Haftaya Yılmaz Erdoğan’ın dün vizyona giren filmi ‘Kelebeğin Rüyası’nın İstanbul galası ve after party’si damga vurdu. Çağdaş sanat dünyasıysa Çağla Cabaoğlu’nun yemeğinde bir araya geldi
‘Kelebeğin Rüyası’nın Lütfi Kırdar’daki galasını NTV’den izlediyseniz, kuvvetle muhtemel beni arkada elinde bir telefonla fotoğraf çekerken görmüşsünüzdür. Tam havalı havalı kırmızı halıdan geçerken hiç tanımadığım bir kadın kolumdan tuttu, “Falanca ünlüyle fotoğrafımı çeker misiniz?” diye. “Tamam” dedim, çekerim tabii, elime mi yapışacak? Sonra bir baktım, falanca ünlüden sonra gelen filanca ünlüyle de fotoğraf istiyor. Ünlülerin etrafında kamera ordusu var, bir yandan canlı yayın var. Ama ben hâlâ hayran fotoğrafı çekiyorum, bir de arada fırça yiyorum, bu karede ışık kötü diye. Sadece ben değil, herkes gözü dönmüş şekilde fotoğraf çekiyor, çektiriyor.
Filmde Kıvanç Tatlıtuğ’un annesi rolünde izlediğimiz müthiş oyuncu İpek Bilgin hızlı hızlı geçiyor kırmızı halıdan, kimseye görünmek istemeden. ‘Kuzey Güney’ oyuncuları sırayla geçiyor. Çok iyi oyuncular fotoğrafçılardan hak ettikleri ilgiyi görmüyor. Fotoğrafçıların, kameramanların işi de zor bu kadar ünlü arasında. Birini yakalayayım derken diğeri kaçıyor. THY ile gündeme gelen Dilek Hanif’se fotoğrafçılara gülerek poz veriyor. Gecenin en şık ismi Zerrin Tekindor. Hem çok güzel, hem çok zarif. Ressamlığı ve oyunculuğunaysa zaten diyecek söz yok. Başındaki saç aksesuarı da ona çok yakışmış.
Beren ve Kenanlı parti
Film sonrası hep beraber Nişantaşı Sofa otele gidiliyor. Önce lobide yemek yiyen Beren Saat-Kenan Doğulu çiftine rastlıyoruz. Beren’in güzelliği büyülüyor, gözlerimi alamıyorum. Sonra yukarı Frankie’ye çıkıyoruz, ‘Kelebeğin Rüyası’nın after party’sine. Beren Saat ve Kenan Doğulu önde, biz arkada. Gece boyunca öpüşüyorlar, dansediyorlar, mutlulukları yüzlerinden okunuyor. Yanlarına önce Belçim Bilgin geliyor, sonra Yılmaz ve Mustafa Erdoğan, sonra Mert Fırat. En son da Kıvanç Tatlıtuğ. Bu arada Gökçe Bahadır da biraz ileride. ‘Kayıp Şehir’de ne kadar başarılıysa kıyafette de o kadar başarısız. Pavyon sahnesinden çıktı, üstünü değiştirmeye vakti olmadı diye düşünmek istiyorum.
Parti çıkışı Zerrin Tekindor, Ece Yörenç ve ‘Kuzey Güney’de Şeref komiser rolünde izlediğimiz Kaan Taşaner’le asansöre biniyoruz. Kaan Taşaner son zamanlarda hiç alışık olmadığımız kadar centilmen. Bütün kadınlara kapı tutuyor, asansör sırasını veriyor. Aslında gayet doğal olan bir şey nedense artık unutulmasa da hiç hatırlanmadığı için çok hoşumuza gidiyor.
13. yılını kutladı
Çağla Cabaoğlu, birçok yeni yeteneği çağdaş sanat dünyasına kazandırmış bir galerici. İşindeki 13’üncü yılı şerefine Nişantaşı’ndaki galerisinde bir davet verdi. Peki ama bu davette kimler vardı? Kezban Arca Batıbeki, Nevzat Sayın, Seçkin Pirim, Gökhan Avcıoğlu, Can Yalman, Can Elgiz, Gülsen Çapa, İsmet Doğan, Murat Evliyaoğlu, Ahmet Alataş gibi birçok isim. Sadece sanatçılar değil önemli koleksiyonerler, mimarlar ve tasarımcılar da vardı.
Gecede neler konuşuldu? Şanslıydık, Nevzat Sayın’ın üstünde çalıştığı projelerin fotoğraflarını dostlarıyla paylaşmasına tanık olduk. Nevzat Sayın yine müthiş bir iş çıkarmış. Tamamlanınca dünya çapında ses getireceği şimdiden belli. Seçkin Pirim yurt dışında açılması planlanan yeni sergisi için hazırlıklarını anlattı. Mimar Gökhan Avcıoğlu’nun şehir heykelleri yapacağını ve artık Çağla Cabaoğlu’nun galerisiyle çalışacağını öğrendik. Galeride halen sergisi devam etmekte olan Mehmet Sinan Kuran’ın işleri ilgiyle incelendi. Nasıl zor bir işçilik eseri olduğu, nasıl bir sabır işi olduğu uzun uzun konuşuldu. Ersoy Çetin, satın aldığı Mehmet Sinan Kuran işi önünde poz verdi.
Gecenin sonunda Çağla Cabaoğlu 13’üncü yıl pastasını sanatçı dostlarıyla birlikte kesti. Sanat dünyasında alışık olmadığımız kadar sıcak ve rahat bir ortam vardı. Nice yıllara Çağla Cabaoğlu!