Burgazada’daki tartışma yüzünden Fazıl Say’a herkes cephe aldı. Oysa kaç Fazıl Say çıkıyor aramızdan? Hadi onu bırakın, gecenin bir yarısı alkollüyken damarımıza basıldığında kaçımız tepkisiz kalabiliriz?
Herkes aynı şeyleri söylüyor, “Sırf yetenekli diye edepsiz olmaya hakkı var mı?”
Gündemi takip edenler biliyor, Fazıl Say’ın Nedim Hazar ve eşiyle Burgazada’daki tartışmasını.
Fazıl Say gecenin bir yarısı arkadaşlarıyla bir restoranda oturuyor. İçkiler içilmiş. Üzerine Nedim Hazar ve eşi gelip yanlarına oturuyor ve konuşmaya başlıyorlar, konuşma hakarete dönüyor ve sonunda keyfi kaçan Fazıl Say dayanamıyor. Önce başka masaya gitmelerini söylüyor, sonra da elindeki viski bardağını Nedim Hazar’ın üstüne boca ediyor. Daha sonra da çifte küfrediyor. Arkalarından da bir pet şişe atıyor ama Say’ın dediğine göre onlar gittikten sonra atıyor şişeyi.
Nedim Hazar’ın eşi Dr. Ulrike Hufner Fazıl Say’ın kendisini döveceğini zannetmiş. Fazıl Say ise “Kimseye hayatımda vurmadım, vuramam da zaten, çünkü aynı ellerle ertesi günü konser verecek olan yine benim, salt mesleki açıdan yumruğumu kaldıramam, bu mümkün değildir” diyor.
Kızdığında açıyor ağzını, yumuyor gözünü
Alışığız, Fazıl Say her kızdığında açıyor ağzını yumuyor gözünü. Çoğumuz gibi. Arkadaşı Sertab Erener’in Somali ziyareti için söylediklerine de çok laf eden oldu. Haksız mıydı? Bence haklıydı, ama ifadesi gereğinden sertti. Peki şimdi sorarım size, kaçımız kızdığımız zaman küfretmiyoruz? Kaçımız çok sinirlendiğimizde, biri damarımıza bastığında kontrolümüzü kaybetmiyoruz? Pekala hepimizin başına gelebilecek bir durum.
Klasik müzik yapan küfredemez mi?
Ben Fazıl Say ne yapsa yeridir diye düşünenlerdenim. Çünkü Fazıl Say gibi kaç kişi yetişiyor dünyada? Duygularını kontrol edememesi bana son derece normal geliyor. Yetenekli insanların, sanatçıların duygusal iniş çıkışları kaçınılmaz. Çok kontrollü olsalar böyle müzik de yapamazlar zaten. Fazıl Say, sırf klasik müzik yapıyor diye ondan hiçbir şeye sinirlenmeyen, tepki göstermeyen, küfretmeyen, kavga etmeyen ölçülü bir insan olmasını bekleyebilir miyiz? Tabii ki hayır. Ya da Nedim Hazar’dan belgeselci olduğu için asla kimseyle itişmeyen, kavga etmeyen biri olmasını bekleyebilir miyiz? Tabii ki hayır. Herkesin zaman zaman sinirleri geriliyor, bazen de yaptıklarının ya da söylediklerinin ayarı kaçıyor.
Bu kadar abartmaya gerek yok
Ben yetenekli insanları bu kadar kolay karalamamak gerektiğine inananlardanım. Bu bir ayrıcalıksa, evet yetenekli insanların ayrıcalıklı olduklarına inanıyorum ve ayrıcalık görmeyi de hak ediyorlar. Burgazada olayında bu kadar büyütülecek, abartılacak bir şey yok. Herkesin arasında olabilecek bir tartışma. Gecenin o saatinde, herkes içkiliyken, politik görüşler masaya yatırılırsa, araya “Senin baban şöyleydi...” gibi cümleler sıkıştırılıp lafla sataşılırsa olacağı budur. Ne Fazıl Say’ı ne de Hazar çiftini üzmeye değer. Hele Fazıl Say’ı karalamaya hiç değmez.
Dot sezonu açıyor
Tiyatro anlayışımızı değiştiren Dot yeni sezona sürprizlerle başlıyor. En son Maçka Gmall’da Pop-up diye bir kafe açmışlardı. Şimdi yine aynı yerde Dotmarsta için yeni bir tiyatro salonu açıyorlar. Adı da Yeni Salon. Bu salondaki ilk oyun kasım başında. Daha yakın zamanda bir müjdeleri de var, Dennis Kelly imzalı yeni oyunları ‘Öksüzler’ 1 Ekim’de başlıyor. Tuğrul Tülek yönetiyor, Gizem Erdem, İbrahim Selim ve Ushan Çakır oynuyor. Biletler 9 Eylül’de satışta. Yer sınırlı, biletler hızlı tükeniyor. Oyunu izlemek istiyorsanız elinizi çabuk tutun.