Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Russell Brand, “Mesih Kompleksi” gösterisinde, “Şimdiye kadar hiç bu kadar kozmopolit bir izleyici görmedim” dedi. Haklıydı, beni de en çok şaşırtan bu oldu

Hafta sonu Maslak TİM’de Russell Brand’i izledim. Salon tıklım tıklımdı, tek bir boş koltuk yoktu. Harika bir gösteriydi. Neler kaçırdığınızı anlatarak canınızı sıkmak istemem. Nasıl Cem Yılmaz’ın gösterisinde karnımıza ağrılar girene kadar gülüyorsak ve sonra esprileri anlatmaya kalktığımızda olmuyorsa Russell Brand’de de durum aynı.
Russell Brand gösterisinde mesajlar da verdi, Taksim Meydanı’ndan söz ederek. Reklamcıları eleştirdi, biraz ileride oturan Serdar Erener-Nil Karaibrahimgil’e baktım, pek de oralı değillerdi, diğer konulara olduğu gibi reklamcılık hakkındaki esprilere de gülüyorlardı.
Russell Brand, günümüzün liderleri hakkında da attı tutu. Komedyenin ne söylediğinden çok, salonun tepkisi görülmeye değerdi. Politik esprileri kaldıramayacağımızın farkındaydı, dersini iyi çalışmıştı, Fenerbahçe-Galatasaray’dan başka Türkiye’yle ilgili daha birçok şey öğrenmişti. ‘Şakaydı’ diyerek kuliste kendini savundu. Oysa biraz önce de otoriteyle sorunu olduğunu anlatıyordu. İngiltere’de mecliste uyuşturucuyla savaş hakkında kouşmaya giderken giydiği kıyafetleri göstererek.
Yalnız başkalarıyla değil, kendisiyle de sık sık dalga geçti “Mesih Kompleksi” gösterisi boyunca, kendisinden örnekler vererek. Gandhi, Che Guevera, Malcolm X ve İsa konu başlıklarıydı. Hitler’den de bahsetti.

“Ne kadar zeki olduğunu herkese gösterdi”
Russell Brand’in gösterisi sadece belden aşağı komedi üzerine kurulmamıştı. Son derece zeki tespitlerini yüzümüze çarptı. Bir yandan da spontane verdiği cevaplarla gerçekten de ne kadar zeki ve hazır cevap olduğunu bir kez daha gösterdi.
Russell Brand sadece bir aktör, şarkıcı, yazar ya da komedyen değil. Bildiğiniz bir rock star... Sadece giydikleriyle değil, yaşam tarzıyla da öyle. Katy Perry’den Kate Moss’a birçok eski aşkını da biliyoruz. Şimdi İngiliz cemiyet hayatının önemli ismi Jemima (Goldsmith) Khan’la beraber. İstanbul’da da birlikteydiler.
Jemima Khan, Vanity Fair’de editörlük yapıyor, Julian Assange’ın en büyük destekçilerinden biri. Pakistanlı Imran Khan’ın eski eşi. Ama hâlâ onun soyadını kullanıyor. Hatta Twitter’da Goldsmith soyadına geri döndüğünde gerçekten ünlü olduğunu kanıtlayan mavi tick’ini kaybetmiş ve yeniden kazanmak için soyadını değiştirmek zorunda kalmıştı.
İngiltere onu Goldsmithler ailesinin bir ferdi olarak tanıyor, oysa biz onu Hugh Grant’ın eski sevgilisi diye biliyoruz. Jemima Khan da Maslak TİM’de Russell Brand’in gösterisini izledi.
Russell Brand arada izleyicinin arasına karıştı. Zaten gösterisine izleyicilerden gözüne kestirdikleriyle konuşarak başladı.
11 yaşında iki küçük kızı görünce şaşırdı, “Nerelisiniz?” diye sordu. Kızlardan biri cevap verdi: “Annem Türk, babam Amerikalı.” Sonra Russell Brand bütün salonu dolaştı. Balkona da çıktı. “Nerelisiniz?” sorusunu birçok kişiye tekrarladı. Amerikalılar, İngilizler, Hintliler, Yeni Zelandalılar, Avustralyalılar vardı aramızda. Russell Brand şaşırdı, “Şimdiye kadar hiç bu kadar kozmopolit bir izleyici görmedim” dedi. Haklıydı, TİM’de beni de en çok şaşırtan bu oldu.
BKM’ye teşekkürle bitirelim, uzun zamandır bu kadar gülmediğimiz için.

Haberin Devamı

BRAVO ECZACIBAŞI!

Haberin Devamı

İyi şeyler de oluyor. Malum, İKSV’nin Deniz Palas’ı satışa çıkardığını öğrendiğimizde içimiz cız etmişti. Evet, borçların hiç var olmamış gibi silinemeyeceğini biliyorduk ama Türkiye’nin en önemli vakfı için başka bir çözüm bulunmalıydı.
Güngör Uras başta olmak üzere birçok kişi “Deniz Palas satılamaz, satılmamalı” diye yazdı. Hiçbirimizin Deniz Palas’ın yerinde bir butik otel ya da AVM bozuntusu görmeye tahammülü yoktu.
Herkes tepkisini verdi ve sonunda İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’ndan sevindirici açıklama geldi, “Binanın satışına toplumdan beklemediğimiz bir tepki geldi. Biz de Eczacıbaşı olarak 46 milyon TL bağış ile tüm borçları kapatmaya karar verdik. Bu bağış karşılığında sadece binanın 10 yıl süreyle satılmaması koşulunu getirdik. Yani bina satılmayacak.” Ardından da ekledi, “Bir bina bazen bir binadan çok fazlasıdır. Bu olayda, gösterilen duyarlılıkta bunu bir kez daha gördük.”
Malum, duyarlılık gösterdiğimiz konularda böyle sonuçlar almaya alışık değiliz. Böyle bir örnek karşısında İKSV etkinlikleri takipçisi olarak ağzımızdan tek kelime çıkıyor, “Bravo!”