MODA HAFTASI NASIL BAŞLADI?
Moda haftasının ilk günüyle başlıyor, Alaçatı Balıkçılık Turnuvası’ndan kalanlarla devam ediyoruz
Didem Soydan’ın kulisteki tuvaletlerden şikayetiyle başladı moda haftası. Bu tweeti görenler büyük bir fiyasko yaşanıyor sanabilirdi. Oysa ilk defa herkes bu kadar güleryüzlü. Sanki moda haftasına değil de tatile gelmiş gibi. Tabii bunda Boğaz etkisinin payı çok. Bu sezon moda haftasının Kuruçeşme Arena’da yapılması herkesi sevindirdi. Özellikle yabancılar mest olmuş durumda. Gündüz güneşte deniz kıyısında yayılabiliyorsunuz, akşam defilelerinde ise dışarıya kurulan masalardan yer numaranızı alırken bile tir tir titriyorsunuz. Neyse ki uzun sürmüyor, hemen içeri geçebiliyorsunuz. Organizasyon başarılı, tıkır tıkır işliyor.
Ece Gözen’den Maid in Love’a
İlk günde üç favorim var. Biri Ece Gözen’in defilesi. Her ne kadar Alexander Wang’den ilham aldığı konuşulsa da şimdiye kadar moda haftasında olan en başarılı işlerden. Spor couture koleksiyonu parlak renkleriyle de içimizi açtı.
Diğeri ise Hande Çokrak’ın Maid in Love markası. Podyumda değil, stüdyodaydı sunum. Stüdyoda defilede olduğundan daha yaratıcı olmak mümkün. Maid in Love’da canlı mankenler kullanılmadı. Ceyda Balaban’ın eli değdi ve Maid in Love’ın ruhuna uygun bir sunum yapıldı. Tasarımlar kadar sunum da etkileyici.
İlk günün finali ise Kaf’dan by Elaidi defilesiyle yapıldı. Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı olan Mehtap Eladi’nin koleksiyonu her zamanki gibi giyilebilir parçalardan oluşuyor. Hashtagli tişörtlerin de görüldüğü defilenin sonunda Mehtap Elaidi ‘Like?’ tişörtüyle dikkat çekti.
Yeni model, yeni yüz yok
İlk günün sonunda bir kez daha gördük, moda haftasında hâlâ yeni top modeller çıkmaması bir sorun. Tamam, Tuğçe Kazaz’dan Ebru Şallı’ya mankenliği bırakıp bırakıp arada podyuma dönenler var. Ama yeni yüzler, yeni isimler çıkmıyor artık. Düşünün, Didem Soydan bile hâlâ yeni yüz kabul ediliyor. Aynı her Türk moda tasarımcısının genç modacı kabul edilmesi gibi. Moda haftasından da süpermodel çıkmazsa, nereden çıkacak? Yoksa gerçekten bir devir mi kapandı?
Buluşma noktası: The House Cafe Ortaköy
Geçen sezon Karaköy’de yapılan moda haftasının yıldızı Bej’di, şimdi Kuruçeşme Arena’da yapılan moda haftasının yıldızı ise The House Cafe Ortaköy. İlk akşam Vogue Türkiye happy hour partisi gerçekleşti Ortaköy The House Cafe’de. Üstelik Kuruçeşme-Ortaköy trafiğine girmek istemeyenler için tekne servisi bile var.
TEKNE BATIRAN TURNUVA
Birçok kişi için yılın en heyecanla beklenen şeylerinden biriydi, Alaçatı Balıkçılık Turnuvası. Ekiplerin önceden nasıl hazırlandığını, ne kadar istekle çalıştıklarını biliyorum. Mustafa Koç, Mustafa Taviloğlu, Cem Boyner gibi isimler her yıl turnuvada yarışıyor.
Bu yıl ne yazık ki tutulan balıklardan çok asıl konuşulan batan tekne oldu. Zaten böyle bir havada ne mümkündü balık tutmak? Balıklar bile sırra kadem basmıştı.
Tekne batırabilecek bir havada turnuvayı iptal etmek ya da ertelemek yerine bütün yarışmacıları denize çıkarmak, bunu yaparken de gerekli önlemleri almamak ve hatta bütün tekneler denizde havayla mücadele ederken birkaç saat sonra o günkü turnuvayı sessiz sedasız iptal etmek büyük bir organizasyon hatası. Hava muhalafeti nedeniyle turnuva baştan iptal edilse ya da ertelense bir tekne batmayacaktı ve tabii hem batan teknedekilerin hem de diğer katılımcıların hayatı tehlikeye atılmayacaktı. Üstelik daha sıkı güvenlik önlemleri alınsaydı bütün bunlar hiç yaşanmayacaktı.
Bir kez daha görüyoruz, iyi bir organizasyon için sadece havalı isimleri bir araya getirmek yetmiyor. Umarım, turnuvayı düzenleyenler seneye denizin şakası olmadığını anlar ve önce hava durumunu göz önüne alır.