Okan Bayülgen kadar zeki ve yetenekli bir adam kendi televizyon progra-mında hâlâ davası devam eden bir konu için Türkiye’nin en önemli mimarlarıyla dalga geçebilir mi? Bize bunu yapmaya hakkı var mı?
Okan Bayülgen’i seven kadar çok sevmeyen de var. Bakınız: İlker İnanoğlu’na Disko Kralı’nda “Şimdiye kadar yaptığın en büyük salaklık nedir?” diye sorduğunda İlker İnanoğlu “Bu programa katılmak” diye cevap verince herkesin nasıl da hoşuna gitti. Twitter’da “Sonunda biri çıkıp da krala, kral çıplak dedi” diye tweet’ler yağdı.
Ben de İlker İnanoğlu’nun cevabını çok beğensem de Okan Bayülgen’i zeki ve başarılı bulan gruptanım. Onun özel bir yetenek olduğuna inanıyorum. İşte tam da bu yüzden son yaptıklarını anlamakta güçlük çekiyorum.
Sırf oturduğun apartmanın arkasındaki yeri biri aldı, oraya yeni bir şey yapacak diye o insanı televizyon programında düşman ilan etmek hiçbir ahlak kuralına ne yazık ki uymuyor. İşin komiği, Galata’daki Doğan Apartmanı’nın arkasındaki yeri alan kıro bir müteahhit falan da değil.
Başarıları Türkiye’nin dışına çoktan taşmış, Hong Kong’dan St. Petersburg’a önemli projelere imza atan, yüzlerce ödül sahibi bir mimarlık ofisi olan Autoban’dan söz ediyoruz. Yurt dışında tanıştığınız yabancılar bile Autoban’a hayranlıklarını dile getiriyor, hatta sırf Autoban showroom’undan mobilya alışverişi yapmak için İstanbul’a gelenler bile var. Benim evimin arkasındaki yeri Autoban’cılar alsa, ben olsa olsa mutlu olurdum. Nasılsa bu kadar birikimli ve zevkli insanların yapacağı şey de öyle olur diye.
Hepimizden özür dilemeli
Hadi diyelim ki Okan Bayülgen’in manzarası kapanacak ve evinin değeri düşecek ya da bu durumdan rahatsız olacak başka özel nedenleri var. O zaman da çıkıp hakkını mahkemede araması yeterli değil mi? Halihazırda bir dava devam ederken kendi televizyon programında Autoban’dan E5 diye bahsederek, Hamdi tiplemesini yaratarak sözüm ona Autoban’ın ortaklarıyla dalga geçmesi son derece seviyesiz bir davranış. Bırakın Okan Bayülgen’i, bu hiç kimseye yakışmaz. Boşuna Cengiz Semercioğlu “TV programları babamızın malı mı?” diye yazmamış.
Belli ki Okan Bayülgen sırf intikam duygusuyla başlamış ve ayarı kaçırmış. Böyle sinirli günlerde, bu duruma düşmemek için insanın yanında ona doğruları söyleyen birilerinin olması önemli. Okan Bayülgen’i ne yazık ki bu kadar yaratıcı olan ekibi de, eşi dostu da uyarmamış. Belki de hepsi bir araya gelip bu yaptıklarını komik zannetmişler, intikam aldıklarını düşünerek sevinmişler. Ama düştükleri durum içler acısı.
Okan Bayülgen kadar zeki ve yetenekli bir adama bunu hiç yakıştıramıyorum. Bir an önce çıkıp izleyicilerinden ve tabii Autoban’ın ortakları Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar’dan özür dilemeli.
Her izdihama sevinmeli mi?
Çağdaş sanat fuarı ‘Contemporary İstanbul’un açılışına katıldım. Bir kez daha gördüm ki, asıl amaç süslenip püslenip sosyalleşmek değilse açılışlardan uzak duracaksın. Cem Yılmaz’la Kıvanç Tatlıtuğ’la fotoğraf çektirme derdin yoksa fuarı hafta sonu daha sakin bir saatte gezeceksin.
‘Contemporary İstanbul’daki eserleri görebilmek için kokteyl havasındaki birçok kişiyle itiş kakış yaşadık ama sonunda görmek istediklerimi gördüm. Doğrusu beni çok heyecanlandıran bir şeye rastlamadım.
Bu arada herkes aynı şeyi konuşuyordu, “Bir sanat etkinliğinde böyle bir izdiham olması çok güzel bir şey.” Evet doğru ama ben yine de karışık duygular içindeyim. Bir yanda galeri sahipleri, bir yanda çalışmalarının PR’ını yapmaya çalışmalardan daha çok zaman ayıran sanatçılar, bir yanda fiyatları kızıştırmak için türlü numaralar çeken koleksiyonerler varken gerçek sanatçılar ister istemez gölgede kaldı.
Fuarı gezerken bir gün önce yaptığım telefon konuşmasını düşündüm. Resimlerine bayıldığım arkadaşım olmasından gurur duyduğum Suat Akdemir’e “Contemporary İstanbul’a geliyor musun?” diye sormuştum.
Onun böyle açılışlardan hiç hoşlanmadığını bilmeme rağmen. “Yok yarın Bodrum’a gidiyorum” dedi. Ben de içimden “Keşke gelseydi” dedim. ‘Contemporary İstanbul’un açılışında anladım ki Suat Akdemir haklı, aklı fikri resim yapmak olan bir adamın bu açılışta işi olmaz.
Alışverişkoliklere yeni hizmet
Alışveriş çılgınlığına kapıldık gidiyoruz. Neyse ki son zamanlarda artan internet siteleri sayesinde indirimli alışverişlerden yararlanabiliyoruz.
Müjdeyi verelim, Grupanya’nın fırsatlarından sonra şimdi de yeni bir siteye kavuştuk. Kerem Cankur’un kurduğu Sezonist (www.sezonist.com) daha geçen hafta açıldı. Perakende alışveriş için indirim kuponu veriyorlar. Zannetmeyin ki geçmiş sezon ürünlerini pazarlıyorlar. Sadece yeni sezon ürünleri için kupon satıyorlar. Hem de kredi kartınızı istemiyorlar.
Kupon almak için cep telefonunuzdan 1 TL ödemeniz yeterli. Bu ödeme de siz onayladıktan sonra aylık telefon faturanıza yansıyor. Daha sonra mağazaya gidip kuponunuzu kullanıyorsunuz. Böylece ürünü sadece bilgisayarda görüp almıyorsunuz, mağazada deneme şansınız da oluyor. Mudo, Step, Koleksiyon, Silk&Cashmere, A46 gibi birçok marka şimdiden sitede yer almaya başlamış. Alışverişe meraklıysanız erken davranın, Sezonist’e şimdiden üye olun.