen’in vereceği cevaptı. Belki olumlu bir adım atar, bu iş de burada kapanır diyordum. Okan Bayülgen Medyatava’ya bir açıklama yapmış. “Bu köşe yazarları bırakın haberci olmayı, bir ilkokul çocuğu kadar bile ‘Google’lamaktan aciz oldukları için, olayı ‘benim manzaramın kapanmasına karşı intikamım’ olarak tarif, doğrusu tahrif etmektedirler.” Ayrıca tarihi dokuya zarar gelmesin diye mücadale verdiğini yazmış.
Bir köşe yazarı kimin haklı, kimin haksız olduğu konusunda karar veremez. Bu zaten hâlâ devam eden bir dava. Son kararı yargı verecek.
Oysa kimse onun bu davada haksız olup olmadığını tartışmıyor. Sadece kişisel davası süren bir firmayla milyonların seyrettiği televizyon programında dalga geçmeye hakkı yoktur diyoruz. Buna da cevap vermiş Okan Bayülgen, “Bu skeçlerdeki karakter hayali bir kişiliktir.”
Ee tabii, bu durumda özür dilemekten daha kolay olan şey ‘hayali kişilik’ deyip işin içinden çıkmak.
Bu kitabı herkes okumalı
Meral Tamer, Semiha Baban’la telefonda konuşur. Semiha Hanım “Neyin var?” diye sorar. Meral Hanım “Yüzde 50 kanser” diye cevap verince Semiha Hanım cevabı yapıştırır, “Eh, bu yaştan sonra herhalde kızamık olacak halimiz yok.” Uzun zamandır okumak istiyordum Meral Tamer’in ‘Aşkolsun Kanser!’ kitabını. Meral Tamer’in Milliyet’teki kanser yazı dizisini okuyanlar bilir, böyle bir hastalığın ancak bu kadar güzel anlatılabileceğini. Ayrıca hiç sıkıcı olmadan öğretici de olunabilineceğini.
Sonunda sakin bir zaman buldum ve kitabı bir çırpıda okudum. Uzun süre etkisinden çıkamadım.
Meral Hanım sadece hastalığını değil, hayatındaki kırılma noktalarını ve verdiği mücadeleleri anlatıyor. Gerçek hayat hikayeleri beni heyecanlandırır. Bu kitapta bu mücadelelerin de kanser kadar yorucu olduğunu görüyoruz. Meral Hanım bütün bunları anlatırken o kadar samimi itiraflarda bulunuyor ki siz de okurken hep kendi hayatınızı sorguluyorsunuz.
Kitap su gibi akıyor. Başladım ve bitirene kadar elimden bırakamadım. Konunun kanser olması sizi korkutmasın.
Biraz geç kalınmadı mı?
“Dünyanın hiçbir yerinde bir spor kulübünün isminde alkol markasının yer alması uygulaması yok.” Bu açıklama Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mehmet Küçük’e ait. Peki ama Türkiye dünyanın hiçbir yerine benziyor mu? Liverpool futbol takımının göğsünde sponsor firmanın adı yazıyormuş, ama neymiş efendim bizde Efes Pilsen bir takımın ismiymiş. Günaydın! Biraz geç olmadı mı bunu fark etmek için? Uzun zamandır konuşuluyor. “Efes Pilsen Spor Kulübü kapatılacak mı yoksa ismimi değiştirilecek?” diye. Yılların spor kulübünün adını değiştirmek ile gençleri alkol düşkünlüğünden korumanın arasındaki bağlantıyı ben çözemedim. Ya siz?
Müjde Ar ve Ünal Uzun diyorsa tamamdır!
Geçen gün Ünal Uzun aradı. “Müjde Ar’la oturduk, Aysel Gürel’i anıyoruz, ağlıyoruz” diye başladı anlatmaya. Ünal Uzun ve Müjde Ar çok eski dostlar, ikisi de benim çocukluğumu bilir. Ben de bilirim ki onlar bir şey söylüyorsa can kulağıyla dinlenir.
İşte o heyecanla dinledim, Ünal Abi haberi verdi, “Aysel Gürel’in bize emaneti biri var, albümünü mutlaka dinlemelisin.” Ayla Çelik’ten bahsediyor. Albümün adı ‘Lavanta’.
Aysel Gürel gibi müthiş bir kadının son sözleri de bu albümde, ‘Mavi Ortancalar’ şarkısında. “Çiçekleri suladım, üç gün onlara yeter / Mavi ortancalar, belki boya ister / Komşulara söyleme / Ne olur birkaç zaman / Şimdilik bilmesinler / Resimler silindi / Burda zaman tükendi / Yılları kilitledim / Gidiyorum.” Tüyleriniz diken diken olacak. Dinleyin.