Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her tatil dönüşü acıklı olur. Moral ve enerji depolarsınız. Kendinizi çok çok iyi hissedersiniz. Tam bu moralle uzun süre idare ederim dersiniz. İşte o anda olan olur. İstanbul’un stresi başlar. Buradayken fark etmediğimiz gerilim hali, uzaktan gelince daha da çok hissediliyor.
Biz iyi şeylerden konuşalım, size biraz daha gezdiklerimi, gördüklerimi anlatayım. Küçük Amerika San Juan’da sokakta Johnny Depp ile karşılaştıktan sonra Havana, Küba’ya uçtuk.
Havana’da zaman durmuş gibi. Kartpostal tadında bir manzara. Çok etkileyici. Herkes haklı, Castrolar ölmeden Küba mutlaka görülmeli.
Mimari olağanüstü, ama güzelim tarihi binalar parasızlıktan dökülüyor. Birçoğunu İspanyollar, Fransız mimarlara yaptırmış.
Kübalılar her türlü sıkıntıya rağmen neşeli. Her yerde canlı müzik var. Bueno Vista Social Club’ın üyeleri her köşe başında karşınıza çıkıyor. Ama öyle anlatıldığı gibi burada herkes sokaklarda dans etmiyor. Yine de sokaklar hareketli. Özellikle de Old Town’daki Plaza de la Catedral adlı meydan Venedik’teki San Marco Meydanı’nı aratmıyor. Meydanın bir köşesine El Patio diye bir restoran kurulmuş. Ben de buraya kurulunca bütün gün kalkmak istemiyorum.
Arabalar 60’lardan kalma, hâlâ vızır vızır çalışıyor. Bir de Coco taksiler var. Coco, arkası hindistan cevizi şeklinde olan, önü motosiklet olan bir taksi türü. 

Hemingway’in favorileri
Otellerin lobileri muhteşem. Yine de tuvaletlerde klozet kapağı ve tuvalet kağıdı yok. Odalara çıkınca büyük hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Bizim standartlarımızda iyi ve temiz bir otel arıyorsanız bir tek Saratoga var Havana’da. Ernest Hemingway’in favorisi Ambos Mundos Hotel’in bile odaları leş gibi.
Hemingway demişken diğer favorilerini de yazayım. Daiquiry için El Floridita diye şık bir restorana gidiyormuş, restoran hâlâ çok iyi. Mojito içinse minicik bir bara... Sokak arasında olan La Bodeguita del Medio 10 metrekarelik bir bar. O küçücük alanda hem canlı müzik var, hem de üstünde mojito bardaklarının dizildiği uzun bir bar... Havana’da içtiğimiz en iyi mojito burada -ki İstanbul’da içtiğimiz mojitoların çoğu da bu ayarda. Diğer yerlerdeki mojitolar içilebilir değil.
Deniz ürünleri seviyorsanız Havana’da yaşadınız! Burada en çok balık, ıstakoz ve karides var. Gittiğiniz en salaş lokantada bile nefis ıstakoz yapıyorlar. Yeme-içme fiyatları çok uygun. Bizde bir kafede ancak kahve içebileceğiniz fiyata burada iyi bir restoranda sofranızı donatabiliyorsunuz.

Nereleri görmeli?
Burada Museo de la Revolution’i gezerken Che’nin fotoğraflarına bakıp hayran kalıyorsunuz. Zamanının Brad Pitt’i. Çok yakışıklı. Che, Benicio del Toro’ya gerçekten çok benziyor. Zaten Küba’da her yerde onun fotoğrafları ve fotoğrafının olduğu hediyelik eşyalar satılıyor. Fidel ve Raul Castro’nun fotoğraflarını ise sadece bu müzede görebiliyorsunuz.
Sonra Küba’nın meşhur romu Havana Club’ın müzesini geziyoruz, daha sonra da Partagas puro fabrikasını. Puro fabrikasında, bu bayıltıcı sıcakta puroları kan ter içinde saranları görünce “Bir daha puro içmeyeceğim” diyenler oluyor. Hep puroların güzel Kübalı kadınların kucağında sarıldığı söylenir ya, doğru değil.
Purolarla ilgili küçük bir bilgiyle bağlayalım. Romeo&Julieta, Montecristo gibi birçok puronun adı romanlardan geliyor. Neden mi? Çünkü puroları elleriyle saranlara her gün iş başında sıkılmamaları için kitap okunuyor. İlk başta hangi puroyu sararken hangi roman okunduysa, o puroya o romanın adı verilmiş. Hâlâ her sabah gazeteler, her öğleden sonra da roman okunuyor. Nasıl ama?  


Havana’da neler oluyor
Türkan Saylan’a büyük ayıp
Türkan Saylan bana ve eminim milyonlarca insana göre   Türkiye’nin en önemli örnek isimlerinden biri.
Bu ülke için çok hizmet vermiş muazzam bir insan.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı. Çağdaş yaşam için, cüzzamla savaş için, Güneydoğu’daki kızları okutmak için dur durak bilmeden çalıştı. Hiç yorulmak bilmedi. Sayısız ödülü var. Dün Türkan Saylan’ın evi aranıyor haberleriyle güne başladık. Yaptığı sayısız iyilik ve hizmet, bu kadar zor bir hastalıkla mücadele ederken bu şekilde mi kendisine dönüyor?
Üzüldüm, çok üzüldüm.