Anneler gününü geçirmek için annem ve ablamla gittiğimiz Paris sokaklarında sürekli Türkçe konuşmalar duyuyoruz. Hatta tanıdıklarla karşıla-şıyoruz. Sanki Nişantaşı’nda bir kafede oturur gibiyiz
“Ne güzel, kızlarınızla seyahat ediyorsunuz” diyor annemin yanında oturan, sonradan üç erkek çocuk annesi olduğunu öğrendiğimiz hanım. Hemen ekliyor, “Erkek çocuklarla böyle olmuyor işte.”
İstanbul - Paris uçağındayız, üç kadın, annem, ablam ve ben. Doktor randevularını Anneler Günü’ne denk getirip hem aradan çıkaracağız hem moral depolayacağız.
Paris’te sokakta sürekli Türkçe konuşmalar duyuyoruz. Hatta tanıdıklarla karşılaşıyoruz. Plaza Athénée’nin kaldırımdaki masalarına yayılıyoruz. Sanki Nişantaşı Beymen Brasserie’de oturur gibiyiz.
Gelen geçen o kadar çok tanıdık var ki. Herkes birbiriyle konuşuyor. Garsonlar bile bu kadar çok tanıdığımız olmasına şaşırıyor.
İlk akşam yorgunlukla kendimizi midyeci Léon’a atıyoruz. Yan masada Türkler var. Hatta birkaç masa ileride de. Eskiden olsa yurtdışında Türklerle karşılaşınca “Ay burada da mı?” diyebilirdim, ama nedense artık hoşuma gidiyor.
Ertesi gün St. Germain’de dolaşırken karşımıza Stepevi mağazası çıkıyor. Sonra Vogue Paris’te görüyoruz: Hakan Yıldırım’ın yeni koleksiyonu artık St. Honoré’deki meşhur konsept mağaza Colette’de. Colette gibi her şeyin en yenisinin çıktığı mağazada satılıyorsa artık tamamdır. Bon Marché’de ise Dice Kayek karşımıza çıkıyor.
Hangi sergileri gezsek diye bakarken Centre Pompidou’da Sarkis sergisi var, biliyoruz. Pinacotheque’te ‘Bedri Baykam’a Açık Çek: Edward Munch’e Saygı’ sergisi var. 18 Temmuz’a kadar devam edecek. Bohem bölge Marais’de dolaşırken de Art Présent galerisinde Orhan Taylan’ın sergisini görebiliyorsunuz. Fransa’da ‘Türkiye mevsimi, 31 Mart’ta sona erdi’ diye biliyorduk. Oysa Paris’te durum hiç de öyle değil.
Twitter’a rakip geldi: FormsprIngFormspring’i (www.formspring.me) daha düne kadar duymamıştım. New York Times’daki makaleyi okuyunca sevindim, görüş alınan yetişkinlerin arasında da Formspring adlı sosyal paylaşım ağını duyan kimse yok. Oysa 13 -19 yaş arası gençler arasında son zamanlarda en popüler site bu.
İlk okuduğumda bana Ekşi Sözlük’ü hatırlattı. Ama bu site daha farklı. Twitter ya da Facebook’unuza da bağlayabiliyorsunuz. İsteyen soru soruyor, isteyen yorum yapıyor. Ama yazılanların kimden geldiği hiç belli olmadığı için gelen yorumlar da sorular da genelde çok acımasız.
Posta kutunuzdaki mesajları cevaplayabilir, görmezden gelebilir ya da hemen silebilirsiniz. Sadece cevap verdiklerinizi herkes görebiliyor, diğerleri size özel kalıyor. Görüş alınanlardan biri aynı kıyafet hakkında çok negatif yorum gelince o kıyafeti giymeyi bıraktığını anlatmış.
Formspring geçen Kasım ayında başlamış. Şimdiden her ay 28 milyon ziyaretçisi var. Bunların yarısı ABD’den. Bakalım Twitter sonrası bizde de Formspring çılgınlığı başlayacak mı? Yoksa Ekşi Sözlük ne olursa olsun hiç rakip tanımaz mı? Yakında göreceğiz.
Topaz’da bir şeyler oluyorİstanbul’un en güzel manzaralı restoranlarından biri Topaz. Bizde genelde adettir, manzara iyiyse yemekler kötüdür. Topaz tezimi çürütüyor. Yemekler de manzara kadar başarılı.
Özellikle şimdi yeni bir şefleri var. Daha önce Reina’da ve New York’ta çalışmış Tevfik Alparslan artık hünerlerini Topaz’da döktürüyor.
Artık yeme-içmede yöresel, taze malzemeler öne çıkıyor. Topaz da bunu fırsat bilip ‘Anadolu’yu geziyor’ diye bir seri başlatmış.
Ben geçen hafta Nisan ayının ürünü Bodrum Güllük’ten gelen karidesi test ettim, onayladım. Karides carpaccio’dan karides-enginar salatasına, deniz ürünlü risotto’ya her şey çok lezzetliydi. Mayısın ürünü Afyon Açın Köyü’nden gelen kaymak. Haziranda Antalya Serik’ten kabak çiçeği, temmuzda Bursa Gazipaşa’dan enginar, ağustosta Balıkesir’den kuşkonmaz, eylülde Ortaköy’den palamut diye devam ediyor liste.
Yemeklerin lezzeti kadar sunumu da etkileyici. Ne yazık ki ‘fine dining’ restoranların bir şansızlığı var. Artık kafe fiyatları da onlarla yarışır durumda olsa da ‘fine dining’ restoranlar daha pahalı algılanıyor. Bu yüzden de böyle restoranlar daha çok özel kutlamalar için tercih ediliyor. Oysa Topaz’ın iki çeşit yemekli 50 TL’lik öğle mönüsü de var. İyi yemek ve güzel manzara isteyenlere duyurulur!