Nurseli İdiz’in görüntülerinin yayınlanış şekli mi daha fena yoksa ünlü isimlerin “Nurseli İdiz’e yardım edelim” diye prim yapmaya çalışması mı daha fena emin değilim
“Herkes amatör psikiyatristlik yapmaya çalışıyor. Benim teşhisim (bipolar bozukluk) belli, ama başka teşhisler koymaya çalışıyorlar. Bu benim bir ülser hastasına, hayır sen kansersin demem gibi bir şey” dedi Nurseli İdiz. Ayşe&Alişan’ın programına katıldı ve kendini anlattı. Doğrusu programda en aklı başında konuşan da yine kendisiydi. Alişan’ın ısrarla “Ama çok para kazanmıştınız, yediniz mi paraları?” sorularını da, Ayşe’nin en masum haliyle “Ee madem dokunuyor, içmeseniz” demesini de büyük bir olgunlukla dinledi. Bipolar bozukluğun doğuştan olduğunu anlatmasına rağmen ısrarla “Borçlar yüzünden mi hastalandınız?” denmesinde bile yine istifini bozmadı. Sakin sakin bütün saçma sorulara cevap verdi.
Nurseli İdiz’in görüntülerinin yayınlanış şekli mi daha fena yoksa ünlü isimlerin “Nurseli İdiz’e yardım edelim” diye prim yapmaya çalışması mı daha fena emin değilim. Dün Ayşe Özyılmazel’in gözyaşlarıyla bu görüntülere isyan etmesi üzerine Nurseli İdiz’in kızı Elif canlı yayına bağlanıp konuştu. Nurseli İdiz’in ailesi zaten yanında, kendisine destek oluyor.
Ortada büyük bir olay da yok aslında. Sırf morali bozuk öğlen rakı içiyor diye, “O artık bitti, sonu Cahide Sonku gibi olur” demeye kimin hakkı var? İster öğlen ister akşam efkâr dağıtır, kimseye zararı olmadıktan sonra kime ne?
Ortada çöküş filan yok
Nurseli İdiz’in sanatçılığı kadar doğallığı da hoşuma gidiyor. Sırf olduğu gibi davrandığı için, başka ‘sanatçılar’ gibi numara yapmadığı için, kameralar karşısına geçerken kendine çeki düzen vermediği için şimdi böyle bir çöküş hikayesi yaratılmak isteniyor. Ama ben burada çöküş falan görmüyorum. Herkesin hayatında iniş çıkışlar oluyor, Nurseli İdiz’in hayatında da pekala olabilir. Zaten bipolar bozukluk teşhisi konulmuş birinin iniş çıkışları olacağı baştan belli. Ama burada bir bitiş hikayesi yok. Her ne kadar herkes aksini görmeye ve “Yardım edelim” diyerek kendi egosunu tatmin etmeye çalışsa da. Nurseli İdiz’in kimsenin yardımına ihtiyacı yok. “Alaçatı’da 2 saat içtim sarhoş oldum, 3 kare fotoğraf çıktı diye her şeyden vazgeçecek değilim” diyor. Haksız mı?
Pasaport krizi devam ediyor
Tam 1 ay önce pasaport başvurusu yapan tanıdıklarım var. Hâlâ yeni pasaportları gelmedi. Eski pasaport da yenisine başvurulduğu anda iptal edilmiş oldu. Şimdi iş için yurt dışına gitmeleri gerektiğinde pasaportları olmadığını ve ülkede pasaport kalmadığını anlatmaları gerekiyor. Tabii karşı taraf buna inanırsa. Yabancı bir ülkenin bir ülkede pasaport kalmadığına inanması pek mümkün gözükmüyor.
Sözüm ona modernize olacağız. Çipli pasaportlara bu yüzden geçmedik mi? Her şey daha kolay olacak sandık. Oysa ne oldu?Pasaport sıkıntısı bitmiyor şimdi. Kısa bir süre önce sorun çözüldü deniyordu, oysa görüyoruz ki çözülmemiş. Hâlâ 1 aydır pasaport bekleyenler var. Çipli pasaport ilk çıktığında başvurmuş ve 2 günde yeni pasaportum eve geldiğinde oysa ne kadar sevinmiştim. Bir de şimdiki duruma bakın. Giderek daha zorlaşıyor. Şimdi hızlandırmak için yapılan tek şey, alınmış bir uçak biletiyle bir ‘acil’ dilekçesi yazıp pasaport başvurunuzla birlikte vermek. Eğer randevunuza bu bilet ve dilekçe olmadan giderseniz daha çok beklersiniz. Ya da siz siz olun çipli pasaporta başvurmadan krizin çözüldüğünden emin olun.