Karşımda uçsuz bucaksız gibi görünen bir kuyruk. Millet birbirini parçalamak üzere. Bir yandan da telefonla konuşuluyor. Sırada daha önde olanlara, “Bana o bej trenç-kotun 36’sını al, ben sana sonra veririm parasını” şeklinde siparişler geçiliyor.
Baştan kabul etmek lazım. Kadınlar konu alışveriş olunca deliriyor. Gözlerimiz hedefe kilitleniyor, hiç kimseyi görmüyoruz. O sırada asla ve asla bize bulaşmayacaksınız. Yoksa başınıza geleceklerden kesinlikle sorumlu değiliz. Erkeklerin maçlardaki durumundan daha tehlikeli olduğumuz kesin.
Sonsuz kuyruğa bakıyorum
Cool’luk yapmaya gerek yok. İşte ben de bu korkmanız gereken kadınlardan biriyim. H&M, ilk mağazasını Bayrampaşa Forum İstanbul’da açacağını duyurduğu zaman “Ay, nasıl gideceğiz oraya?” derken şimdi Forum’da ağzım açık bu sonsuz kuyruğa bakıyorum. Beni öldürsen o kuyruğa girmem. Ama H&M’e girmeden şuradan şuraya gitmem. Neyse ki, basın mensubu olmanın avantajını kullanıp kuyruğa girmeden kendimi Türkiye’nin ilk H&M mağazasında buluyorum.
Şampanyalar, Carlo Bernardini’nin hazırladığı finger food çok şık. Ama hiç önemli değil. Biz hedefe kilitlenmiş durumdayız. Gözümüz ne şampanya, ne de başka bir şey görecek durumda. O an ne oluyorsa bilmiyorum, elimde askılar oradan oraya sürükleniyorum. Askılar birilerine takılıyor, umrumda değil. Garsonlar kadehleri düşürüyor, etraf cam kırıklarıyla doluyor. Hiç önemli değil. Yemek ikramı yapılırken “Çekin şunları gözümün önünden” dememek için kendimi zor tutuyorum. Ağzımdan çıkanı kulağım duyacak halde değil.
İndirimi kaptım
Elim kolum dolu, kasaya doğru ilerliyorum. Bende komik bir alışkanlık var. Beğendiğim her şeyi mağazanın içinde saatlerce taşıyabilirim. Ama kasaya yaklaştıkça bir bir elemeye başlarım. Sonra da kasada bir bakarım, elimde tek bir parça kalmış. O zaman da o kadar ağır yük taşıdığıma mı yanayım, “Tek parça için kasa kuyruğunda beklemeye değer mi?” diye mi düşüneyim, şaşırırım. Yine öyle oldu, kolları fırfırlı çizgili bir hırkayla çıktım H&M’den. Fiyatı 49 TL. VIP açılışa özel bir de yüzde 25 indirim vardı. 37 TL’ye geldi.
Bir hırka uğruna kendimi savaştan çıkmış gibi hissediyorum. Pestil gibiyim. Ama pişman değilim. Yine olsa yine aynı izdihama katılırım. Eğer siz de benzer duygular içindeyseniz bugün saat 11.00’de H&M mağazası resmen açılıyor. Ben izninizle dinlenmeye çekiliyorum.
NUSR-ET’TEN SÜRPRiZ GELiYOR!
Geçen gün Mimolett’in şefi Murat Bozok sordu, “Etiler’de müthiş bir steakhouse var, gittiniz mi?” diye. Hemen atladım, “Nusret bir tanedir. Ben onu Günaydın zamanından tanıyorum.” Kendi yerini açmak ve bu işi en iyi şekilde yapmak için ne kadar büyük bir mücadele verdiğini çok yakından biliyorum. Hatta Nusr-et’in açılacağının ilk müjdesini de ben vermiştim. İşte şimdi ikinci müjdeyi vermek de bana nasip oldu. Nusret fanlarına gururla duyurulur: Nusr-et Burger çok yakında Bebek’te açılıyor.
Sadece burger ve Nusret spesiyalitesi olan lokum olacak burada. Nerede mi? Kuruyemişçinin üstünde. Her köşe başında bir steakhouse ya da burgercinin açıldığı şu günlerde yeni bir burgerci açmak iyi bir fikir mi diyenlere, tek cevabım “Nusret bu, o yaparsa olur.” Evet, fiyatları yükseldi, evet hâla bir şarap mönüsü yok, ne verirlerse onu içiyorsunuz, evet Nusret bazen mutfakta o kadar işlere dalıyor ki, “Merhaba” bile diyemiyorsunuz ve sohbetini özlüyorsunuz. Ama her şeye rağmen karşınızda Nusret kadar işini seven ve ciddiye alan birini görünce akan sular duruyor. Nusr-et Burger’ı da heyecanla bekliyoruz.