Bir moda haftası daha bugün sona eriyor. Bu sezon organizasyona alınan takviyelere rağmen değişen bir şey oldu mu dersiniz? Yoksa durum ‘yine yeni yeniden’ diye mi özetlenebilir?
* Koleksiyonlardan ve tasarımcılardan çok, organizasyonla izleyiciler konuşuluyor. Bunda bir sorun yok mu?
* Koleksiyonlar arasından Atıl Kutoğlu, Tuvana Büyükçınar ve Elif Cığızoğlu gibi beğendiklerim oldu ama aralarında hiç konuşmaya değmeyecek olanlar da yok muydu?
* Koleksiyon sayılabilecek standartlarda olmayanlara bile sosyal medyadan, eş ve dosttan ‘yıkılıyor’ desteği yağmadı mı?
* Çağla Şıkel, Güzide Duran, Ayşe Hatun Önal, Selma Ergeç, Sema Şimşek, Ceylan Saner, Deniz Pulaş, Gamze Özçelik... Mankenliği yıllar önce bırakmış isimlerin hâlâ moda haftasında en çok konuşulanlar olması şaşırtıcı değil mi? Yıldız olacak yeni yerli manken yok mu?
* Çok beğendiğim Didem Soydan, başarılı ama alıştığımızdan farklı, işveli cilveli olmayan cool tarzıyla Türkiye’de bir gün star olabilir mi?
* Moda haftasında podyum, mankenler yerine Wilma Elles ve Galatasaraylı futbolcu Wesley Sneijder’in eşi Yolanthe Cabou’ya mı kaldı?
* IMG ve Mercedes-Benz gibi iki yabancı markanın desteğine rağmen moda haftasına neden eskisi kadar çok yabancı basın katılmadı? Moda haftasının amacı, yabancı basına ve satın almacıya hizmet etmek değil mi?
* Basın bültenlerinde defileye katılması beklenen ünlüleri sıralamak gerekli mi? Dünyanın başka neresinde defile öncesinde davetlilerin isimleri açıklanıyor? Adı sayılan yarı ünlülere bakınca insanın içi parçalanmıyor mu, “Türk modası bu isimlere mi kaldı?” diye...
* Moda sektöründen önemli markaların patronlarıyla konuşurken konu İstanbul Moda Haftası’na gelince, “İçler acısı, daha iyi olmadan gitmem, izlemem” demeleri kabul edilebilir mi?
* Ön sırada oturmak için çırpınan ve başkalarının yerlerine oturan, nasıl daha çok dikkat çekerim diye giyinen ne idüğü belirsiz kaç kişi var?