Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ahu Yağtu’nun babası Neşet Yağtu’nun açıklamalarını okudukça sinirlenmemek mümkün değil. Bir baba kızının en mutlu gününde nasıl canını bu kadar acıtır?

İzzet Çapa değme magazin muhabirlerini kıskandıracak bir iş daha yaptı, Ahu Yağtu’nun babası Neşet Yağtu’yla tam da kızının doğum yaptığı gün röportaj yaparak. Neşet Yağtu sanki hep bu anı beklemiş, düğmesine basılmış gibi konuşuyor. Aklına gelen her şeyi anlatıyor. Hiç düşünmeden, ağzından çıkanı kulağı duymadan bir magazincinin hayal bile edemeyeceği kadar çok malzeme veriyor. Ama bunları yaparken çok önemli bir şeyi unutuyor. Bir baba olduğunu. Tabii babaların özellikle kızları için ne kadar önemli olduğunu da. Kızının daha yeni anne olduğunu da. Düğün sırasında aileler arasında yaşanabilecek sıradan gerginlikleriyse unutamıyor, hazmedemiyor ve intikamını da bütün aileye en çok dokunacak günde alıyor.

Bir kadın babasına doğum yapacağı günü haber vermiyorsa, zaten geçerli bir nedeni vardır. Bir baba kızı doğum yaparken doğumhane kapısında kendi etinden et kopuyormuş gibi bekler. Kızına bir şey olacak diye aklı çıkar, tansiyonu zıplar. Doğum bittiğinde ilk sorduğu şey kızının sağlığıdır. Bebek ikinci plandadır. Kızının iyi olduğunu anlamadan bebeği gözü görmez bile. Ancak kızının iyi olduğundan emin olduktan sonra bebeği görür. Neşet Yağtu gibi kızının doğumuna gitmek için kapıya araba yollanmasını beklemez. “Araba yolladılar da, lastikleri Michelin değildi diye binmedim” diye sözüm ona espri yapmaz. Cem Yılmaz’la aşık atmaya kalkışmaz. Kızını merak eden babayı kimse tutamaz zaten. Damada ve ailesine kızgın olsa bile ilk uçağa atlar kızının yanına gider. Röportaj vereceğine kızının elini tutar, torununu sever. Bunları yapmayan bir babanın dediklerini kim dinler?

Nasıl bir baba yeni doğum yapmış kızının ve ailesinin canını böyle acıtır? Böyle bir durumda kızına ne kadar kızgın ya da kırgın olursa olsun onu kocasının ailesinin ve bütün Türkiye’nin gözü önünde bu duruma düşürmeye ne hakkı var? Bunun için ya çok bencil olmalı, ya aklı fikri ilgi odağı olmakta ya da gerçekten çok incinmiş. Ama ne kadar incinmiş olursa olsun bu bir aile meselesi ve öyle de kalmalı. İzzet Çapa’yı evine misafir edip aile arasında olan her şeyi anlatmaya başladığı zaman artık tamir edilemeyecek şeyler de yapmış oluyor. Artık iş işten geçmiş ama Neşet Yağtu belli ki konuşmayı sevmiş. Bari bundan sonra bir yakını onu karşısına alıp bunun kızı kadar kendisini de kötü duruma düşürdüğünü anlatsa... Neşet Yağtu “Ne çocuk ne torun sevgisi bıraktılar” derken ne baba ne dede sevgisi bıraktığının farkında değil mi gerçekten?

Haberin Devamı

Dünyayı kurtaran çanta

Haberin Devamı

‘Dünyayı kurtaran adam’dan sonra şimdi de dünyayı kurtaran çantalar var sırada. NTV Yeşil Ekran, dört Türk tasarımcıya bez çantalar tasarlattı. Kimlere mi? Gamze Saraçoğlu, Özlem Kaya, Nihan Peker, Gül Ağış. İki farklı boyda üretilen çantaları plajda ya da alışverişte kullanmak mümkün. Fiyatları 20 TL. Çantalardan elde edilen gelir Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlanacak. Çantalar D&R, Mavi, Vakkorama ve V2K mağazalarında satılıyor. Ayrıca unnado.com ve idefix.com internet sitelerinde de satılacak. Destek olmakta fayda var.