Bodrum’un değişimden hiç nasibini almamış tek yeri, Gümüşlük. İşte bu yüzden şehirden kaçanlar artık Bodrum’da Gümüşlüklü olmayı tercih ediyor
Bodrum’da en bozulmamış yer, Gümüşlük. Özellikle, tatilden beklentisi şehir alışkanlıklarından kurtulmak, kılık kıyafet derdine düşmeden, denizin güneşin tadını çıkarmak olanlara hitap ediyor.
Deniz kenarına dizilmiş balıkçılar arasında köyün en sempatik yeri mavi-beyaz berber dükkanı. Berberin önündeki plastik sandalyeleri görmezden gelin, önü kumsal olan berbere kilitlenin. Dünyadaki en huzurlu iş, bu berber dükkanında çalışmak olabilir.
Şimdi İstanbul’da yoğun çalışma hayatından çıkan tanıdık simalar Gümüşlük’te Mimoza’nın çevresindeki evlerden kiralıyor, günlerini Gümüşlük’te geçiriyor. Bahsettiğim berberde tıraş oluyor. Tekneyle denize çıkmak istediklerinde soluğu Turgutreis karşısındaki Çatal adasında alıyorlar.
Gümüşlük’te tatilde olanlar arasında direniş yürüyüşlerine katılanlar da var. En son hamile kadınlar hakkında söylenenlere karşı yürüyorlardı. Meydandaki kahvede önünde bilgisayarı çalışanlar da var.
Akşam ister balıkçılara gidiyorsunuz, ister en şahane günbatımı için Limon’a. Limon’da bir şeyler içip yemeğe başka yere gideriz deseniz bile sonuç değişmiyor. Oraya gidince kalkmak içinizden gelmiyor. Uçsuz bucaksız manzaraya nazır kırlardaki masalara yayılıp nefis yemeklerden yiyorsunuz. Gecenin ilerleyen saatlerinde konserler de oluyor. Cuma gecesi Göksel konseri vardı Gümüşlük’te. Ayrıca Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin devam ettiğini de hatırlatmakta fayda var.
Çok çok eskiden Türkbükü’nü de daha çok sanatçılar ve entelektüeller tercih ederdi. Şimdi ise durum ortada. Ne diyelim, umarım Gümüşlük hep böyle kalır.
Hırsızlık azaldı mı?
Bodrum’da geçen yıl hırsızlık olayları sık sık yazılıp çiziliyordu. Hatta Yalıkavak’ta lüks evleri soyan bir hırsızlık çetesi de yakalanmıştı. Bodrum’da bu yıl da sürekli hırsızlık haberleri konuşuluyor. Tek fark, bu yıl kimsenin evinden bir şey çalınmıyor.
Hayır, hırsızlar evi darmadağın edip bir şey almadan gitmeyi, sadece sinir bozmayı hedeflemiyor tabii. Ama artık Bodrum’da evi olanlar çoktan önlemlerini almış. Kimse evlerde çalmaya değer bir şey bulundurmuyor. Çünkü evden çalınan araba anahtarıyla kapınızın önünden arabanızı çalsalar bile, sigorta araba anahtarla çalındığı için bunu bir hırsızlık vakası olarak görmüyor ve tazminat ödemiyor. Bunu bilenler tabii ki daha tedbirli. Artık tedbirin son aşaması olarak, Erman Toroğlu’nun da dediği gibi yatak odalarının kapıları bile kilitleniyor. Sonra da “Bu yıl galiba Bodrum’da hırsızlık azaldı” deniliyor. Oysa azalan hırsızlık değil, çalınacak eşyalar.
Bu kadar çok eve İhtİyaç var mı?
“Bodrum’da evi olanlar burada ikamet etse Bodrum ihya olur” dedi mimar Gökhan Avcıoğlu. Haklı, Bodrum’da evi olanların çoğu Bodrum’a çok kısa süreli tatile geliyor, denizden güneşten faydalanıp sonra şehirdeki hayatlarına geri dönüyor. Sırf 1 hafta tatil için bile Bodrum’da ev alanlar oluyor. Bu da demek oluyor ki, hiç kullanılmayan evler için Bodrum’da hiç bitmeyen bir inşaat durumu var. Denizden bakınca görüyorsunuz, dağ tepe ev olmuş. Üstelik eskiden olduğu gibi Bodrum mimarisi diye bir şey de yok. Eski Bodrum evlerinin yerine ultra modern evler dikkat çekiyor. Tamam, 3 kattan yükseğe izin verilmiyor. Ama yine de bu kadar çok boş evin olmasına gerek var mı? Otellerle ya da devremülklerle çözüm yaratılamaz mı?