Roze şarap Fransa’nın güney sahillerinden ABD’ye dünyanın birçok yerinde en favori yaz içkisi. Bizde de son iki yıldır özel bir merak başladı. Boğaz’daki restoranlarda da Bodrum ve Çeşme’de de artık pembe şarap içenlerin sayısı arttı.
Rozenin içimi kolay, her yemeğe yakışması da cabası. Şarap uzmanı Mehmet Yalçın’ın kursunda dirsek çürütmüş ve sonunda diplomayı almış bir öğrenci olarak buz gibi bir rozenin yerini yazın başka hiçbir içki tutamaz derim.
AB ile Fransa’nın arasına girdi
Mayısın ilk haftalarında roze şarapla ilgili okuduklarım beni çok şaşırttı. Bizde erkekler roze şarap içebilir mi, roze şarap çok feminen bir içki mi diye tartışılırken Avrupa’da neler oldu neler...
Roze şarap Avrupa Birliği ile Fransa’nın arasını açtı. Nasıl mı? Kırmızı şarap ve beyaz şarabın karıştırılıp roze şarap elde edilmesiyle ilgili yasağı Avrupa Birliği Komisyonu kaldırdı. Fransızlar bunun üzerine resmen ayaklandı. Milyonlarca imza topladılar. Bir kamuoyu araştırmasına göre halkın yüzde 87’si bu karara şiddetle karşı çıktı. Nedeni basit. Roze şarap aslında açık renkli kırmızı üzümlerden yapılıyor. Fransızlar kırmızı ve beyaz şarap karışımının asla pembe şarap olamayacağını söylüyor. Olsa olsa çakma roze şarap olur diyorlar. Ayrı renkte iki üzümden şarap yapılamaz, bu kaliteyi bozar diye anlatıyorlar.
Avrupa Birliği Komisyonu ise bu konuyla ilgili yönetmeliği bu yaz üye ülkelere sunmaya hazırlanıyor. Fransızlar ‘kesme’ diye tabir edilen bu teknikle ilgili yönetmeliğin engellenmemesi halinde 7 Haziran’da yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerini boykot etme tehdidinde bulunuyor.
Bakınız roze şarap deyip geçmeyiniz. Koskoca Avrupa Birliği ile Fransa’yı bile birbirine düşürdü. Yine de Fransızlar şarap kültürlerine sonuna kadar sahip çıkıyor.
Sibel Kutman ne diyor?
Geçen akşam Sunset’te yemekteyiz. Önümüzde birer kadeh cabernet sauvignon ve öküzgözünden yapılan koyu pembe Doluca Verano. Vişne, çilek ve ahududu aromalarını çağrıştırıyor.
Yanımızda Doluca’dan Sibel Kutman Oral var. Hemen Fransızlar’ın ayaklanması konusunda ne düşündüğünü soruyorum. ‘Haklılar tabii’ diyor. Kırmızı ve beyaz şarabı karıştırarak roze şarap yapılamayacağını anlatıyor. Bu arada bir de şaşırtıcı bilgi veriyor, kırmızı üzümden aslında istenilse beyaz şarap bile yapılabilirmiş. Kırmızı şarap tane ve kabuklarıyla birlikte fermantasyona tabi tutulurmuş. Pembe şarap ise şıra tanelerle birlikte bekletilirken istenen pembeliğe ulaştığında tanelerden ve kabuklarından ayrıldıktan sonra fermantasyona tabi tutulurmuş. Aynı beyaz şarap gibi.
Bu kadar bilgiden sonra masamızın şeref konuğu dedi ki, ‘Hadi kırmızı şarapla beyaz şarabı karıştırıp deneyelim, neye benziyor bir tadına bakalım’.
Tabii Sunset’in barmenleri çok başarılı. Rengi birebir tutturuyorlar. Bir kadeh itinayla shot bardaklarına paylaştırılıyor ve hep birlikte deniyoruz. Renk süper olsa da tat gerçekten de olmamış. Yine de belki rozeyi hafif bulan kırmızı şarap sevenlere çok fena gelmeyebilir.
Bu arada Sibel Kutman Oral diyor ki, ‘Bazı barlarda stokta roze şarap yoksa kırmızı ve beyaz şarabı hemen karıştırıverirler, çok kişi de farkı anlamaz’.
Onlar nerde, biz nerdeyiz?
Fransızlar kalite nedeniyle tartışadursun biz hala roze şarap erkek adamı bozar mı seviyesinde ilerliyoruz. Sadece pembe renkli olduğu için tadını bile bilmeden roze şaraba karşı çıkanlar var. Şaraba tamamen karşı çıkanlar da var. Beterin beteri de var işte, ama o konulara hiç girmeyelim. İşte düşünce farkı diyelim.
Şarap gibi kadın
Bu kadar şarap konusundan sonra şarap gibi bir kadına geçelim. Ajda Pekkan’dan bahsediyorum. Beyaz Show’un yankısı hâlâ sürüyor.
Bu hafta hep Ajda Pekkan’ın kıyafetleri konuşuluyor. Hangi tasarımcı ve terzinin ürünü olduğundan çok bana ilginç gelen başka bir şey var.
Başka kimseye yakışmayacak en zevksiz şeyleri bir araya getiriyor Ajda Pekkan. Bu kadar rüküş giyinip de giydiklerini bu kadar iyi taşıyan başka bir canlı örnek yok. Ajda Pekkan ne giyerse giysin içinde çok iyi duruyor. Sadece fit olduğu için değil. Duruşuyla ilgili bir durum bu.