Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Biz hâlâ ‘meme kanseri’ne kibarlıktan ‘göğüs kanseri’ diyoruz. Her gün bir tanıdığın bu illete yakalandığını öğreniyoruz. Tepkimiz şaşmıyor, “Kanser değilse, üzülme.” Tabii unutmamamız gereken şey: “Erken teşhis hayat kurtarır!”

Ofiste morali çok bozuk olan iş arkadaşının yanına gider, “Tuvalette ağladığını duymuşlar, iyi misin?” der. Cevap gelir, “Hayır, çok kötüyüm, karım boşanmak istiyor.” İş arkadaşı “Oh, çok şükür, sadece boşanmaymış, bu da bir şey mi?” der. Sonra da ofisteki diğer çalışanlara duyurur, “Yaşasın, sadece boşanıyormuş!” Arkadaşının üzüntülü bakışlarının yerini şaşkın bakışlara bıraktığını görünce kendini açıklama gereği hisseder, “Biz de kanser olduğunu zannetmiştik.”
‘Çılgın, Aptal, Aşk’ filmindeki bu sahne aslında geldiğimiz noktayı özetliyor. İşte artık hepimizin durumu bu. Her kötü haberde kanseri bekliyoruz. Kanser çıkmayınca, başka kötü bir şey olunca şükrediyoruz.

Haberin Devamı

Nilüfer’e erken teşhis
Dün Nilüfer’e meme kanseri teşhisi konulduğunu öğrendik. Neyse ki erken teşhis. Geçen hafta Vahide Gördüm’e meme kanseri teşhisi kondu. Ondan önce Meral Okay ve Tomris Giritlioğlu akciğer kanseri olduklarını açıkladılar. Hepsinin bir an önce bu hastalığın üstesinden gelmelerini, sağlıklarına en yakın zamanda kavuşmalarını diliyorum.
Sadece ünlü isimler değil tabii bu hastalıkla boğuşan. Hepimizin yakın çevresinde sevdiği kişilere de değiyor bu illet hastalık ve işte o zaman daha da sarsıyor.
Hepimiz görüyoruz ki bu hastalıkta en önemli şey, erken teşhis. Peki biz ne yapıyoruz? Geçenlerde Avon, ‘meme kanserine erken teşhis’e dikkat çekmek için bir yürüyüş düzenledi. Yeterli mi? Değil.

Amerikan futbolunun yeni rengi neden pembe?
Ekim kanser ayı. Bu ay ABD’de özellikle meme kanserine dikkat çekmek için her yer pembe kurdelelerle süslendi. Amerikan futbolu oynayan dev adamlar sahaya pembe eldivenlerle çıkıyor, hakem pembe düdük çalıyor, futbol topunun üzerinde kocaman bir pembe kurdele var. O iri yarı adamlar çıkıp da “Pembe de çok feminen, bize yakışmaz” demiyor. “Kadın hastalıklarıyla sadece kadınlar ilgilensin” de demiyorlar. Herkesin ilgisini çekmek için bir şeyler yapıyorlar. Peki bizde sporcular böyle bir şey yapar mı? Keşke. Ama biz hâlâ meme kanserine kibarlıktan göğüs kanseri derken biraz zor gözüküyor. Oysa bu sevimsiz konu ne kadar çok konuşulursa o kadar çok kişi bilgilenecek. Bu, hem erken teşhis için gerekli, hem de kanser hastalarının yalnız olmadıklarını daha iyi görmeleri için.

Bahar Londra’ya geldi!
Evet, Türkiye’de sadece 50 kişi toplandı ama ABD’den sonra Avrupa’da da protestolar hızla devam ediyor.
Bizde daha çok kişi toplanır mıydı aslında? Tabii, ama haklı nedenlerimiz var 50 kişiyle sınırlı kalmamızda.
Londra’da beni en çok şaşırtan şey St. Paul’s Katedrali’nde oldu. Prens Charles ve Lady Diana’nın evlendiği katedralde. Protestolar burada devam etti. Polis olay yerine geldi. Katedraldeki görevliler ya polisi destekleyecekti ya da protestocuları. Sizce ne yaptılar? Düz mantık, tabii ki akla polisler protestocuları dağıtır geliyor. Oysa St. Paul’s Katedrali’ndekiler polisten geri çekilmesini istediler, protestoculardan rahatsız olmadıklarını da açıkladılar. Bunun üzerine ne oldu? Polis çekildi, eylemciler protestolarına devam etti. Ee, şimdi neden bizdeki sayılarla Londra’daki ya da başka bir şehirdeki sayılar aynı değil belli olmuyor mu?

Mehmet Yalçın’la şarap tadımı
Mehmet Yalçın’ın kurslarına katılmış ve kendisinden öğrendiğim bilgileri yemeklerde memnuniyetle satan biri olarak böyle bir fırsattan sizi haberdar etmemek olmazdı.
Mehmet Yalçın’ın seçtiği şaraplarla yarın akşam The House Hotellerin üç subesinde (Ortaköy, Nişantaşı ve Galatasaray) birden tadım yapılacak. 19.00-21.00 saatlerinde. Giriş ücreti 55 TL. Bu arada sınırlı sayıda katılım kabul edileceği için önceden İstanbul Daily Secret’tan rezervasyon yaptırmak gerekiyor. İlgilenenlere duyurulur!