Oscar aday adayı olan “Kelebeğin Rüyası” yeniden vizyonda, hem de yönetmen Yılmaz Erdoğan’ın yeni kurgusuyla. Filmin oyuncularından Belçim Bilgin ise büyük ödülü Los Angeles’dan Türkiye’ye getirebilmek için çok çalışıyor. Neler yaptıklarını Kanyon’da kendilerinden dinledim
Yılmaz Erdoğan’ın filmi “Kelebeğin Rüyası” dün itibarıyla yeniden vizyona girdi. Film Oscar’da Yabancı Film aday adaylarından biri. O yüzden bu dönemde tekrar vizyona girmesi gerekiyordu. Üstelik yönetmen Yılmaz Erdoğan filmde önemli değişiklikler de yaptı. Kanyon’da BKM ekibi ve gazeteciler toplanmış, hem filmin neden yeniden montajlandığını konuşuyor, hem de filmin yeni versiyonunu izlemeye hazırlanıyoruz.
Filmi daha önce iki kez izleyen ve beğenen biri olarak “Niye değişiklik yapmak gerekti?” diye soruyorum BKM’nin patronu Necati Akpınar’a. “Yabancılara yönelik değişiklikler yapıldı. Örneğin Los Angeles’da filmi izleyenlere sonradan gerçek hikaye olduğunu söylediğimizde baştan bilseydik farklı izlerdik diyenler oldu. Yılmaz filmde bazı sahnelerde de değişiklik yaptı, tempoyu artırdı, film yaklaşık 15 dakika kısaldı” diyor Necati Akpınar. Bu arada Belçim Bilgin-Yılmaz Erdoğan çifti katılıyor aramıza.
Belçim Bilgin ödülü Türkiye’ye getirebilecek mi?
“Gördük ki, Oscarlar için lobi yapmak gerekiyor. Belçim çok enerjik, bütün enerjisini Los Angeles’daki ilişkiler için kullanıyor. Bayramda da Los Angeles’da görüşmeler yapacak. Daha sonraki Los Angeles ziyaretinde Kıvanç Tatlıtuğ, Mert Fırat ve Farah Zeynep Abdullah da Belçim ve Yılmaz’a katılacak” diye devam ediyor Necati Akpınar. Ardından da ekliyor “Belçim son zamanlarda Los Angeles saatlerine göre yaşıyor. Oscarlar için çok çalışıyor. Hatta ‘Oscar’ı Türkiye’ye getireceğiz diyor’.”
“Oscar sendromu Eurovision’un yeni hali”
Bundan birkaç ay önce Los Angeles’da Hollywood’daki tek yüz akımız Emrah Yücel ile bir araya gelmiştim. Emrah Yücel aslında bir iletişim tasarımcısı ama hâlâ Türkiye’de afişçi olarak tanınıyor. Bakın Emrah Yücel neler anlatmıştı?
“Oscar sendromu, Eurovision sendromunun yeni hali. Yıllarca o kadar kaybettik ki, kaybetmenin arkasındaki acı bir nesle sindi. İran, Şili, Peru Oscarlar’a aday olurken Türkiye hâlâ ilk 10’a giremiyor ama Avrupa festivallerinde ödül alıyoruz. Çok basit fiziksel sebepleri var. Burada Akademi üyelerinin görmesi için onların görebileceği ve memnun ayrılacağı ortamı yaratmak lazım. Bizde Oscar filmi seçildiğinde ABD’de bütün sinema salonları çok önceden rezerve edilmiş oluyor. Akademi üyelerine filmi gösteremiyoruz ki yarışabilelim. Hitchcock’a sormuşlar, “Neden uzun süre kamera kopmadan filme devam ediyorsunuz, yeni bir teknik mi?” diye, “Hayır, şişmanım, bir kerede bitsin istiyorum” demiş. Fiziksel nedenler çok önemli. Bizde konsoloslukta davet veriliyor film gösterimi için, aynı Ayşe, Fatma gelip filmi izleyip, yemek yiyip eve gidiyor. İran, Şili ödül aldı, bu ülkelerden daha mı aşağıda bizim filmlerimiz?”
Emrah Yücel haklı, bizim filmlerimiz de pekala İran, Şili filmleriyle yarışabilir. Önemli olan, filmi izletmeyi başarabilmek. Umarım Belçim Bilgin’in Oscar lobisi işe yarar ve dış mihrakların oyununa kurban gitmeyiz.
Hâlâ izlemediyseniz şanslısınız
“Kelebeğin Rüyası”nı hâlâ izlemediyseniz şanslısınız. İlk izleyenlerden daha iyi kurgulu, daha yüksek tempolu bir film, harika görüntüler ve etkileyici bir oyunculuk sizi bekliyor.