Mars’ın son müjdesi
Mac Bebeköy'ün üst katındaki 'Sarnıç' restoranın açılmasını bekliyorum. Küçük, herkesin birbirini tanıdığı, farklı bir ruhu olan, bahçeli bir mekan olacak. Dekor şimdiden çok güzel
Muzaffer Yıldırım ve Menderes Utku 25 yıl önce Vakko Gym’de tanışıyorlar. Muzaffer Yıldırım o zamanlar spor hocası. Menderes Utku da ABD’den yeni dönmüş ve spora meraklı biri. Kısa zamanda arkadaş oluyorlar. Birlikte iş yapmaktan konuşuyorlar. Menderes Utku hayal ediyor, Muzaffer Yıldırım Vakko, Philip Morris ve Alarko’da çalışıyor. "Menderes’in hayal gücü, benim iş yönüm kuvvetli" diyor Muzaffer Yıldırım. Sonunda kendi şirketlerini kuruyorlar. Nupera’yla başlıyor, Cinebonus sinemalarıyla devam ediyorlar. Ortak tutkularını Mars Athletic Club (MAC) ile işe çeviriyorlar. İki kişiyle başlayıp iki bin çalışanı olan bir şirket yaratıyorlar. Hem de 10 yıl gibi kısa bir sürede. Türkiye’nin en büyük sinema zincirini de onlar kuruyor. Bir de Mars Entertainment’ın yüzde 50’sini Colony Capital adlı bir Amerikan yatırım grubuna satıyorlar. İşte MAC Bebeköy’e giderken bunları düşünüyorum.
Bebeköy’de neler oluyor?
İçeri girince görevlilere "Arkadaşıma geldim" diyorum. Üstümdeki eşofmanı görüyorlar ve "Spor yapacak mısınız?" diye soruyorlar. Benden klasik cevap; "Yok, ben spora değil yemeğe geldim." Gerçekten de planım bu. Bir arkadaşımla burada yemek yiyeceğim. Aysun, "Dur, önce sana burayı gezdireyim" diye beni motive etmeye çalışıyor. İlk artı, burada galoş yok. Yerdeki özel döşemelerle mikroplarla vedalaşmışlar. Kulübün kapısı el izinizi okuyor, ama bir de şifre giriyorsunuz. Sonra içerideki diğer kapılar bir düğmeyle otomatik açılıyor. Saunada televizyon bile var. Kapalı havuzun ve jakuzinin yanındaki şezlonglarda saatlerce uyuyabilirsiniz. Yazın da açık havuzu Suada’yı aratmıyor, manzara ve konum itibariyle.
Nuperacıların yeni mekanı açılıyor
Yukarıdaki kafeye çıkıyoruz. "Daha açılmadık" diyorlar. Aysun diyor ki, "Ben daha önce geldim, yemek yedim burada." Deneme yaptıklarını anlatıyorlar. Şimdi 15 Mart’taki açılışa hazırlanıyorlar. "Peki, adı ne olacak?" diyorum. "Sarnıç" diyor çalışanlardan biri. Diğeri araya giriyor, "Daha kesin değil, kendi aramızda burada eski bir sarnıç olduğu için öyle diyoruz ama açılışa kadar isim değişebilir." Muzaffer Yıldırım burayı anlatırken, "Eski Myott gibi olacak" demişti. Küçük, herkesin birbirini tanıdığı, farklı ruhu olan, bahçeli bir mekan. Dekor güzel olmuş. Kışın şömineyi yakıp marshmallow da eritecekler. Küçük bir bağları var. Kendi şaraplarını üretip ikram edecekler. Nupera’nın mutfağında sorumlu Esra Muslu burada da olacak. Tadilatta olmalarına rağmen bizim için MAC’e yemek servisi yapıyorlar.
Bebeköy başlı başına güzel bir yer. Ancak sahibi bir türlü kıyamadığı için daireleri yıllardır satamadı. Bu yüzden de Bebeköy bir türlü canlanamadı. MAC üyeleri dışında burada kimsecikler yok. Bebeköy’ün yakında bir otel grubuna satılması da gündemde. Bakalım neler olacak?
Paris’ten son dakika haberi
Siz bu satırları okurken ben Vogue Türkiye’nin lansman partisi için Paris’te olacağım. Bugün Paris Moda Haftası’nda Couvent des Cordeliers’de Hüseyin Çağlayan defilesine gidiyoruz. Akşam da Madonna’nın Paris’teki favori oteli Hotel Crillon’da Vogue Türkiye lansman partisi var. Detaylar çok yakında burada.