Uçak biletleri 500 lirayı aştı, lahmacun-ayran bile 50 lira oldu. Bu fahiş fiyatlarla bile Bodrum’da tatile değer mi?
Bodrum sezonunu bu yıl geç açtım. Hem de söylene söylene. 50 dakikalık İstanbul-Bodrum uçuşunda göz açıp kapayıncaya kadar inişe geçiliyor. Ama gelin görün ki, Bodrum uçak biletleri 3-4 saatlik Avrupa uçak biletleriyle aynı fiyat, hatta bazen daha bile pahalı. Uçak biletlerinden sonra 50 liralık lahmacun-ayran haberleri gözümün önüne geldi. Plajlarda fiyatlar uçmuş durumda. Otellerde de durum aynı.
Bodrum’da bir hafta tatil yapmak yurt dışında tatil yapmaktan epey daha pahalı. Özellikle de Yunan Adaları’ndan kat be kat pahalı. Değer mi? İşte bütün mesele bu.
Bir son dakika kararıyla pazartesi sabahı ilk uçakla Bodrum’a geldim. Hala tereddütteyim. Havaalanı sonrası doğrudan Türkbükü pazarına gidip alışveriş yaptıktan ve buz gibi denize girdikten sonra artık biliyorum. Kesinlikle değer. Tabii ki gönül istiyor, Bodrum 12 ay yaşasın, işletmeler ve esnaf 2 aylık sezonun acısını bizden çıkarmasın. Umarım Bodrum’u katletmeden o günleri de görürüz.
BİR YALIKAVAK KLASİĞİ: BALIKÇI HASAN
Çıkışta bir Bodrum klasiği olan Balıkçı Hasan’ın Yeri’ne gidiyoruz, Deniz Restoran olarak da biliniyor. Yalıkavak’ta Sait, Memedof ve Hasan üçü yan yana dizili. Memedof çok yer değiştirdi, Sait çok büyüdü ama Balıkçı Hasan ben kendimi bildim bileli aynı. Burası güneşi batırmak için çok iyi bir seçim. Kabakçiçeği dolmasını heyecanla beklerken aniden dalgalarla ıslanabiliyor-sunuz. Mezeler de balıklar da her zamanki gibi o kadar başarılı ki çoktan doymuş olsanız bile kendinizi bir türlü durduramıyorsunuz. Yeni yerlere karşı değilim ama iyi ki Balıkçı Hasan gibi değişmeyen yerler de var.
PALMARİNA OLMUŞ!
Şimdi gelelim bir Bodrum akşamına... Yalıkavak Marina’yı Mübariz Mansimov aldığından beri çok şey değişti. İçinde Cipriani ve Billionaire Club’ın açıldığını duymayan kalmadı. Peki ama bu iki marka bir marinayı adam etmeye yeter mi?
Mega yatlar başrolde
Yalıkavak Marina uzun zamandır başı boş kalmıştı. Tekne sahibi değilseniz buraya gelmek için bir neden yoktu. Şimdi durum değişti. Mega yatların olduğu dev bir bölüm var. Birkaç ay önce Dubai Boat Show’da mega yatları gezmiş biri olarak söylüyorum, buradaki-lerin yanında Dubaide-kiler bir hiç. Burada teknelerin önünden yürüyenleri görevliler uyarıyor, tekne sahipleri rahatsız oluyor diye. Olurlar tabii, marinada yürüyen herkes kedi ciğere bakar gibi ağzı açık tekneleri inceliyor. Denize ve tekneye meraklı olma-yanlar bile. Burada Suudi Arabistan Prensi’nin diğer teknelerin yanında gökdelen gibi duran 88 metrelik teknesi başrolde. Donald Trump’tan satın aldığı bu tekne 1980 yapımı olmasına rağmen marinadaki en şaşaalı tekne. Yanında daha birçok gösterişli tekne var. En çok Melek’i beğeniyoruz.
Mega yatların karşısındaysa yeni açılan restoranlar bölümü var. Dışarıdan bir anıt gibi, her yer traverten. Ama neyse ki restoranların içine girip de kendinizi deniz kenarına attığınızda durum değişiyor. Sol başta Yalıkavak’ın meşhur balıkçısı Sait var. Esas Sait hangar gibi olduğu için doğrusu marinadaki yeni Sait’i daha çok beğeniyorum. “Rakı-balık değil de bellini-carpaccio isterim” diyenler için hemen yanda İtalyan restoranı Cipriani var. Cipriani, çok masa masa olmuş. Doğrusu güzel bir bar da giderdi buraya.
Billionaire Club yakışmış
Billionaire Club biraz ileride. Merdivenlerden çıkınca tam karşınızda sonsuz bir havuz var. Deniz kenarında havuz sevmem ama yine de bu deniz suyuyla doldurulmuş denize dökülen hissi veren havuz hoşuma gidiyor. Havuzu geçip merdivenlerden inince Billionaire’in plajındasınız. Kayaların üstünde bir platformda güneşlenip denize atlamak mümkün. Tek sorun burası çok rüzgarlı ve dalgalı olabiliyor. Billionaire’ın beach club’ı her gün 10.00-20.00 saatlerinde açık. Giriş ücreti 100 TL ama bu 100 TL’yi yeme-içme için harcıyorsunuz. Maça Kızı’nın plajının 150 TL olduğunu düşününce Billionaire Club’ın bu pırıl pırıl yerinin fiyatı da fahiş gelmiyor. Zaten buradaki tekneleri gördükten sonra sanırım hiçbir rakama şaşırmak mümkün değil. Billionaire Club’sa sadece perşembe, cuma ve cumartesi geceleri açık.
İtiraf etmeliyim, Yalıkavak Marina’dan yeni adıyla Palmarina’dan etkilenerek çıkıyorum. Böyle lüks yerler yüksek gelirli turistleri Bodrum’a çekmek için ve tabii Türk turizmi için önemli. Bu arada marinanın diğer kısmı da seneye yenilenecek.