Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sotheby’s’de yapılan Çağdaş Türk Sanatı Müzayedesi heyecanlı geçti. Müzayede deyip geçmeyin, içeride yaşananlar sanatla hiç ilgisi olmayanları bile tavlayacak kadar ilginç

Perşembe sabahı saat 10.30. Londra’da New Bond Street’teki Sotheby’s’deyim. Çağdaş Türk Sanatı Müzayedesi için. Büyük müzayedeler akşam yapılıyor, daha az katılım olanlar için sabah saatleri tercih ediliyor.
İçeri girince kendimi Londra’dan çok İstanbul’da gibi hissediyorum. Şaşırıyor muyum? Hayır. Türk koleksiyonerler Türkiye’de alabilecekleri eserleri de yurt dışındaki müzayedelerde alarak koleksiyonlarının değerini artırma peşinde. Ama tabii aralarında ‘Türkiye’de daha ucuza alırım’ diyenler de var.
Önüm arkam sağım solum Türk. Mustafa Taviloğlu, Özcan Tahincioğlu, Leyla Alaton gibi koleksiyonerler de, Murat Pilevneli, Aslı Sümer ve Sevil Binat gibi galeri sahipleri de müzayedeyi salonda izliyor. Ama beni asıl heyecanlandıran müzayedeye telefonla katılanlar. Bir Sotheby’s aracılığıyla katılanlar var, ki o ayrı bir bölüm, bir de katılımcılar arasında oturup koleksiyonerlere telefonla bağlananlar var. İki yanımda da birer aracı oturuyor. Böylece onlardan birkaç taktik kapıyorum. Ne kadar yükseldikten sonra açık artırmaya dahil olacaklarından, ellerindeki kartları kaldırmadan nasıl sadece bir bakış, göz kırpma ya da kafa sallamayla fiyat yükselttiklerine kadar çok şey öğreniyorum.

Haberin Devamı

Taner Ceylan’la heyecan dorukta!

Müzayede hızlı ilerliyor. Heyecan dorukta denilen an, hiperrealist ressam Taner Ceylan’ın ‘1879’ adlı eserinde yaşanıyor. ‘1879’da Osmanlı sarayından beyaz peçeli bir kadın Courbet’nin ‘Hayatın Kökeni’ adlı ünlü resminin önünde görülüyor. Resim, 50 bin sterline satışa çıkmışken bir anda, abartmıyorum, sadece iki dakika içinde, 190 bin sterline çıkıyor. Salonda tek alkış kopan an da tabii bu oluyor. Vergisiyle birlikte 229 bin 250 sterlin ediyor.
Salonda gülüşmelere neden olan tek eser Hale Tenger’in ‘Turkish Delight’ı. 12 bin 500 sterline satılıyor.
En yüksek fiyatla satılan ise Burhan Doğançay’ın ‘Whispering Wall II’ adlı eseri oluyor. Tam 277 bin 250 sterline satılıyor.
Satılanlar kadar satılamayanlar da ilginç. Örneğin Mübin Orhon’un bir resmi 241 bin 250 sterline satılırken iki resmineyse alıcı çıkmıyor.
Abidin Dino, Fikret Mualla, Fahrelnissa Zeid, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun da bazı eserleri satılamıyor. Yaşayan ressamlara daha çok ilgi var.
Konuşulanlara göre, Türk koleksiyonerler en çok Cengiz Çetindoğan’dan çekiniyor. Açık artırmaya katılıp da istediği eseri kaçıranlar sık sık kendi aralarında “Cengiz Çetindoğan aldı” diye konuşuyor.
Bazı konuşmaları duysanız neden bahsedildiğini anlamakta zorluk çekebilirsiniz. “Siyah olan Doğançay 125 bine (sterlin) gitti” diyor biri. Bunları duydukça bir sanat etkinliğinde olduğunuzu unutuyorsunuz.

Haberin Devamı

6 milyon TL’lik satış yapıldı

Sotheby’s’in üçüncü Çağdaş Türk Sanatı Müzayedesi’nde toplam 2 milyon 332 bin 172 sterlinlik satış yapıldı. 2010’da elde edilen 2 milyon 400 bin sterlinlik satış ne yazık ki geçilemedi. Bu yıl da galerisi olmayan sanatçıların eserleri daha az ilgi gördü. Yabancıların Çağdaş Türk Sanatı’na ne kadar ilgi gösterdiğini ise henüz bilmiyoruz. Ne olursa olsun, bunlar çok sevindirici gelişmeler. Bu müzayedeler sayesinde çağdaş Türk sanatçıların eserlerinin değeri her geçen gün daha da artıyor.

Devamı da geliyor!

Londra’da 2011’in ilk Çağdaş Türk Sanatı Müzayedesi önce (5 Nisan’da) Bonhams’da yapıldı. Erol Akyavaş’ın ‘End Of Encounter’ adlı eseri, 280 bin-340 bin sterlin arasında satılması beklenirken, 500 bin sterline satılarak rekor kırdı. Bonhams’da toplam 1 milyon sterlin değerinde eser satıldı.
Londra’da Çağdaş Türk Sanatı etkinlikleri hızla devam ediyor. Şimdi sırada Philipps de Pury & Company’nin sergisi var. Aynı zamanda bir müzayedeevi olmasına rağmen müzayede yerine sergi yapmayı tercih ettiler. Sergi 16-30 Nisan tarihlerinde Saatchi Gallery’de olacak. Başlığı ‘Confessions Of Dangerous Minds: Contemporary Art From Turkey’.
Burada da en çok konuşulacak eserler şimdiden belli. İlk sırada Taner Ceylan’ın 2008’de yaptığı ‘Je T’aime Peggy’ adlı resmi geliyor. Hüseyin Çağlayan’ın İstanbul’da da sergilenen ‘Üzgünüm Leyla’ enstalasyonu, son çalışmasındaki canlı performansıyla Türkiye’de çok konuşulan ve tehdit alan Şükran Moral’in ‘Pero’ adlı İstanbul manzarasının önünde, bir iskelet emziren kişisel portresi ve Kutluğ Ataman’ın ‘Stefan’ın Odası’ adlı beş ekrandan oluşan enstalasyonu var.