PERŞEMBE akşamı 29 Les Ottomans’daydım. Bir ay kadar kısa bir sürede açılmış bir restoran gibi değil. Sanki hep vardı gibi, daha oturmuş. Bütün müşteriler Ahu Aysal ve Fadıllıoğlu ailesinin evinde konuk gibi. Ev sahiplerini tanımıyorsanız bu durum size ilginç gelebilir. Bir masada Zeynep-Metin Fadıllıoğlu, Cem Hakko-Ronit Gülcan’ı ağırlıyordu. Bir masada Ahu Aysal Belma Simavi’yle yemekteydi. Arka masamızda Şarık Tara ve ailesi... Başka bir masada da Selin Fadıllıoğlu ve arkadaşları... Yemekler 29’dan farklı ama lezzetli. Mönü makarna, risotto, pizza ağırlıklı. Makarna fiyatları 30 TL civarında, et ya da balık yemeklerinin fiyatları 70 TL’ye geliyor. Mönü biraz daha çeşitlendirilebilir gibi geldi bana. Özellikle başlangıçlarda daha çok seçenek olabilir. Bir tek tiramisu bana fazla kremalı geldi, onu da görevliye söyleyince volkanla (içinden çikolata akan kek) telafi ettiler.
CUMA akşamı program çoktu. Adriana Lima Al Jamal’de. Bu da demek oluyor ki içeride sigara içilmeyecek. Adriana Lima sayesinde bizde ilk defa dumansız eğlenebileceğiz diye sevindik. Hakkasan’da Devrialem ve Lounge 102’nin düzenlediği “Chinese New Year” partisi vardı. Devrialem’in partileri meşhurdur. Hani şu Karaköy’deki yılbaşı partisini de onlar yapmıştı. W’da yine parti vardı. Artık sadece çarşambaları değil, diğer günler de partiler oluyor. Program çok olunca, herkes bir yana dağıldı.
CUMARTESİ akşamüstü Lucca’daydım, Ahu Yağtu’nun vintage sale’i vardı. O kadar kalabalıktı ki, iyi bakamadık kıyafetlere. Sadece 350 TL civarındaki fiyatlar yüksek geldi, özellikle de C&A markalı bir elbise için. Bir mankenler grubu vardı. Sinem Güven, Özge Ulusoy, Ece Sükan aynı masadaydı. Sonradan İlker İnanoğlu da gruba katıldı. Gece Adriana Lima Ulus 29’da yemeğe gidiyordu. Beyoğlu Galerist’te Ross Lovegrove’un sergisinin açılışı vardı. İzdihamdan korktum. İstikamet Beyoğlu... Nupera artık bir kulüp olmaktan çıktı. Delicatessen Nupera’nın ruhuna uymadı. Zaten sahibi Elif Yalın da geceleri mekânını kapatıp gitmek istiyor diye duydum. Hatta birkaç hafta önce Elif Yalın, Delicatessen’i kapatmaya kalkışmış, Mars Entertainment’ın sahibi Menderes Utku ve Muzaffer Aksoy zor ikna etmişler. Delicatessen’in başka bir yerde çok daha iyi olacağına eminim. Nupera’ya “Evinizin rahatlığında bir kafe” ortamı olmadı. Eski Nupera’yı ve tabii Mehmet Gürs’ün Lokanta’sını özlüyoruz.
PAZAR günü yüzde 90’lara varan indirimler takip edildi. Her indirim SMS’ine inanılmamalı. Akşam da Kanyon’a sinemaya gidildi.
Deniz taksi yazlık değilmiş
Özer Çiller’in yalısından çıktığımda hava kararmış, trafik kilitlenmişti. Yeniköy’den Beylerbeyi’ne gitmem belli ki saatlerimi alacaktı. İstinye deniz taksi durağını görünce heyecanlandım ve İDO’yu aradım. Deniz taksi 10 dakikada geldi, 15 dakikada Beylerbeyi’ndeydim. 60 TL ödedim. Deniz taksi 10 kişilik, içi uçak gibi, koltuklar konforlu. Önünüzde yere kadar cam var, manzara nefis. Kışın da sıcacık gidiyorsunuz, hiç üşüme riski yok. Bir de hoplaya hoplaya gitmek çok zevkli. İnerken kredi kartıyla da ödeme yapabiliyorsunuz. Gerçi benim şansıma POS makinelerinde problem vardı, ödemeyi nakit yapmam gerekti. Bundan sonra daha çok deniz taksi kullanmaya kararlıyım. Köprüye girmek için saatlerce bekleyenler beni daha iyi anlayacaktır. Tel: 444 44 36
Türkiye’de kayağa gidilir mi?
Son yıllarda arkadaşlarımın başına gelenler yüzünden benim cevabım hayır. Kayağa gitmek için önce kendinizi güvende hissetmelisiniz. Yurtdışında kayağa gittiğinizde kaldığınız otel sizi sigortalıyor. Başınıza bir şey gelirse helikopter ambulanstan hastaneye tüm masraflarınız karşılanıyor. Her dağda tam teşekküllü bir hastane mutlaka bulunuyor.
Gelelim bizdeki duruma. Bürokratik engellerden tutun koskoca Uludağ’da bir hastane bile olmamasına... Gerekli önlemler alınmış olsa Ümit’in kurtarılamaması için hiçbir neden yok. Sadece Uludağ değil bu durumda olan, Kartalkaya’da da yıllardır neler neler oluyor... Telesiyejlerin kopmasından otel görevlisinin kar motoruyla son hızla bir müşteriye çarpıp ağır yaralamasına kadar çok şey oldu. Bu kazalar yüzünden aylarca yürüyemeyen, bir sürü ameliyat geçiren tanıdıklarımız da oldu. Otel yetkililerinden ne bir özür, ne bir yardım... Başbakan “Uludağ’ı Davos yapacağız” demiş. Bizim istediğimiz Davos değil, sadece can güvenliği ve sağlık hizmeti...