Leonardo da Vinci, Michelangelo gibi sanatçıları destekleyen Floransalı Medici Ailesi’nin yazlık evi Villa Panna’dan bildiriyorum. Bakın burada nasıl bir İtalyan-Türk işbirliğine imza atıldı?
Toskana’da Villa Panna’dayım. Villa Panna, Rönesans’a ilham veren, Leonardo da Vinci, Michelangelo gibi sanatçıları ve Galileo Galilei gibi astronomları destekleyen Medici Ailesi’ne aitmiş. Galilei, Medici Ailesi’nin çocuklarına ders verirmiş, Botticelli gibi Rönesans ressamları da Primavera gibi resimlerini yine Medici çocukları için yaparmış. Mediciler Floransa’nın en önemli ailesi, Floransa’yı uzun yıllar yönetmişler. Hatta içlerinden 4 kişi Papa olmuş, 2 kişiyse Fransa Kraliçesi.
Da Vinci’nin suyu
Mediciler İtalyan su markası Acqua Panna’nın çıktığı dev araziyi kendi evlerine su sağlamak için almışlar. Da Vinci de burada harita çizimi yapmış ve ne tesadüf ki çizdiği bir haritada Acqua Panna’nın yerini de, Milano’daki San Pellegrino’nun yerini de işaretlemiş. Yüz yıllar sonra 2002’de San Pellegrino, Acqua Panna’yı satın almış. San Pellegrino’yu da Nestle satın almış. Da Vinci’nin haritası şimdi İngiltere’de bir müzede sergileniyor.
Villa Panna, Toskana’da dağın tepesinde, uçsuz bucaksız yeşillikler içinde. Etrafta geyikler ve dev tavşanlar var. Medici Ailesi doğayı korumaya da çok önem vermiş. Villanın daha sonraki sahipleri de taş evde mecbur kalmadıkça hiçbir şeye dokunmamış. Öyle bizdeki gibi pimapenler falan yok. Eşyalar da korunmuş, evin kendisi de. Sadece gerekli tadilat yapılmış. Evin hemen yanında Medicilerin yaptırdığı bir şapel var. Hatta yatak odalarından biri bu şapele bakıyor.
Hazine gibi korunuyor
Villa Panna’nın yanında Acqua Panna fabrikası var. Fabrikayı gezmek için bile üzerinizdeki bütün takıları çıkarmanız gerekiyor, özel ayakkabılar giyip başınıza bone takıyorsunuz. Yine de suya yaklaşmanız söz konusu bile değil. Her şey çok korunaklı.
Suyun kaynağına inmek içinse ciple safariye çıkar gibi engebeli bir arazide ilerliyorsunuz. Neredeyse 100 metrede bir önünüze demir bir kapı çıkıyor. Şoför arabadan inip kapıyı açıyor, geçtikten sonra yine inip kapıyı kilitliyor. Elinde ancak bir gardiyanın elinde olacak kadar çok anahtar var. Bütün bu engelleri aşıp da kendinizi çelik bir kapının önünde buluyorsunuz. Acqua Panna’nın kaynağı işte bu çelik kapının arkasında. Suyun kaynağına girmek banka kasasına girmek kadar zor. Sonunda kapı açıldığında kayaların arasından akan suyu görüyorsunuz. Bu su 15 yılda yeryüzüne ulaşıyor, o yüzden çok filtrelenmiş ve berraklaşmış oluyor.
Suyun kaynağını İtalyanlar kimseye kolay kolay göstermiyor. Bu araziye girilmesi zaten yasak. Suyu da, kaynağını da bir hazine gibi koruyorlar. İtalya’dan tüm dünyaya şişe su dağıtıyorlar ve suyu kültürel miras ve gastronomiyle birlikte müthiş pazarlıyorlar. Bizim Türk şirketlerine de örnek olmasını dilerim.
İtalyan-Türk işbirliği
Villa Panna ziyaretinin sebebi İtalyan su markası Acqua Panna’nın İstanbul Doors Group ile yaptığı özel bir çalışma. Malum artık her şeyi özelleştiriyoruz.