Zayıf ve stil sahibi Fransız kadınlara özeniyorsanız işte sizin için geliyor, Ines de la Fressange’dan ‘Parisian Chic’
En beğendiğim ve en kıskandığım kadınlar nedense hep Fransız çıkıyor. Güzel olsalar da olmasalar da fark etmiyor. Duruşları ve fit vücutları yetiyor. Yağlı yağlı kruvasanlarla güne başlıyorlar, bol şekerli makaronları götürüyorlar, şarap ve peynirin hakkını sonuna kadar veriyorlar. Üzerine üstlük spor salonlarına da gitmiyorlar. Ama yine de kilo almamayı ve fit kalmayı başarıyorlar. Sanki tamamen çabasız oluyor tüm bunlar. En sinir bozucu olan da bu zaten.
Sadece fit olmaları değil, tarzları da ilgimi çekiyor. Yine çabasız, son derece sade bir şıklık. Biz yapmaya çalışınca olmuyor.
Sinir bozucu kadın: Ines de la Fressange
Geçen yıl Paris’te bir akşam La Societe diye bir restoranda oturuyorum. Yan masada Prenses Caroline ve iki arkadaşı var. İlk başta arkadaşlarını tanımakta zorlanıyorum. Sonra bir bakıyorum, 50’li yaşlarda ama manken fiziğindeki kadın işte tam da bu sinir bozucu Fransız kadınlardan Ines de la Fressange çıkıyor.
Ines de la Fressange 53 yaşında. Dünyanın en iyi giyinen kadınlarından biri. ‘Legion of Honour’ sahibi. Döneminin önemli mankenlerinden. Karl Lagerfeld’in ilham perisi. Hatta geçen sezon Chanel defilesinde podyuma bile çıktı. Jean Paul Gaultier’ye danışmanlık yapıyor, iki yıl önce Gaultier defilesinde de podyumda yürüdü. Geçen yıl Madame Figaro’ya üstsüz kapak bile oldu. Şimdi L’oreal’in yüzü. Hala Roger Vivier gibi markalara danışmanlık yapıyor. Çünkü stil sahibi bir kadın. Aslında tipik Fransız kadınlarından çok farklı değil. Bunu da kabul ediyor. Şimdi yeni çıkan kitabı ‘Parisian Chic’ ile Avrupa’da ve ABD’de en çok satanlar listelerinin tepesine oturmuş durumda. Sırf Fransa’da kitap çıkar çıkmaz 100 bin adet sattı. Hemen alıp bir çırpıda okuyorum. Zaten ‘Parisian Chic’ aslında bol resimli bir stil kitabı.
Stil tüyoları veriyor
Fransız kadınların stiliyle ilgili tüyolar veriyor. ‘Fransız kadınlar neden kilo almaz’dan kesinlikle daha eğlenceli ve bilgi dolu.
Parizyenlerin kılık kıyafet kurallarıyla ilgili bir bölüm aktarayım.
1-Jean’le spor ayakkabı giymeyin, taşlı süslü sandaletler giyin.
2-Kalem eteği asla topuklularla değil, tam aksine babetlerle giyin.
3-Gece elbisesini altın rengi bir portföy çantayla değil, hasır bir çantayla tamamlayın.
4-Desenli bir şifon elbiseyi babetlerle değil, binici çizmeleriyle giyin.
5- Pullu bir üstü etekle değil, erkek pantolunuyla giyin.
6- Smokin ceketi feminen stilettolarla değil, spor ayakkabılarla giyin.
7- Pırlanta kolyeyi gece siyah elbiseyle değil, gündüz jean gömlekle takın.
8- Gece elbisesini taşlı süslü ayakkabıyla değil, burnu açık, sade bir sandaletle giyin.
9- İnci kolyeyi düz bir elbiseyle değil rock’n roll bir tişörtle takın.
Kısaca “Her şeyi karıştırın” diyor. Parizyen kadınlar mükemmel bir uyuma karşı. Çaba harcamamış gibi görünmeyi seviyorlar.
Ines de la Fressange kılık kıyafet dışında da tüyolar veriyor. “Örneğin Fransızların bile çoğunun bilmediği Musee Dapper’deki sergiler çok güzel diye hava atın” diyor. Kitapta Parizyenlerin hayatındaki önemli restoranlardan butiklere her türlü detay yer alıyor. “Kitabı okuyunca siz de benim gibi olabilirsiniz” diyor. Ama tabii bunu söylerken moralimizi bozmamak için 1.80 boyunda ve 50 kilo olduğunu söylemiyor.
DOT’un sürprizi: Popup
DOT tiyatroda müthiş işler yapıyor. Şimdi başka bir alanla daha karşımızdalar. Son zamanlarda Twitter’da ve Facebook’ta “Yeni açılacak kafemizde çalışacak, üniversitelerin sanat bölümlerinde okuyan öğrenciler arıyoruz” diyorlardı. Aranan öğrenciler bulundu ve kafe sonunda açıldı. Adı Popup. G-mall’da. Bahçesi bile var. Özlem Daltaban işin başında. Şebnem Bozoklu’dan Rıza Kocaoğlu’na DOT’un oyuncularıyla da burada sık sık karşılaşmak mümkün. Popup’ı en yakın zamanda gidip görmek lazım.