Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yıllardır tartışılan belli başlı konular hep aynı. Sonuç hiç değişmiyor. Eee, o zaman niye kendimizi hâlâ münazara dersinde zannediyoruz?

Yıl 2013. Tartıştığımız konulara bakın, kürtaj, kürk, gay evlilikleri. 30 yıl önce de aynı şeyler tartışılıyordu, aradan onca zaman geçti hâlâ aynı şeyler tartışılıyor.
Bugün, Fransa kadar aşk ve seks konusunda özgür bir ülkede bile 900 bin kişi sokağa dökülüp gay evliliklerine ve evlat edinmelerine karşı yürüyebiliyor. Hatta Ertuğrul Özkök de protestocularla aynı görüşte olmamasına rağmen ‘sırf demokrasi adına’ Paris’teki yürüyüşe katıldığını yazıyor. İnanılır gibi değil, Fransa kadar özgür bir ülkede bile birbirini seven ve evlenmek isteyen gay çiftlerin özgürlüğüne karşı yüzbinlerce kişi var. Tabii ‘sırf demokrasi adına’ yürüyüşe katılmadılarsa.

Haberin Devamı

MiLiM iLERLEME YOK

Münazara dersi gibi
Amerikan okullarında münazara dersleri vardır. Konular hep aynıdır, hiç değişmez. Sayalım, kürtaj, kürk, içki içme yaşı, silah alma yaşı vs. Bir taraf karşıdır, diğer tarafsa tam tersini savunur. Kim kendini daha iyi ifade edebilirse, kim kendini daha iyi anlatabilirse, tartışmayı o kazanır. Önemli olan neye inandığınız değil, size verilen konuyu nasıl savunduğunuzdur.
İşte kürtajla, kürkle, gay evlilikleriyle ilgili her konuşma bana o dersleri hatırlatıyor. Doğru, yanlış yok. Tek fark, gerçek hayatta daha çok sesi çıkan her zaman kazanan olmuyor.

Kürk meselesi
Birileri inatla çıkıp “Kürk giymeyin” diyor. Sanki kürk giyen biri “Ama hayvanlara yazık değil mi?” konuşmalarını dinleyip kaale alacakmış gibi. Kürk satışı olduğu sürece kürk giyenler de olacak, gerçekçi olup bunu baştan kabul etmek lazım. İsteyen giyer, istemeyen giymez. Bu kadar basit. Kürk giyen ünlülerin de “Ama hayvanları ben öldürmedim ki” diye kendilerini temize çıkarmaya çalışmalarına hiç gerek yok.

Kürtaj meselesi
Kürtaj yaptırmayı kafasına koymuş bir kadını ne doktor, ne anestezi yapmamak durdurabilir. Bu karara hiç kimse karışamaz, bebeğin babası bile. Boşuna “Benim bedenim, benim kararım” demiyoruz. Sonuçta anne, doğan çocuğa bakabilecek mi bakamayacak mı bilmeden buna karışmak kimseye düşmez. Sadece maddi değil, bir de manevi boyutu var çocuk büyütmenin.
Gay evliliği meselesi
Gay evlilikleri de kürtaj kadar özel bir durum. Çevremizde kadın-erkek evliliklerinden çok daha sağlam ilişkileri olan gay çiftler var. Evlilik zaten artık giderek zorlaşan özel bir karar. İmzayı atmış olmak ya da olmamak değil önemli olan. Bu devirde kimse kimsenin özel hayatına karışmamalı. Tam aksine herkes herkese hoşgörülü olmalı. Bu ne demek oluyor? İsteyen herkes evlenebilmeli.

Haberin Devamı

Kim daha doğruyu biliyor?
Şaşırtıcı ama başkalarının ne giyeceği, evlenip evlenmeyeceği, çocuk yapıp yapmayacağı hakkında hâlâ söz sahibi olmak isteyenler var. Hâlâ herkes, herkese karışıyor. Kimse kimsenin kararına saygı duymuyor. Herkeste bir, ‘ben daha iyisini, ben daha doğrusunu bilirim’ havası var. Her zamanki gibi sıfır tolerans. Üzücü ama yıllar geçiyor, bir milim ilerleme yok.