Bu hafta güne en güzel başlangıç, TurkishWin’in gerçekleştirdiği İshak Alaton sohbetiydi. Enerjisine hayran olduğum Leyla Alaton sordu, İshak Alaton cevapladı
Çarşamba sabahı saat 8.30. İshak Alaton’u dinlemek üzere Ortaköy’de Alarko’dayım. TurkishWin kadınlarıyla birlikte... Önce “TurkishWin nedir?”den başlayalım; açılımı Turkish Women’s International Network (Türk kadınlarının uluslararası ağı). Hemen her biri yurt dışında uzun yıllar yaşamış ve çalışmış, hepsi alanlarında başarılı kadınlar, profesyonel yöneticiler. Onlarla aynı salonda olmak bile iyi bir enerji veriyor. Bir de üzerine İshak Alaton ve Leyla Alaton’un enerjisi eklenince gün boyu içim içime sığmıyor.
İshak Alaton’u ilk kez canlı dinliyorum. Leyla Alaton’da ölüyü diriltecek bir şeytan tüyü var, şimdi anlıyorum ki bu özellik, genlerinden geliyor. Konuşmayı Leyla Alaton yönetiyor. Önce babasına söz veriyor, 10-15 dakika konuşması için, daha sonra da kendi sorularıyla başlayıp katılanlara soru sormaları için söz hakkı tanıyor. Leyla Alaton iyi bir moderatör. Üstelik baba-kız şakalaşmaları da salonda sık sık kahkahalara neden oluyor.
İngilizce’yi 28 günde öğrendi
İshak Alaton’un ‘Lüzumlu Adam’ ve ‘Lüzumsuz Adam’ kitaplarını okuyanlar biliyor, ne zorluklardan geçerek kendi hayatını ve şirketini kurduğunu. Alaton kendi tecrübelerini paylaşıyor ve “Hedefi belli olmayan yelkenliye hiçbir rüzgar yardım edemez” sözüyle başlıyor.
Konuşmasında ve kitabında beni en çok etkileyen bölümlerden biri İngilizce öğrenme hikayesi.
Askerdeyken “Yabancı dil bilen var mı?” sorusu üzerine “Evet” diyor. O devirde kimsenin aklına “Hangi yabancı dili biliyorsun?” demek gelmiyor. İshak Alaton Fransızca biliyor ama yapması gereken Amerikalı subayın İngilizce derslerini Türkçe’ye tercüme etmek. Bu durum ortaya çıkınca, Alaton “Ben İngilizce’yi 28 günde öğrenirim” deyip çalışmaya başlıyor. “Neden 1 ay değil, 28 gün dedim hâlâ bilmiyorum ağzımdan öyle çıkıverdi” diyor. Oysa o zamandan belli, iş hayatında başarılı olacağı. Ay yerine gün diyor, daha kısa zaman hissi vermek için, karşısındakini ikna ediyor. Bunları bize anlatırken İngilizce konuşuyor, çünkü TurkishWin toplantıları İngilizce yapılıyor. Görüyorum ki, İngilizcesi sular seller gibi.
Konu dil öğrenmekten iş kurmaya hangi alana gelse, İshak Alaton’a göre, çok isteyince ve çok çalışınca her şey yapılıyor. İşte İshak Alaton bunun canlı örneği. Kızıyla erken evlenmemesi için sözleşme yapan, önce hayatını yaşaması gerektiğini savunan bir baba, ortağına “İkimiz de aynı düşünseydik birbirimize ihtiyaç kalmazdı” diyebilecek bir işadamı. İshak Alaton’u dinleyip de etkilenmemek mümkün değil.