Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu hafta gündemde bizim Mars’la, müzelerdeki eserlerle ve ünlü bir ismin evli bir sporcumuza hayranlığını dile getirmesiyle imtihanımız var

Haftaya “Mars’a gittiler, biz hâlâ köprüyü geçemedik” tweetleriyle başladık. Gün boyu başımıza ne gelse, aynı cümleyi kurduk, “Bak Amerikalılar Mars’ı keşfediyor, biz hâlâ ne yapıyoruz?”
“Mars’ta hayat var mı?” sorusuna cevap olacak Curiosity’den ilk fotoğraflar geldi, yakında renkli fotoğraflar da gelecek. Oysa ben Curiosity’den erken davranmıştım. Orlando’daki Kennedy Space Center’ı gezip burada Mars’a ayak basmış kadar olmuştum. Bakınız elimde fotoğraflı kanıt bile var. Bir uzay mekiğiyle Mars’a iniş yapmış, hatta Curiosity’de olduğu gibi inişte epey sarsılmıştım. Sonuçta da “I need my space” (Uzaya ihtiyacım var. Burada uzay, ‘kendi alanıma’ anlamında kullanılıyor) tişörtüyle kendimi ödüllendirmiştim. NASA’nın en çok satan ürünlerinin üstünde hep bu cümle var.

NASA, Kennedy Space Center’da her şeyi basit bir oyuna çeviriyor ve herkesin anlayacağı dilde anlatıyor. Şimdi de Curiosity’nin sosyal medya hesaplarını da aynı şekilde başarıyla yönetiyor. Okudukça sanki tweetler Mars’tan geliyormuş gibi hissediyorsunuz.

Bütün bunlar için 2,5 milyar dolarlık bir bütçe ayrılmış. Amerikalıların patates cipsine bile yılda harcadıkları rakam 7 milyar doları buluyor. Anlayacağınız 2,5 milyar dolar bizim için büyük ama insanlık için küçük bir bütçe aslında. Zorlu Center’a yapılan yatırım kadar. Tabii AVM deyip geçmeyin, bizde AVM dendi mi akan sular durur. Kabul etmek lazım, bizde AVM merakı Mars’ta hayat olup olmamasından daha ağır basar.

Haberin Devamı

Mars’a gittiler peki ya biz

Uçtu uçtu 202 eser uçtu

Ankara’daki Devlet Resim Heykel Müzesi’nde 202 tablonun kayıp olduğunu dün Milliyet’in manşetinden öğrendik. Bunlar sadece kayıp olanlar. Aralarında Hoca Ali Rıza’dan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na, Hikmet Onat’tan Halil Paşa’ya birçok önemli sanatçının eseri var. Bir de sahteleriyle değiştirilmiş olduklarından şüphelenilenler var, Fikret Muallalar, İbrahim Çallılar gibi.
Bu haberi okurken aklıma Floransa’da beni en çok etkileyen şey geliyor. Leonardo da Vinci, Michelangelo gibi sanatçılara destek olan Medici ailesinin son ferdinin servetini başka bir aileye bağışlarken koyduğu şart, “Eserlerin yer değiştirilemez, Floransa dışına çıkarılamazlar.” Nedeni belli, bu eserler çok değerli ve onları görmeye farklı ülkelerden, şehirlerden turistler gelecek.
1700’lerde bile bu öngörüye sahipler, bizse 2012’de hâlâ devlet müzesindeki eserleri koruyamıyoruz. İşte o zaman Medici koleksiyonunu gezerken başımızda görevlilerin durması, her resme yaklaştığımızda bizi uyarmaları, arkamızdan kapıları kilitlemeleri, bazı salonları eskortsuz gezdirmemeleri daha anlaşılır geliyor. Demek ki müzelerdeki eserleri korumak için böyle önlemler gerekiyor.

Berlin’deki Bergama Müzesi’ni gezenler bilir, koskoca Bergama Tapınağı’nın yeniden kurulduğunu görünce “Bizim eserimizin Berlin’de ne işi var?” diye düşünmüyor insan. Tam aksine “İyi ki onlara vermişiz, ne güzel koruyorlar, bizde olsa şimdiye kadar ahı gitmiş vahı kalmıştı” diyorsunuz içinizden. Keşke Resim Heykel Müzesi’ndeki bu eserler de yurt dışındaki müzelerde olsaydı da daha iyi korunsaydı. Belki de bu bize iyi bir ders olur, en azından bundan sonra devlet müzelerinde daha sıkı koruma önlemleri alınır.

Haberin Devamı

Evli kadına hayran olunamaz mı?

Haberin Devamı

Her şeyi ne kadar ciddiye alıyoruz? Red Hot Chili Peppers’ın basçısı Flea (Michael Peter Balzary) Twitter’da Neslihan’a hayranlığını dile getirmiş. Biz “İlan-ı aşk etti” diye başlayıp, “Ama Neslihan evli ve çocuklu” demeye kadar getiriyoruz. Bunu yaparken bir yabancıya ‘kanka’nın anlamını bile öğretiyoruz. Böyle bir işgüzarlık ve öğreticilik var içimizde. Herkes herkese haddini bildirme derdinde.

Neyse ki Neslihan’ın eşi Orkun Darnel son derece medeni bir şekilde, “Güldük, bu mesajlara alışığız. İstanbul’daki konsere gideriz” dedi. Sosyal medyadaki tepkileri okuyup da galeyana gelseydi daha neler neler olabilirdi düşünmek bile istemiyorum.