Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Caddelerin, kapı numaralarının, hatta semt okullarının bile isimleri hızla değişiyor. Acaba yıllardır oturduğumuz evlerin doğru adresini kaçımız biliyoruz?

Adresi veriyorum, X Caddesi, No: X Daire:20, X İlkokulu’nun karşısı. Evet, doğru tahmin, X bir bilinmeyen. Denkleme göre değişebilir. Oysa etkisiz eleman gibi görülüyor. Bilen biliyor, ama anlatmak giderek zorlaşıyor.

‘Öyle bir okul yok’
Tarifi verdiğim kişi yaklaşınca arıyor, “X İlkokulu diye bir okul yok.”
“Olur mu canım, yılların okulu, kimler kimler geçti o sıralardan?” diyecek oluyorum, lafı ağzıma tıkıyor. “Öyle bir okul yok işte. Hangi caddeydi, onu söyle?”
Caddeyi tarif ediyorum, bakıyorum isimlerle numaralarla olmuyor bu iş. Mağazalarla anlatmak zorunda kalıyorum. Bakınız ABD’de insanların alışverişte öncelik elde etmek için başkalarına biber gazı sıktığı bir dönemde yaşıyoruz. Kabul etsek de etmesek de alışveriş şehir insanının hayatında önemli. Tamam, mekanlar ve dükkanlar da değişiyor. Ama bir de demirbaş kalan mağazalar oluyor. Onlara göre tarif ediyorum. Karşıdan gelen cevap, “Bu numarada böyle bir daire yok.”

Haberin Devamı

Kime, hangi numara verilecek?
Sanırsınız yeni taşındığım bir yerin adresini vermeye çalışıyorum. Halbuki büyüdüğüm evin yerini anlatmaya çalışıyorum. Ama apartmanın numarasından karşıdaki ilkokulun adına kadar her şey değişmiş. Hem de çok kısa bir süre önce. Hafta sonu şehir dışında olsanız, döndüğünüzde açık adresinizde ciddi değişiklikler olabiliyor işte.
Tamam, biliyorum kapı numaraları değişti, kırmızı beyaz yeni numaralar eklendi. Niye değişti anlamadık ama yapacak bir şey yok, olan oldu. Peki ama bu durumda bizim bankalardan devlet dairelerine resmi makamlara verdiğimiz adreslere ne oldu? Şimdi apartmanın girişinde hem 5 numaranın hem 19 numaranın zarfları yığılıyor. Kredi kartına telefonda onay almak için adresi vermek gerektiğinde eski numarayı söylüyorum, kuryeden bir şey geleceğinde yeni numarayı. Kafam allak bullak, herkese farklı tarif etmeye çalışıyorum.

İsimlere bu kadar takılmayalım
Hadi numaralara alıştık ama beni en çok okul isimlerinin değişmesi rahatsız ediyor. Geçmişi olan okulların isim değiştirmesini kabullenemiyorum. Ona da birazdan değineceğiz.
Şimdi bir de “Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ismi değiştirilsin” diyorlar. İsimlere ne çok takıldığımız mı, geçmişi nasıl koruyamadığımız mı yoksa bu gereksiz karışıklıklar mı daha sinir bozucu, bilemiyorum.

OKULLARIN ADINA DOKUNMAYIN
Okullara bağış yapanları takdir ederek izliyorum. Örneğin mahalledeki Maçka İlkokulu’nun yenilenmesi beni mutlu ediyor. Bu ara ya da yakın gelecekte okullarla hiçbir ilişkim olmasa da. Bağışçıları kutluyorum.
Ama her büyük bağışta bulunan ya da okulu her yenileyen okulun adını değiştirmeye kalkınca bunu kabul etmekte zorlanıyorum. Yılların Maçka İlkokulu’nun kapısına dev bir mermerde ‘Pakmaya - Hüsamettin Ziler İlköğretim Okulu’ yazısı dikilince insan ister istemez hüzünleniyor. Keşke yardım yapanları okulların geçmişini silmeden onurlandırabilmek mümkün olsa. Keşke yardımseverler diğer konularda gösterdikleri hassasiyeti bu konuda da gösterseler...