Obama Chelsea’nin nikah şahidi olmayacak mı?

Chelsea Clinton bu akşam Mark Mezvinsky’yle evleniyor. Obama düğüne davetli bile değil. Bizde böyle bir şey mümkün olur mu? Sorarım size, hangi Bakan Başbakan’ı davet etmeden, hatta nikah şahidi yapmadan düğün yapabilir?
Yılın düğünü bu akşam. Hayır Çırağan’da, Four Seasons’ta ya da Lütfi Kırdar’da değil. Çok uzaklarda, Astor Malikanesi’ndeki Chelsea Clinton ve Mark Mezvinsky düğününden bahsediyorum.
Flaş flaş flaş... Yılın düğününe yılın adamı davet edilmemiş. Eski Başkan Bill Clinton ve halen Obama’nın Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ABD Başkanı Obama’yı kızlarının düğününe davet etmemiş. Hatta Amerikan gazeteleri “Bakalım Obama ‘Wedding Crasher’ olacak mı?” diye dalga geçiyor. Sonra da “Beyaz Saray’daki partilerinden davetsiz misafirlere alışık” diye devam ediyorlar.
CBS’te dört kadının sunduğu ‘The View’ adlı bir TV programı var. Barack Obama çarşamba günü bu programa katıldı ve düğünle ilgili bir soru geldiğini anlar anlamaz gülerek durumu toparlıyor. “Düğüne gitmiyorum. Bir düğünde iki başkan olmaz. Bu kadar çok Gizli Servis ajanının olduğu, davetlilerin metal dedektörlerle arandığı, hediyelerin Gizli Servis tarafından parçalanarak açıldığı bir düğün kim ister ki?”
Tam konuyu kapatmak üzereyken Barbara Walters doğrudan soruyor, “Davet edildiniz mi?” Obama lafı dolandırmıyor. “Hayır edilmedim. Bill ve Hillary’yi anlıyorum, bu özel günün kızları ve müstakbel damatları ile ilgili kalmasını istediler. Michelle ve ben de kızlarımız Malia ve Sasha’nın normal hayatları olmasını istiyoruz. Üzgünüm, siz de Sasha ve Malia’nın düğünlerine davet edilmeyeceksiniz.”

Düğün gelinle damadın günü mü, yoksa anne-babanın mı?
Bizde bir Bakan’ın kızı evlenirken Başbakan’ın davet edilmemesi olacak şey değil. Hatta sadece davet edilmek de yetmez. Nikah şahidi de olmalı. Bırakın politikacıları, bizde adettir, “Aman kimseye ayıp olmasın” diye ilgili ilgisiz herkes düğüne çağrılır. Kuru kalabalık düğünden mutlu olmaz. Ya yemeklerden ya müzikten şikayet eder durur. Sonunda daha pastanın kesilmesini bile beklemeden çekip giderler. Çoğu zaman bütçeler de limitlidir. Davetli sayısını minimuma indirmek için epey ter dökülmüştür. Oysa bakın Chelsea Clinton’ın düğününe davet edilmeyen Barack Obama bunu televizyonda son derece anlayışlı bir şekilde açıklıyor. Clinton'lar üç milyon dolar bütçeli düğüne kendilerine politik kariyerlerinde maddi manevi destek olmuş birçok kişiyi de davet etmemiş. “Gelini ve damadı birebir tanımayan kimseyi çağırmayacağız” diye çok önceden bir açıklama da yaptılar. “Bize küserler mi?” ya da “Maddi desteklerini çekerler mi?” diye hiç düşünmemişler bile. “Bu gelinle damadın günü, bizim değil” deyip işin içinden çıkmışlar. ABD Başkanı’nı kırmak pahasına. İşte her anne babaya örnek olması gereken bir davranış. Obama da alınganlık yapmamış, “Ben de öyle yapardım” demiş. İşte medeniyet böyle bir şey.