Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu yazı ‘kadınlar ve selülitleri’ haberleriyle geçirdik. Kadınlarla ilgili yapılan genellemeler bizim medyamıza özgü sanıyorduk. Oysa bakın, dünya medyasında kadınlar nasıl sorunlarla karşılaşıyor?

MEDYADA KADIN OLMAK

“Fransız medyasında erkeklerden uzman görüş alınır, kadınlaraysa sadece olaylara karşı tepkileri sorulur” diyor Mercedes Erra. “Kadınlar hiçbir zaman yeterince bilgili değildir, ama erkekler her konuda bilgilidir gibi bir inanış var. Kadınlara ekonomi, siyaset, iş ve strateji soruları sorulmaz, daha çok evle ilgili konular sorulur” diye ekliyor.
Women’s Forum’daki en ilginç panellerden biri ‘Medyadaki kadın genellemeleriyle nasıl başa çıkılır?’ konuluydu. Konuşmacılar, Huffington Post İngiltere Genel Yayın Yönetmeni Carla Buzasi, Elle dergisi editörü Isabella Duriez, BETC kurucusu ve Havas Başkanı Mercedes Erra, Avrupa Parlamentosu üyesi Sophie Auconie ve Güney Afrika DA Parlamentosu lideri Lindiwe Mazibuko’ydu.
Afrika’da durumun böyle olması beni şaşırtmıyor ama Fransa’da da medyada kadınların böyle yansıtılması şaşırtıcı. Biz Türkiye’de yaz boyu kadınlar ve selülitleri haberleriyle uğraşırken demek ki Fransa, İngiltere ve Avrupa’daki diğer ülkeler de medyada kadın konusunda daha ileride değil.

Haberin Devamı

Fransız Elle’den 100 kadın uzman
İşte bu yüzden Elle dergisi ilginç bir çalışma yapmış. Kendi sosyal ağlarına ve telefon rehberlerine bakıp 100 kişi seçmişler. Alanlarında başarılı, farklı konularda uzman görüş alınabilecek tam 100 kadın. Bu listeyi basına yollamışlar. Böylece artık Fransız basınının ‘Uzman görüş alacak kadın bulamadık’ bahanesi kalmamış.
“Kadınlar çoğu zaman ne kadar bilgili olduklarını göstermiyor, bilgileriyle övünmüyorlar çünkü buna zamanları yok. İşleri biter bitmez eve koşup çocuklarına bakmaları, ev işleriyle ilgilenmeleri gerekiyor” diyor Duriez. “İşte bu yüzden geceleri televizyonlarda canlı yayına katılan ve uzman görüş beyan edenlerin çoğunun erkek olması kaçınılmaz” diyor. Bu sırada yanımda oturan Leyla Alaton, “Bunu öncelik yapmak gerekiyor, yoksa olmuyor işte” diyor.

Haberin Devamı

Kadınların suçu mu, medyanın mı?
Moderatör, Huffington Post İngiltere Yayın Yönetmeni Carla Buzasi’ye soruyor, “Peki ama, bu durum kadınların suçu mu, medyanın mı?” Buzasi’ye göre, “Bu konuda hepimiz suçluyuz ve sorumluluk almalıyız”. “İngiliz medyasında yazılan makalelerin yüzde 70’i erkekler tarafından yazılıyor. Bu da medyada kadınlar hakkında nasıl yazıldığını gösteriyor” diye devam ediyor. Buzasi, kendinden örnek veriyor, “Daha önce Marie Claire, Vogue ve Glamour’da çalışmış biri olarak ruj, ayakkabı ve kıyafet konusunda fikrimi sorarlardı ve bu konularda rahat rahat konuşurdum. Ama Huffington Post’ta çalışmaya başladıktan sonra politika, ekonomi hakkında fikrimi sormaya başladılar, üniversitede ekonomi okumuş olsam da bir erkek köşe yazarıyla aynı canlı yayına konuk edildiğimde ışığa tutulmuş tavşan gibi oluyordum. Yanımdaki kişi o kadar uzun konuşuyordu ki, ben pek bir şey söyleyemiyordum ama sonra gelen tepkiler beni sevindirdi, ‘Çok uzun konuştu, oysa ben Carla’yı dinlemek istiyordum’ diyenler oldu. Şimdi benim uzmanlığım gerçek insan gibi konuşmak, politikacı gibi konuşmak değil. Olaylar karşısında ne hissediyorsam onu anlatıyorum. TV’ye çıkacağım zaman Twitter’dan bunu ilan etmeye utanıyorum, erkek olsam iki kere düşünmezdim. Neyse ki Arianna Huffington gibi ilham verici bir kadın patronla çalışıyorum” diyor. Ardından da ekliyor, “İngiliz Elle ya da Huffington Post da Fransız Elle’in yaptığı görüş alınacak uzman kadınlar rehberinin İngiltere versiyonunu yapmalı.”
Başka bir örnekle devam edelim. Buzasi’nin İngiltere’deki telefon dinleme skandalıyla ilgili ifade vermesi gerekmiş. Karşı taraf, “Huffington Post’tan daha yetkili birini ifadeye çağırmalısınız” demiş, Buzasi genel yayın yönetmeni olmasına rağmen. Buzasi, bunu umursamıyor ve son noktayı koyuyor, “30’larımda bir kadın olmasam bunu diyemezlerdi. Ama ben kararlıyım, değişmeyeceğim ve kadınlığımdan asla vazgeçmeyeceğim.”