Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Heyecanla beklediğimiz İstanbul Fashion Week 25 Ağustos’ta İTÜ Taşkışla’da başlıyor. Bakalım bu sefer daha önce yapılan hatalardan ders alındı mı? Defilelerin dışında ne gibi önemli etkinlikler ve partiler var? Gelecek hafta bizi neler bekliyor?

Salı akşamı Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın finali ve sonra Elle’in Reina’da düzenleyeceği partiyle İstanbul Fashion Week başlıyor.
Defileler, iki tanesi hariç, İTÜ Taşkışla’da olacak. Bahar Korçan’ın defilesi İstanbul Radyo Evi’nde ve Özlem Süer’inki ise Kız Kulesi’nde gerçekleşecek.
İstanbul Fashion Week elbette bir Londra ya da Paris Moda Haftası gibi olmayacak. Ama olması da gerekmiyor. Zaten nasıl olsun ki? Bu ay Vogue’un ‘Türk modası şerefine’ özel sayısında ‘Yüzde 100 yerli Türk tasarımcıları ve markalarından sezonun yıldızları’ başlıklı moda çekiminde bile ayakkabılara bakıyoruz, Yves Saint Laurent, Prada, Casadei diye bir liste uzuyor. Daha Vogue sayfalarında yer alacak bir yerli ayakkabı markamız bile yoksa Londra ve Paris’le kendimizi kıyaslamak mümkün mü? Tabii bu arada böyle bir yerli çekimde Erol ya da Hotiç ayakkabılar da kullanılabilirmiş.
Neyse konuyu daha fazla dağıtmayalım. Moda haftasını heyecanla bekliyoruz. Daha önce yapılan hatalardan bu sefer ders alınmıştır diye ümit ediyoruz. Bir Meg Ryan skandalı daha görmeyeceğiz. ‘Sex and The City’nin kostümcüsü Patricia Field geliyor defileleri izlemeye. En azından modayla ilgili bir isim. Tabii açılış kurdelesi merasimi ve devlet büyüklerinin kurdele kesme yarışının da olmayacağını umuyoruz.
İstanbul Fashion Week’te sevindirici başka gelişmeler de var. Bora Aksu ve Atıl Kutoğlu defilelerini izleyebileceğiz. Keşke Londra Moda Haftası’yla büyük çıkış yapan, bu yıl Paris Moda Haftası’na katılmaya hak kazanan Hakan Yıldırım da IFW’ye katılabilseydi... Diğer ülkelerde olduğu gibi defileler kadar partiler ve davetler de ses getirecek. Şimdi sırada beni moda haftasında defileler dışında en çok heyecanlandıran şeyler var.

Dice Kayek’in sergisi sonunda İstanbul’da!

İstanbul Fashion Week’te ne değişti
Geçen yıl Paris Ritz’deki ‘İstanbul Contrast’ sergisine gittiğimde büyülenmiştim. Hayır, sadece Ece Ege’nin tasarımlarına hayranlığımdan değil. Sadece elbiselerin birer mimari eser gibi olmasından da değil.
İstanbul’un önemli eserlerinden ilham almıştı Ece Ege. Bir Ayasofya elbisesi vardı -ki mutlaka görülmesi gereken. Fotoğrafıyla birebirdi. Ten rengi ipek krepten yapılmış. “Rengi bile benzedi” diye anlatmıştı Ece Ege. Bir de “Önden bakınca ayrı, arkadan bakınca ayrı. Elbisenin arkasına bakıp, niye önü ve arkası farklı diye soranlar oldu. Çünkü kontrast şehir İstanbul diye anlattım. Bizans’ın en büyük sembollerinden biriyken sonradan cami olması tam İstanbul’un kontrastını anlatıyor” diye eklemişti.
Ayasofya elbisesini sonra Victoria Beckham bir derginin kapağında giymek üzere istemişti. Çok yakın bir zamanda da Katy Perry, Dice Kayek’in eski koleksiyonundan deri bir elbiseyle ‘Teen Choice Awards’a katıldı. Aslında ‘İstanbul Contrast’ koleksiyonundan bir elbise istemişti. Ama bu sergiye hazırlanıldığı ve her elbiseden sadece bir adet olduğu için Katy Perry’ye elbise verilememişti.
İkinci sergi Paris Les Arts Decoratifs Müzesi’nde gerçekleşti. Ayşe ve Ece Ege sergilerini esin kaynakları olan İstanbul’a getirmeyi çok istiyordu. İşte şimdi 25 Ağustos’ta bu isteklerini Uludağ Premium ve Vogue’un da katkılarıyla gerçekleştiriyorlar. Hem de sergilerine en yaraşacak mekan olduğunu düşündükleri İstanbul Modern’de. ‘Serginin sürprizi Yerebatan Sarnıcı’nın Arik Levy’nin modernize edilmiş bir enstalasyonu ile gerçekleşecek olması. Çok değişik bir şey olacak’ diyor Ayşe Ege.
Geçen yıl Ece Ege’yle sergiden bir gün sonra Paris’teki atölyesinde buluşmuştum. “Sergi daha az masraflı olsa da defileden daha zor. Defile 15 dakikada bitiyor. Kimse detayları inceleyemiyor. Oysa sergide çok iyi malzeme ve teknik gerekiyor. Çünkü sergide detaylar çok gözüküyor. Değişik bir şey bir moda koleksiyonunu sergi halinde yapmak. Belki yeni bir trend olacak” demişti.
Sonra da birlikte yabancı basında çıkan eleştirileri okumuştuk. “Tasarımları Ritz’in ihtişamını gölgede bıraktı” diye yazmıştı moda yazarları. Şimdi de İstanbul Modern’i gölgede bırakacağına eminim.


Defile dışında neler var?
Elle ve İTKİB, Elle’in uluslararası edisyonlarından editörleri İstanbul’da ağırlayacak. Bu da Türk modasının tanıtımı için çok iyi bir fırsat. Ünlü moda blogger’larını da davet etmişler. Amerikan Elle’in stil editörü Kate Hear’dan ‘Face Hunter’ adlı blogu ve aynı isimde yeni kitabı çıkan Yvan Rodic’e kadar önemli isimler defileleri izleyecek. Ayrıca Elle uluslararası editörleriyle ‘Türk tasarımına dünyanın neden ihtiyacı var?’ konulu bir panel düzenleyecek. Ne zaman mı? 26 Ağustos perşembe saat 14.30’da, İTÜ Taşkışla’da. Panelden sonra Elle Lounge’da Happy Hour parti var.
Bahar Korçan’ın defilesinden sonra Hilton İstanbul Gün Bahçesi’nde bir ‘after party’ var. 27 Ağustos cuma saat 21.00’de.
Kapanış partisini Elle ve Koton birlikte düzenliyor. 28 Ağustos cumartesi günü, İTÜ Taşkışla IFW çadırında.
Kapanış partisine Koton defilesi için gelen Alessandra Ambrosio da katılacak. Bu arada geçen ay yapılan İstancool’a yurt dışından bu kadar önemli isim gelmişken moda haftamızdan da ister istemez beklentimiz daha yüksek.