Ketut Liyer ziyaretinden sonra hızımı alamıyorum. Şimdi sırada Ni Wayan Nuriasih’nin Balinese Traditional Healing Center’ını bulmak var. Wayan 4’üncü kuşak şifacı genç bir kadın. Boşanmış, bir kızı var. Elizabeth Gilbert’ın Wayan ve kızı için yaptırdığı evdeyim. Burası hem ev hem işyeri hem de kafe. İçerisi eski zamanlardan kalma eczanelere benziyor. Her yerde hangi toz, hangi hastalığa iyi gelirle ilgili yazılar asılı. İçerisi tıklım tıklım. Herkes Wayan’ın spesiyalitesi ‘Vitamin lunch’tan yemek için sırada.
Her derde deva
Wayan’ın yanına gidiyorum. O, vücut okumasıyla ünlü. Size sadece bakarak bir check-up yapıyor. Nerenizde ne sorun varsa söylüyor ve sonra da birçok hastalığı tedavi edebiliyor. “Hangi hastalıkları iyileştiriyorsun?” diye soruyorum. “Böyle şeyleri konuşmamız doğru değil, egomu etkiler” diye cevap vermek istemiyor önce. Çok sıkıştırınca kanser konusunda ilerlediğini anlatıyor. Artık ne kadar doğru bilemiyorum. “Wayan’ın iktidarsızlık tedavileri meşhur” diye Elizabeth Gilbert kitapta anlatıyor. Hatta kitapta kocasının çocuğu olmadığı için hamile kalamayan kadınlara genç erkekler ayarlamasıyla ilgili bir bölüm de var. Wayan’a bunu sorunca, “Yok artık, o kadar da değil” diyor. O sadece iktidarsızlığa çözüm bulduğunu ama yapılan ilacın taze hazırlanması gerektiğini anlatıyor.
Wayan, bazı yazdıkları yüzünden Elizabeth’e biraz kırgın ama politik konuşuyor. “Elizabeth çok özel biri. Onun için üç gün dua ettim, üç günün sonunda aşkını buldu” diyor. “Beni okuyacak mısın?” diyorum. “Bugün çok doluyum, yarın gel” diyor. “Yarın İstanbul’a dönüyorum” diyerek şansımı zorluyorum. Ama gerçekten dolu, yapacak bir şey yok. Bana telefonunu veriyor. “Bir dahaki sefere gelmeden mutlaka ara” diyor.
Şimdi sıkı durun, size hiçbir yerde bulamayacağınız bir bilgi veriyorum. Hem Ketut’un hem de Wayan’ın telefonları aşağıda. Bu arada filmin Türkiye’de vizyona girişi 8 Ekim’e ertelendi. Bilginize...
Ketut Liyer: 0 361 974092
Wayan Nuriasih: 0 361 8843042
Fashion’s Night Out nasıl geçti?
Vogue’un çılgın alışveriş etkinliği Fashion’s Night Out’a (FNO) Nişantaşı’nda başladım. Nişantaşı’ndaki ilk yılbaşı sokak partisine gidenler bilir, ne kadar güzel olduğunu. Sonradan tekrarlandıkça, gelenler değiştikçe eski tadı vermemişti sokak partileri. Oysa şimdi FNO aynı tadı yakaladı. Herkes ellerinde içkileriyle, Abdi İpekçi’de yürürken tanıdıklara rastlıyor, dükkanlara girip çıkıp çok eğleniyor. Tabii ertesi gün gazetelerde çıkan ve sanki gecenin tek amacı oymuş gibi sürekli altı çizilen ‘bedava içki’ haberlerinden sonra bir sonraki etkinlikte böyle iyi bir kalabalık olabilir mi, onu bilemiyorum. FNO saat 18.00’de başladı. Önce Ayşe Kucuroğlu’nun City’s Banana Republic’deki partisine uğradım. İçeri girer girmez parti denince akla gelen ilk isim Melisa Çakarlar’la karşılaştım. Melisa hemen iki yeni davetinden bahsetti. Biri ayın 23’ünde Wan-na’daki Vodafone partisi. Diğeri ise 25 Eylül’de Maçka Özgürlük Parkı’ndaki Mini partisi. Mini 4x4 çıkarıyormuş, onun şerefine. Kısa bir turdan sonra Teşvikiye Bostan Sokak’tan Abdi İpekçi’ye indik. Beymen’e giriyoruz. Elimize içkileri ve sonra da Godiva’nın çikolatalarını alıp biraz Brasserie’nin önündeki kalabalığa karışıyoruz. Sonra da Louis Vuitton, Giuseppe Zanotti, Prada, V2KÖ Prada’nın zencefilli şampanya ikramı çok şık. Zaten caddenin en şık mağazası da Prada. Nihat Odabaşı ve Vogue Yazıişleri Müdürü Zeynep Üner’le karşılaşıyorum. Ece Ege’nin tasarladığı FNO tişörtü Nihat’a çok yakışmış. Zeynep’i tebrik ediyoruz, bu kadar iyi bir organizasyon yaptıkları için. Vogue gerçekten süper bir iş çıkarmış.
Devamı İstinye Park’ta
Korkunç bir trafiğe rağmen azimliyim, İstinye Park’a da gideceğim. Bej’de arkadaşlarımla buluşuyorum, hemen onların masasına kuruluyorum. Sonra mağazaları geziyoruz. Mağaza sahiplerini bilmem ama FNO benim için çok güzel geçiyor. Devamını heyecanla bekliyorum.