Bu hafta isimlerle boğuşarak geçiyor. İçerikle ilgilenen yok. Sokakların isimlerinin değiştirilmesine alıştık. Peki, basketbol takımı Efes Pilsen’in durumu ne olacak?
Kendimi bildim bileli bildiğim bir sokağı anlatmaya çalışıyorum. Arkadaşım inatla başka bir isim söylüyor, ben başka bir isimde iddialıyım. Tarif etmeye kalkınca bakıyoruz ikimiz de aynı yerden bahsediyoruz. Sürekli sokak isimlerinin değişmesine alışığız, ama yine de kabullenmekte zorlanıyoruz. Artık sokak isimlerinden bile karşınızdakinin yaşını tahmin edebilirsiniz. Botoks motoks nafile. Sonunda bu duruma da geldik işte.
Bu hafta isimlerle boğuşmakla geçiyor. Taksim Meydanı 1 Mayıs Meydanı olsun mu? Efes Pilsen Spor Kulübü’nün adı değişecek mi, yoksa spor kulübü kapatılacak mı? Bir de basketbolda ‘bayanlar ligi’ yerine ‘kadınlar ligi’ denilir mi?
Biz isimlerle uğraşırken içerikle ilgilenen yok tabii. Taksim Meydanı’nda olanlarla ilgileneceğimize, ismiyle ilgilenmek daha kolayımıza geliyor. İsteyen Taksim Meydanı desin, isteyen 1 Mayıs Meydanı. Bu saatten sonra ne fark edecek? İsim değişse bile herkes bildiğini söylemeye devam edecek. 1 Mayıs adıyla meseleler hallolmayacak.
Bu arada bir not düşelim, Milliyet okurlarının yüzde 82’si ‘Taksim’kalsın dedi.
Efes Pilsen’in durumu ise daha da kritik. ‘Alkol firmaları ismini veremeyecek, sponsor olamayacak’ diye yılların basketbol takımı isimsiz mi kalacak? Bakalım bahsedilen ara yol bulunabilecek mi?
Bayan mı, kadın mı?
Şimdi gelelim tartışmaların en vahimine... Basketbol Federasyonu ‘bayanlar ligi’nin adını ‘kadınlar ligi’ olarak değiştirdi. İsimlerle oyalanmayı ne kadar vakit kaybı olarak görsem de doğrusu bu hoşuma gitti. Nedeni basit, ‘bayan’ kelimesi son derece itici. Karşınızdaki, kadın yerine bayan dediğinde o kişi hakkında hemen fikir sahibi olursunuz. Dünkü Milliyet Spor’da, farklı federasyon başkanlarına “Bayan mı, kadın mı denilmeli?” diye sorulmuş. Neredeyse hepsi “Bayan diye devam edeceğiz” demiş. Bunda sorun yok. Ta ki açıklamalarını okuyuncaya kadar. O?zaman durum değişiyor.
“Ben Türkçe öğretmeni değilim ama kadın ile bayan kelimeleri arasında fark vardır. Bayan kelimesinin içine kadın da girer, kız da. Oysa kadın kelimesinin anlamı ise çok farklıdır” diyor Jimnastik Federasyonu Başkanı Atilla Örsel.
Yıl 2010, biz hala daha nelerin derdindeyiz? İnanılır gibi değil.
Nişantaşı trafiğini ne kilitliyor?
Son günlerde yolu Nişantaşı’na düşen herkes aynı şeyden şikayetçi. Nişantaşı’nda trafik felç durumda. Bunun da en önemli nedeni Maçka Demokrasi Parkı önünde yeni yapılan kavşak. Dolmabahçe Küçükçiftlik Parkı’nın önündeki yol tek yöne çevrildi. Chocolate’ın karşısında, Maçka Parkı’nın önündeki kaldırım da genişletildi. En geniş yolda bile yürüyecek kaldırım bulamazken Nişantaşı trafiğinin en kilit olduğu noktada kaldırımı genişletmek, çift yön olan yolu tek yöne indirmek nasıl dâhiyane bir fikirdir anlamak mümkün değil.
Lucca’dan eve servis
Son yılların en çok konuşulan İngiliz Monocle dergisinin editörleri, İstanbul’u gezmeye devam ediyor. Geçen gün Lucca’nın sahibi Cem Mirap’la da röportaj yaptılar. Cem Mirap’ın Monocle’cılardan çok bizi ilgilendiren bir haberi var. Lucca Satsuma’dan sonra şimdi ikinci albüm Lucca Take Away 19 Mayıs’ta çıkıyor. Albüm, DJ Yakuza’nın seçtiklerinden oluşuyor. Prodüktörler de Ömer Karacan ve Murat Akad. Albümün içinde bir de Lucca’da yediğiniz içtiğiniz şeylerin tariflerinin yer aldığı bir kitapçık var. Nerede mi satılacak? Lucca’da ve D&R’larda.
Emre Ergani’nin yeni projesi
Dün gece ‘Bosphorus by Sortie’ açıldı. Biliyorsunuz, bu yıl Sortie’yi Emre Ergani işletiyor. Emre Ergani, yılın en çalışkan işletmecisi. Beni heyecanlandıran yeni bir projesi daha var. Nişantaşı’nda bir şarküteri açmaya hazırlanıyor, ADCO Gıda’yla ortak. Şarküteride, DJ müzikleri eşliğinde ister alışveriş yapabilecek, ister masada oturup aldıklarınızı yiyebileceksiniz. Şarap konusunda da iddialılar. Şimdilik Biber’e yakın olduğunu söyleyebilirim.