İstanbul’da hareket bitmiyor
Pazartesi gecesi Joke Perestroyka’da Feel Like A Star partisi vardı. Daha Bodrum yorgunluğunu üstümden atamamış, pazartesi sendromundan kurtulamamış bir halde partiye gittim.
Bir de ne göreyim... Sanki günlerden pazartesi değil. Bu bir yaz partisi değil de sanki bir düğün gibi... Herkes çok ama çok süslü.
Kinski, Hemingway ve diğerleri...
Bir masada Nastassja Kinski, Mariel Hemingway ve Steve Guttenberg oturuyor. Bizim kadınlar ne kadar frapansa Kinski ve Hemingway de o kadar sade.
Herkes Nastassja Kinski’nin etrafında fıldır fıldır dönüyor. Tanışmak, el sıkışmak, hediye vermek ve fotoğraf çektirmek isteyenler...
Bunlardan biri de siyah Rouland Mouret elbisesi ve tüllü şapkasıyla Hande Ataizi. Hande, Kinski’nin yanına gidiyor, tanışıyor ve birlikte fotoğraf çektiriyor. Herkes ağzı açık onları izliyor ve aynı şeyi söylüyor, “Bir Kinski’ye bak, bir Hande’ye...” Hande’nin yanında doğrusu Kinski çok sıradan kalıyor. Belli belirsiz makyajı, sade kıyafetiyle son derece iddiasız. Hiç de erkeklerin rüyalarını süsleyen kadın gibi değil. Ahı gitmiş vahı kalmış diyenler oluyor. Bu konuşmaları duyan yıldız fotoğrafçı Nihat Odabaşı diyor ki, “Acımasız olmayın, kadın kaç yaşında!”
Elimize yapışan Blackberryler ile hemen google’lıyoruz ve öğreniyoruz ki Kinski tam 50 yaşında. Bizim 50’likler botoks mucizesiyle genç kız gibi duruyor ve birbirlerine ikiz kadar benziyor. Kinski bizim alıştığımız 50’likler gibi değil, sanki daha yaşlı duruyor. Ama hakkını yemeyelim, hala güzel.
Gece boyunca Kinski ve Hemingway masaya gelen yemekleri silip süpürüyor. Herkes dans ederken onlar Gazi ve Bilal Ateş’in yemeklerinden başlarını kaldıramıyor. Hatta yemek tariflerini de alıyorlar. Sonra zebra kostümlü dansçı kızları merakla izliyor ve bol bol fotoğraflarını çekiyorlar. Biz de Kinski’ye bak, kızlardan gözlerini alamıyor diye gülüyoruz. Bir süre sonra Al Jamal’e gitmek üzere buradan ayrılıyorlar.
Partinin en yakışıklısı kim?
Onlar gittikten sonra da parti son hızla devam ediyor. Swarovski taşlı bebe yakalı siyah tuvaletiyle Demet-İbrahim Kutluay geliyor. Demet’in ağır kıyafetine amma da abartmış yorumları yapılıyor ancak sonradan ortaya çıkıyor ki Four Seasons’da bir düğünden gelmişler. Yine de siyah kapalı elbise çok kışlık. Demet yerinde duramıyor, sürekli dans ediyor.
Gecenin en havalı kadını Hande Ataizi. En yakışıklı erkeği ise jilet gibi haliyle Nihat Odabaşı. İkisi birlikte dans ediyorlar. Tamer Yılmaz’dan Fadik Sevin Atasoy’a, Serra Tokar’dan Rıfat Elhadef’e, Ayşe Ege’den Özlem Önal’a renkli bir kalabalık var. Özlem Önal her zamanki gibi yine çok güzel. Bütün gece Salih Saka’nın yanında, DJ kabininde duruyor. Arada aynen Kinski gibi telefonuyla dansçı kızların fotoğrafını çekiyor.
Akaretler’de ses kısılınca biz de Al Jamal’e geçiyoruz. Al Jamal pazartesi akşamı olmasına rağmen kalabalık. Duvaklı kızlar yine kına gecesi yapıyor. Kinski ve arkadaşları da burada. Gece boyunca donuk duran ve homini gırtlak takılan Kinski ve arkadaşları burada da atıştırmaya devam ediyor. Tatlı ve meyve sonrası Al Jamal’in adetini bozmuyorlar, ellerini gül suyuyla yıkıyorlar. Sonra sahneye çıkan dansözler yanlarına geliyor. O ağırbaşlı Kinski bir anda ayağa fırlıyor ve dansözlere taş çıkartarak onlarla göbek atmaya başlıyor. İşte o aşamada vay be diyorsunuz. Kinski’nin seksapeli o noktada ortaya çıkıyor.
Gecenin sonunda yorgunluktan bitmiş Kinski’yle tanışma fırsatım oluyor. Çok yoruldunuz diyorum. “Yorgunum ama burada olmaktan çok mutluyum” diyor. Sesi cıvıl cıvıl. Belli ki öyle laf ola söylemiyor. İstanbul’u ne kadar çok sevdiğini, Joke Perestroyka’da ve Al Jamal’de ne kadar eğlendiğini anlatıyor. Tabii bir de yemekleri anlata anlata bitiremiyor. Daha ne kadar kalacaksınız diye soruyorum, “Bakalım...” diyor. Hiç gitmeye niyeti yok gibi. Ben de Hande gibi Kinski’yle birlikte bir fotoğraf çektiriyorum.
Eve dönerken pazartesi gecesi miskin miskin evde oturacağıma çıktığım için çok mutluydum. İstanbul böyle işte. Her gün bir sürpriz oluyor.
Bu gece için bir öneriyle bitirelim, Anjelique’de Deep Dish çalacak. Kaçırmayın.