Tasarımcı Karim Rashid’le buluştuk, İstanbul Bienali’ni gezmeye ikna ettik, bakın arada neler konuştuk?
“Hepinizin elinde 8MP fotoğraf makineli cep telefonları var, teknolojiyle iç içe yaşıyorsunuz ama konu, şehirlere gelince geriye dönmek istiyorsunuz. Çağdaş binalara karşısınız. Çağdaş binalar tarihi taklit etmeden şehri ileri taşıyor. Düşününce, Ayasofya, Eyfel, piramitler hepsi zamanlarının yenisi, hepsi aykırıydı. Şehirde karmaşıklık olacak, şehri şehir yapan bu. Her şeyin aynı olduğu bir yerde yaşamak istiyorsanız banliyöye taşının.”
Bunları söyleyen, Karim Rashid. Rashid, aslında mimar değil, tasarımcı ama şu anda farklı ülkelerde onlarca bina projesi yapıyor. Rashid “İstanbul’un karmaşıklığı, güzelliğinin bir parçası. Buraya 8-9 yıl önce ilk geldiğimde Swissotel’in camından bakıp 50 skeç çizdim. Biri Gaia&Gino için tasarladığım ürün, Landscape.” İstanbul’da değiştirmek istediği ilk şey soruluncaysa bütün İstanbullular’la aynı yanıtı veriyor, ‘trafik’. “Yeni radikal bir mimari ikon da olmalı. Bir de şehri turist dostu yapmak için dijital rehberler sunan dokunmatik banklar gibi detaylar eklerdim.”
Karim Rashid’in tasarladığı ürünler satış rekorları kırıyor. Örneğin ‘bubble’ adını verdiği, içinde kendi filtresi olan bir su şişesi var. Musluk suyunu arıtıyor. Peki ama hiç reklam yapmadan 1 yıl içinde bu tasarım kaç adet satmış dersiniz? Tam 40 milyon.
‘Tasarım demokratik sanattır’
Karim Rashid, “Tasarım insanların mutlu olması için katalizör görevi görüyor” diyor. Sonra da ekliyor, “Tasarım demokratik sanattır.” Sloganlarla konuşuyor. “Tasarım, günlük hayatı kolaylaştırmak için başladı, kendini ifade etme aracı oldu ve kışkırtıcı oldu. Toplu üretim arttı. Tasarım ve üretim ayrıldı. Son 10 yılda ise bu ikisi birleşiyor” diyor. İşte Gaziantepli Şölen’in Karim Rashid’e tasarımlarını yaptırdığı Milango çikolatası da buna örnek aslında. Satışlar yüzde 75 artmış. 115 bin adet ürün satılmış.
“Sıradışı bir tasarımcıyım. Çok ünlü tasarımcılar, çalıştıkları markalar sayesinde ünlü oldu. Ben tersini yaptım. Kimsenin adını bile duymadığı şirketlerle çalıştım. Yeni marka yaratma konusunda başarılı olduğumu farkettim” diye anlatıyor Rashid.
Şölen, 90 ülkeye ihracat yapan bir firma, ama bu işbirliğiyle daha da bilinir olacak. Rashid, Şölen’in merkez ofisini tasarlamak istediğini de ekliyor, yöneticilere “Ee, hadi, ne zaman?” diyor. Yakında İstanbul’da Karim Rashid imzalı binalar görürsek şaşırmayın.
TOG gecesinde neler oldu?
Ben Karim Rashid’i dinlerken Kuruçeşme Arena’da ise Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) 10. yılını kutluyordu. 3 hafta önce TOG’un ilk provasına katılmıştım. Cem Duna, Asaf Savaş Akat, Şirin Yalçın, Sedef Karamehmet, Ceyla Aysal gibi isimler heyecan içindeydi. “Ben galiba yapamayacağım” diyenler birbirlerini avutuyordu, “Benim de sesim yok” diye. Derken beklenen adam, Ozan Doğulu gelip de piyanonun başına geçince hiç beklemediğiniz isimlerden ne cevherler çıktığını şaşkınlık içinde izlemiştim. Medeni cesaretlerine hayran kalarak. Şimdi sırada içeriden notlar var.
* Osman Çarmıklı, Grease müzikalinde Danny’yi canlandırmak isteyince tabii bir de Sandy gerekti. Sandy rolü için Timur Selçuk’un küçük kızı Mercan ikna edildi. Mercan, göz önünde olmak istemediği için onu ikna etmek kolay olmadı. Ama söz konusu, dayısı İbrahim Betil’in kurduğu vakıf, TOG olunca, Mercan sahneye çıktı ve izleyenleri kendisine hayran bıraktı.
* Berna Tokar, kanto kostümünü önceden aldı, üzerine göre elden geçirilmesi için Yıldırım Mayruk’a gitti ama kostümü gören Mayruk, Berna Tokar’a bu gece için özel bir kostüm hazırlayıp hediye etmeyi tercih etti.
* Gecenin en şıkları arasında Feryal Gülman da vardı. Feryal Gülman’ın Tom Ford imzalı kıyafeti Gwyneth Paltrow’un Oscar’da giydiği çok konuşulan ve beğenilen beyaz kıyafetin kırmızısıydı. Tom Ford, Harvey Nichols’a geldiğinden beri İstanbul’da her davette o kadar çok tercih ediliyor ki kendisi görse gözlerine inanamaz.