Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Onu geç keşfettik.

Ünlü arkadaşları, ilginç giyim tarzı, renkli gece hayatıyla kültür-sanat sayfalarından magazine transfer oldu.

Eğlenmek için taktığı peruktan, ‘Baba Beni Okula Gönder’ müzayedesinde Türkan Şoray’ın resmini 200 bin liraya satın almasına kadar birçok magazin haberiyle gündeme geldi.

Tam 5 yıl önce yaptığımız bir röportajda “Hermes çantaya 85 bin Euro veren kadınlar bir çanta parasını 200 kız çocuğunu barındıracak bir yurda veremiyor. İşte Türkiye burası.” demişti.

Ardından da eklemişti, “Bu ülke bana iyi, cömert davrandı. Ben de geri verirken hiç düşünmedim bile. Zaten yapmam gerekirdi.”

Haberin Devamı

Bizim gündemimize magazin haberleriyle otursa da, o, dünyanın belli başlı sanat merkezlerinde yapıtları sergilenen, uluslararası alanda adı sayılan az sayıda çağdaş Türk sanatçıdan biri.

İşlerinden çok, özel hayatında yaptıklarını konuştuğumuz günler

geride kaldı.

Son yıllarda birdenbire İstanbul gece hayatından uzaklaştı, New York’a döndü ve sesi soluğu kesildi.

Şimdi ise müthiş bir geri dönüş yaşıyor.

New York’ta Richard Taittinger Galeri’de son sergisi ‘Come Midnight’ı açtı.

Sadece işleriyle değil, mekanı da tasarlayıp dönüştürmesiyle de olumlu eleştiriler aldı. Bu sefer iyi haberleri New York’tan İstanbul’a kadar geldi.

Boşuna, herkes, Haluk Akakçe’nin geri dönüşünü konuşmuyor.

Şehirde kalanlara: Backyard
Hafta sonu Bodrum’a, Çeşme’ye, hatta Kilyos’a Babylon’a gidemeyenlerin imdadına yetişti Bebeköy’deki Backyard.
Uzun bir tadilat sürecinden sonra hızla hayatımıza girdi.
Bahçesindeki Back Bar’da Menderes Utku’dan Mehmet Garan’a birçok tanıdık isim set başına geçiyor.
Çimlere yayılmak da, eğlenmek de mümkün.
Üstelik iyi partilere de ev sahipliği yapıyor.
Bu yaz belli ki daha çok konuşulacak.
Soyadı meselesi
“Neden bu kadar şok edici bir olay!” demiş Zoe Saldana, eşi Marco Perego’nun kendi soyadını alma kararına.
“Artık erkekler eşlerinin soyadlarını aldığında yok olmayacak, tam tersine değişimden yana biri olarak hatırlanacaksınız”
diye bir açıklama da Marco Perego’dan gelmiş.
Biz Özer Uçuran Çiller’den alışığız böyle durumlara.
Zaten evliliklerin kariyerden sonra, geç yaşta yapıldığı bir dönemde, boşanma oranlarının hızla arttığı bir devirde, hatta çizgi kahramanlar Homer ve Marge Simpsons’ın bile boşanacağının açıklandığı günlerde soyadı meselesi hala bu kadar önemli mi?
BBC yapımcısı Andy Brown ile Helen Stone
orta yolu, soyadlarını birleştirerek ‘Brownstone’u alarak bulmuşlar.
Oysa 30 küsur yıl bir soyadıyla yaşadıktan
sonra evlenince değiştirmek yerine, herkes kendi soyadıyla yaşasa hayat daha kolay olmaz mı?