"Hepimiz birer video oyunu karakteriyiz.
Başkalarının kontrol ettiği bir simülasyonda yaşıyoruz, öyle olmaması sadece milyarda bir ihtimal...”
Bunu ben söylemiyorum, 2 Haziran’da Paypal, Space X ve Tesla Motors’un kurucusu Elon Musk söyledi.
Amazon’un kurucusu Jeff Bezos, Microsoft’un kurucusu Bill Gates ve Facebook COO’su Sheryl Sandberg’in de konuşmacı olarak katıldığı Code Konferansı’nda.
Musk haklı çıktı, söyledikleri şimdi oluyor, sanal ve gerçek dünyalar birbirine karışıyor.
Nasıl mı?
Nintendo’nun yeni oyunu Pokemon Go ile.
Akıllı telefonlarına gömülmüş kalabalıklara alışığız, ama telefon ekranında aynı hareketleri yaparak, aynı noktaya kilitlenerek, yavaş yavaş yürüyenleri bir arada yeni yeni görmeye başlıyoruz.
Hepsi Pokemon avında.
Pokemon Go, çıktığı ilk hafta büyük bir fenomen oldu.
Nintendo hisselerini yüzde 25 yükseltti. Bir haftada şirketin değerini
11 milyar dolar artırdı.
Gerçek ve sanal dünya arasında seçim yapmak
Oyunu diğerlerinden ayıran en önemli iki özellik: Akıllı telefonlarla oynanıyor ve Google Maps üzerinden gerçek mekânlara giriyorsunuz.
Tam da bu yüzden oyun sırasında gerçek dünyada olduğunuzu unutmak mümkün değil.
Şimdiye kadar telefonlardaki oyunlar kapalı alanda ve tek başına oynanmak üzereydi.
Bu gelişmiş versiyonla insanların dışarı çıkıp kamusal alanda hep birlikte oynamaya da hazır oldukları ortaya çıktı.
Üstelik, bu haliyle Instagram’da fotoğraflara bakmanın ya da Candy Crush oynamanın aksine herkesi birbiriyle konuşmaya da teşvik ediyor.
Birçok sosyal ağın aksine, daha sosyal bir aktivite.
Silikon Vadisi’nde sanal gerçekliğin daha çok önem kazandığı bir dönemde sanal ile gerçeğin birleşiminin, augmented reality’nin (artırılmış gerçeklik) gücünü gösteriyor. “Gerçek görüntüler üzerine eş zamanlı olarak sanal objeler ve bilgiler ekledikçe hayat çok farklı olacak, kimse kimseye ihtiyaç duymayacak.
Tekil sosyallik artacak, tatmin olma şansı minimuma inecek” diyor Levent Erden.
Neyse ki Pokemon Go’nun şimdiki popülaritesini sürdürmesi mümkün değil.
Kısa sürede konsantrasyon bozukluğu ve tabii telefonların pil sorunu nedeniyle vazgeçenler olacak.
Yine de bu sayede anladık, çok yakında hayatımızın önemli bir parçası haline gelecek olan sanal gerçeklik gözlükleri, dijital dünyaya gömülmüşken bile, birbirimizle iletişim kurmamızı sağlamalı.
Gerçek ve sanal dünya arasında bir seçim yapmak zorunda kalmadan...
