Modayla ilgilenenlerin yakından tanıdığı bir ikili Garance Dore- Scott Schuman. Peki ama dünyanın en etkili bloggerlarını İstanbul’a ne getirdi?
Malum bloggerlar artık günümüzde çok önemli yerlere sahip. Moda haftalarında başköşelerde bloggerların oturup bir yandan tweetleyip bir yandan da iPad’den bloglarını güncellemelerine tanık oluyoruz.
Benim favori bloggerlarımdan biri Garance Dore. Adresi www.garancedore.fr. Önce illüstrasyonlarla başlıyor bloguna, sonra yorumlar ekliyor, en son da erkek arkadaşının da desteğiyle fotoğraf çekmeye başlıyor. Fotoğraflar ve yorumlar illüstrasyonlardan daha çok ses getiriyor. Şimdi Garance Dore moda dünyasında önemli bir isim. Erkek arkadaşı da kendisi gibi ünlü bir blogger. Scott Schuman’ın ‘Sartorialist’ adlı bir blogu var. Sartorialist’te daha çok farklı şehirlerden sokak modası fotoğrafları yer alıyor. Hatta önemli moda tasarımcıları Sartorialist’teki fotoğraflardan ilham aldıklarını itiraf ediyor. Scott Schuman aynı zamanda GQ’da köşe yazarı.
Peki şimdi bunları neden anlatıyorum? Çünkü Garance Dore ve Scott Schuman hafta sonunu İstanbul’da geçirdi. Hem de L-atitute adlı bir blog ve alışveriş sitesi için. L-atitute çok seyahat edenlere faydalı bir blog, alışveriş sitesinde de farklı şehirlerden farklı ürünler bulmak mümkün. Geçen haftayı İstanbul’u gezmeye ayırdılar, moda ve seyahat dosyaları için. Fotoğrafları Garance Dore çekti. Hatta L-atitude İstanbul kokteyli Nişantaşı’ndaki Anthony Todd mağazasında yapıldı.
Garance Dore blogunda dün panoramik İstanbul fotoğraflarına yer vermiş, “İstanbul’a olan sevgimi anlatmak için kelime bulamıyorum” diye başlamış yazısına. Bugün de İstanbul izlenimlerini yazmaya devam edecek.
Blogger deyip geçmeyin. Bu kadar etkili bloglarda böyle reklamın üstüne daha ne isteriz?
İki çocukla Kutluğ Ataman sergisi
Dün kendi tavsiyeme uydum ve sabah uyanır uyanmaz kendimi İstanbul Modern’e attım. Hem de biri 3,5, biri 5 yaşında iki yeğenimle beraber. Çocuklarla müze gezme fikri beni ne kadar ürkütse de, her beğendikleri şeye dokunmak isteyeceklerini bilsem de kendimi yatıştırdım. Nasılsa anne-babayla İstanbul Modern’e gelmişlikleri çok. Hatta bir ara her hafta sonu geliyorlardı, yani toplamda benden daha çok ziyaret etmiş olabilirler. Artık resimler konusunda bir fikirleri var, tabii favorileri de. Şimdi sırada Kutluğ Ataman’ın ‘İçimizdeki Düşman’ sergisi var.
Serginin girişinde ‘Türk lokumu’ adlı bir video çalışması var. Dansöz kılığında dans eden bir erkek görülüyor. Ve evet o erkek, Kutluğ Ataman’ın ta kendisi. Biz hâlâ politikacıları dansöze benzetmek doğru mu, değil mi tartışırken o bir güzel klişelerle dalga geçiyor. Bu arada değme dansözlere taş çıkartıyor. Çocuklar en çok ‘99 Ad’dan etkileniyor. Belirli açılarda konumlandırılmış beş ekranda gözleri kapalı oturmuş, zikir halinde öne arkaya sallanan bir figür var.
Henüz Kutluğ Ataman’ın eserleri için çok küçükler ama yine de ilgililer. Hatta İstanbul Modern Cafe’nin terasında keyif yapmak yerine sergiyi gezmeyi tercih ediyorlar. Sonra da müzenin mağazasında kitapları karıştırmaya başlıyorlar. Beğendiklerini alıyoruz. Günün sonunda eve geldiğimizde 5 yaşındaki Sinan kitaplarına gömülmüş, bize dönüp “A, oyuncakçıya gitmeyi unuttuk, olsun önemli değil” diyor. Onlardan öğreneceğim çok şey var.