Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Viskinin anavatanı İskoçya’da, sonsuz yeşillikler arasında Drummuir Şatosu’ndayım. Viski damıtımevlerinden fıçı üretim tesislerine küçük bir tura çıkıyorum

İskoçya’dayım. İstanbul yazından İskoçya kışına ani bir geçiş söz konusu. Biz paltolarla donuyoruz, İskoçlar gömleklerle geziyor. Speyside’da nereye baksanız uçsuz bucaksız yeşillik var. Sabahları yeşil yerine bembeyaz oluyor çimenler çünkü çiğ kaplıyor her yeri. Koyunlarsa sabah akşam farketmeden ve hiç ara vermeden otluyor. Çimenlerden kafalarını hiç kaldırmıyorlar bile. Bir o yana dönüp otluyorlar, bir bu yana dönüp. Hiçbiri birbirinin alanına girmiyor. Yolda ilerlerken önünüze geyik yavruları çıkabiliyor, durup onlara yol veriyorsunuz. İskoçya’daki tabiat başka hiçbir yerde yok.

Haberin Devamı

iSKOÇYA’DAN BiLDiRiYORUM


23 yatak odalı şato
İskoçya’da yeşilliklerin arasında muhteşem şatolar var. Johnnie Walker’ın Drummuir Şatosu’ndayız, Mey İçki CEO’su Galip Yorgancıoğlu’nun davetlisi olarak. Drummier, 23 yatak odalı dev bir şato. Kütüphane odasında çıtır çıtır şömine yanıyor, karşısında viski meraklılarını kıskandıracak bir bar var. Her markanın en sınırlı sayıda üretilmiş viskileri bara dizilmiş. Arkada ise bir bilardo masası var. Yerler İskoç deseni halı. Yatak odalarındaki banyolar bile halı kaplı, ayaklı küvetlerin karşısında koltuk, tabakların sergilendiği büfe gibi detaylar dikkat çekiyor. Bir de beni en çok şaşırtan şatonun girişindeki misafir tuvaletinde duvarda Kraliçe Elizabeth’in dev mührü olması.

‘Melekler de payını alıyor’
İskoçya’da doğa ve şatolar kadar etkileyici bir de viski damıtımevleri var. Neredeyse her köşe başında farklı bir viski damıtımeviyle karşılaşıyorsunuz. Önce Cragganmore’dan başlıyoruz. Global İskoç Viski Elçisi Ewan Gull ile geziyoruz. Gull anlatıyor; “Fıçılardaki viskilerin yüzde 2’si buharlaşıp yok oluyor, buna biz İskoçlar ‘Meleklerin payı’ diyoruz.”
Her tesis gezisinin sonunda bir de tadım yapılıyor. Tadımlarda bir kez daha görüyoruz, viskinin rahiyasını çıkarmak için üçte biri oranında su eklemek gerekiyor. Buz eklemek konusunda İskoçlar daha temkinli. Ewan Gull, “Öyle seviyorsanız neden olmasın?” diyor ama kendisi viskiyi buz yerine suyla içmeyi tercih ediyor. “Hatta bu da viskisine ve ruh halime göre değişiyor. Bazı viskileri sek içmeyi tercih ederim” diye ekliyor.
Daha sonra Clynelish Damıtımevi’ni geziyoruz. Her tesisin birbirinden farklı noktaları var. Son olarak da Cardhu Damıtımevi’ndeyiz. Cardhu, Johnnie Walker’ın kalbi. Malum Johnnie Walker, blended bir viski ve bu blend içinde en çok öne çıkan malt viski Cardhu. Cardhu’da Johnnie Walker Double Black tadımı yapıyoruz, Galip Yorgancıoğlu müjdeyi veriyor,
“Double Black yakında Türkiye’de.”
Damıtımevlerinden sonra bir de fıçı üretim tesisi geziyoruz. En az damıtım evleri kadar etkileyici. Fıçı atölyesinde müthiş bir insan gücü var. Herkes parça başı çalışıyor, o yüzden yemek molası bile vermedikleri oluyor. O gördüğünüz fıçıları yapmak çok meşakkatli bir iş. İşte o yüzden fıçı yapanlar yılda 55 bin-60 bin pound kazanıyor. Tabii İskoçya’da yaşayan biri için çok büyük para bu.
Bugün İskoçya gezimize bir giriş yaptık. Yarın İskoçya’da en çok hoşuma giden şey ve gurmelerimizden öğrendiklerimle devam edeceğiz.