Kastamonu’daki fabrikaları gezerken kumaş ve dikim tekniklerindeki yenilikler şaşırtıyor. Artık takım elbiseler de gömlekler kadar hafif ve rahat
Geçen yıl Ramsey İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Doğan ile birlikte Liverpool’a gitmiş, resmi giyim sponsoru oldukları Liverpool FC’nin bir maçını izlemiştik. Maç sonrasında yöneticiler ve oyuncuların Zero Weight adlı hafif takım elbiselerini ne kadar severek giydiklerini görünce şaşırmıştım. O zaman konuşmuştuk, Ramsey’in Ar-Ge’ye ne kadar önem verdiğini ve kararlaştırmıştık bunu yerinde görmek için Kastamonu’daki fabrikaları ziyaret etmeyi. Kısmet bu haftayaymış.
Bir kez daha şaşırıyorum, Zero Weight daha da hafiflemiş, 100 gram daha vermiş, Zero Weight Gravity adıyla yeni bir koleksiyon çıkmış karşımıza. Artık ceketler gömlek hafifliğinde, sadece 650 gram. “Giyimde rahatlık öne çıkıyor” diyor Hüseyin Doğan.
Önce gömlek fabrikasını geziyoruz. Fabrikadan çok özel dikim hissi veriyor. Çünkü her detay ayrı ayrı yapılıyor. “Bir gömleği bir makinede dikebilirsiniz ama biz bir gömleği 30 ayrı makinede 48 ayrı operasyonla 50 dakikada dikiyoruz” diyor Hüseyin Doğan. Daha sonra iki ayrı takım elbise fabrikasını geziyoruz. Safranbolu’daki fabrikada tam 2 bin kişi çalışıyor. Vızır vızır takım elbiseler yapılıyor. Günde 2 bin adet pantolon, 2 bin adet ceket üretimi yapılıyor burada. Artık hafiflik konusundaki ilerleme kıskandırıyor. Kadınlar için de böyle ceketler olsa isteği yaratıyor. Ama Ramsey’in şimdilik kadın giyimine girme gibi bir niyeti yok.
Askılardaki takım elbiselere bakıyorum. Zegna, Armani, Kenneth Cole gibi birçok marka duruyor Ramsey’in yanında. Hepsi bu fabrikada yapılıyor. Kaliteleri arasında gözle görülür bir fark yok. Marka gücü işte, aynı takım elbise Ramsey etiketiyle başka fiyata, Zegna ya da Armani etiketiyle başka fiyata satılıyor. Bu noktada alışveriş alışkanlıklarımı gözden geçirmeliyim hissine kapılıyorsunuz. Bir yandan da markalara saygı duymaya devam ediyorsunuz, böyle bir algı yaratmayı ve korumayı başarabildikleri için.
Şelale Kadak ısrarla soruyor Hüseyin Doğan’a, “Dünya çapında bir marka satın almayı düşünmüyor musunuz?” diye. Hüseyin Doğan, henüz böyle bir şey için erken olduğunu söylüyor. Ardından da ekliyor, “Hedef Ramsey’i dünya markası yapmak. Liverpool sponsorluğu dünya markası olma hedefi doğrultusunda konulmuş bir tuğla. Daha önümüzde uzun bir yol var.”
BUGÜN VE YARIN WTA’DEYiZ
Bu hafta sonu İstanbul’da beni en çok heyecanlandıran şey WTA Championships. Dünyanın en iyi 8 kadın tenisçisi İstanbul’da. Karşılaşmaları canlı canlı Ataköy Sinan Erdem spor salonunda izlemek mümkün. Turnuvanın ilk gününü kaçırmıyorum. Önce Victoria Azarenka ve Sara Errani karşılaşmasını izliyorum. Sinan Erdem’de çıt çıkmıyor, Azarenka’nın çığlıkları dışında. Azarenka nasılsa alır diye bekliyoruz, ama Errani her zamanki gibi inatçı. Sakatlanmasına rağmen maça devam ediyor. 2 saat 15 dakika oynuyorlar. Bu arada Azarenka da Errani de mor kıyafetleriyle kortla uyum içinde.
Daha sonra Serena Williams- Anjelique Kerber karşılaşmasında sıra. Tenisle uzaktan yakından ilginiz olmasa da yine de Serena Williams’ı izlemek önemli bir deneyim. Williams’ı canlı canlı izlerken bir kez daha görüyorsunuz, o diğerlerinden farklı bir kategoride aslında. Tamam, arada yenildiği de oluyor ama yine de öyle bir coşkuyla oynuyor ki diğerleri yanında ölü toprağı serpilmiş gibi kalıyor.
Bugün ve yarın son karşılaşmalar için Sinan Erdem’deyiz. Bu yıl WTA Championships’in Türkiye’deki son yılı. Kaçırmamakta fayda var.