Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İngiliz Kraliyet Ailesi’nden dünyaca ünlü modacılara birçok kişi, sağlıklı yaşam için Avusturya’daki Viva Mayr Kliniği’ne gidiyor. Kliniğin direktörü Dr. Harald Stossier’le İstanbul’da buluştuk ve bakın kendisinden neler öğrendim?

İngiliz Kraliyet Ailesi’nden Türk cemiyet hayatına birçok isim zayıflamak ve gençleşmek için aynı adrese koşuyor, Avusturya’da Viva Mayr Kliniği. Lanvin’in tasarımcısı Alber Elbaz’dan Kevin Spacey’ye renkli bir müdavim kitlesi var.
Bazıları zayıflamak için gidiyor, bazıları ise sadece enerjilerini artırmak için. Vladimir
Putin’in yeni ayrıldığı eşi Lyudmia için “Orada yaşıyor” diyorlar.
O kadar çok Türk müşterileri var ki, şimdi Viva Mayr doktorları sık sık İstanbul’a gelerek burada hastalarının kontrollerini yapacak ve tabii burada bazı doktorlarla işbirliği de yapacak. Viva Mayr’ın yöneticisi Dr. Harald Stossier, İstanbul’a kadar gelince heyecanlanıyorum ve hemen gidip görüşüyorum.
“Sizi diğerlerinden ayıran özellik ne?” diyorum. “Sindirim sistemine yoğunlaşıyoruz. Sağlıklı beslenmeyi tamamen kişisel sindirim sistemi üzerine kuruyoruz” diye cevap veriyor. Avusturyalı efsane doktor Franz Xaver Mayr’ın yöntemini kullanıyorlar.

Haberin Devamı

Sağlık hapishanesi
Avusturya’ya gidenler “Lüks bir SPA değil, medikal bir merkez” diyor Viva Mayr için. Hatta İngiliz Vogue, “sağlık hapishanesi” benzetmesini de yapıyor. Yine de müdavimleri, ciltlerindeki ve enerjilerindeki değişim sayesinde Viva Mayr’dan çok memnun ayrılıyor.
“Herkesin farklı yiyeceklere intoleransı var” diye devam ediyor Dr. Harald Stossier, işte bu noktada kaçıp gitmek istiyorum. Evet, biliyorum bir dönem herkes koşa koşa York testlerini yaptırdı. Sonuç, herkesin her şeye intoleransı var. Un yok, maya yok, şeker yok, o yok bu yok. Ee, biz de biliyoruz, sağlıksız hiçbir şey yemezsek daha zayıf ve daha genç olacağımızı. Ama ne mümkün işte. O kadar yasağı bünyemiz kaldırmıyor.
Telaşla Dr. Harald Stossier’e, “Kan testi mi yapıyorsunuz?” diye soruyorum. “Hayır” diyor. İşte bir artı daha alıyor benden. “Kas hareketleriyle test yapıyoruz” diyor. Bir masaj masasına yatırıyor
beni. Önce kas gücünü ölçüyor, doktor kolunuzu bacağınızı bir tarafa çekerken siz aksi yöne çekiyorsunuz. Buna göre stres oranınız hakkında da yorum yapıyor. Çok stresli teşhisim de konuluyor.

Haberin Devamı

Korktuğum başıma geliyor
Daha sonra ağzıma farklı tozlar damlatıyor. Her tozda yine kolunuzu bacağınızı çekiştiriyor ve tuhaf ama bir tozda kolunuzu bacağınızı hareket ettiremeyecek kadar zayıflıyor kaslarınız, bir başka tozda yine eskisi gibi güçlüsünüz. Örneğin söz konusu gluten olunca bir damla tozla bile bitiyorum, kolum bacağım ne kadar zorlarsam zorlayayım kımıldayamayacak kadar güçsüzleşiyor.
İşte bu noktada korktuğum ve duymak istemediğim şeyi söylüyor doktor: “Gluten intoleransın var, 3-6 ay glutenden uzak dur, hayatın değişecek.” Ne yalan söyleyeyim, ben de isterim tabii 6 ay ekmekten, makarnadan, her türlü hamurişinden uzak durabilmeyi ama becerebilir miyim? Hiç sanmıyorum.
“Ee, ne yemeliyim?” diyecek oluyorum. Son zamanların en trendy yemeği kinoaya getiriyor sözü doktor. Kinoanın ne kadar sağlıklı olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyor. Çıkışta kendimi en yakın kafede kinoalı salata yerken buluyorum.
Umalım, Viva Mayr’ın etkisi uzun süre devam etsin.