Saatchi’nin şiddeti ve cezası

İngiltere’nin en güçlü isimlerinden biri, 10 yıllık eşiyle restoranda kavga etti. Sonuç, hakkında soruşturma açıldı ve şiddet uyarısı aldı. Ortada bir şikayet olmamasına rağmen

Geçen hafta Londra’nın havalı balıkçılarından birinde, Scotts’da bir karı-koca doğum günü kutlaması yapıyor. Adamın 70’inci doğum günü. Derken tartışmaya başlıyorlar. Tartışma giderek alevleniyor. Adam önce tek eliyle kadının ağzını kapatıyor, sonra aynı eliyle kadının boğazını sıkıyor. Kadın ağlamaya başlıyor. Restorandaki herkes onları izliyor. Bir süre sonra sakinleşiyorlar. Kadın kocasının yanağına bir öpücük konduruyor. Restorandan birlikte ayrılıyorlar.
Yukarıda anlattığım hikayedeki kadını yemek meraklıları yakından tanıyor, Nigella Lawson. Yemek kitapları dünyada 3 milyon satan Lawson, Home TV’de yemek programlarıyla sık sık ekrana geliyor.
Nigella Lawson’ın eşiyse Charles Saatchi. Saatchi & Saatchi reklam ajansının kurucusu. Margaret Thatcher’ın kampanyasına da imza atmış bir reklamcı. Ayrıca dünyanın en çok ziyaret edilen sanat galerisi Saatchi Gallery’nin de kurucusu. Önemli bir sanat koleksiyoneri. Çağdaş sanata merakını bilmeyen yok. Hatta genç İngiliz sanatçılar akımının sponsorlarından. Tracy Emin’den Damien Hirst’e birçok sanatçının hayatını değiştiren adam. ‘My name is Charles Saatchi, I am an artoholic’ (Benim adım Charles Saatchi, ben bir sanatkoliğim) adlı bir de kitabı var.

Kimseye ayrıcalık yok
Nigella Lawson’la Charles Saatchi 10 yıldır evliler. Tartışmaları sırasında çekilen fotoğraflar gazetelerde yayımlanınca Charles Saatchi bir açıklama yapıyor. “Fotoğraflar korkunç görünüyor ama aslında göründüğü gibi değildi. Çocuklarla ilgili tartışırken derdimi daha iyi anlatabilmek için elimi boynuna götürdüm ama boynunu sıkmadım. Nigella kavga etmeyi sevmediği için ağlıyordu, canı acıdığı için değil. Zaten eve geldiğimizde barışmıştık. Ama paparazziler rahat vermeyeceği için bu dönemde Nigella ve çocukların tatile çıkmasına karar verdik.”
Nigella Lawson konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmıyor, sadece evde olmadığını kabul ediyor. Kocasından şikayetçi olmuyor. Buna rağmen hemen soruşturma açılıyor. Sonunda Charles Saatchi kendi isteğiyle karakola gidip teslim oluyor, ifadesi alınıyor ve şiddet konusunda resmi uyarı almasına karar veriliyor. Bir daha tekrarlarsa cezalandırılacak. İngiltere’de kimse “Kocasıdır yapar”, “Karı-koca arasına girilmez”, “Ee, kadın şikayetçi olmamış” vs. demiyor işte.
Charles Saatchi, İngiltere’nin en güçlü isimlerinden biri olsa da ona bir ayrıcalık tanınmıyor. Konu, şiddet olunca akan sular duruyor. Her medeni ülkede olması gerektiği gibi.

Bravo Gülse Birsel

Önce ‘Kuzey Güney’de Gezi Parkı’yla ilgili ince mesajlar verildi. Sonra ‘Yalan Dünya’da Gülse Birsel son zamanların en manidar sözlerini senaryoya ustalıkla yedirdi.
Karısını aldatan Selahattin, suçlamalar için “Bu dış mihrakların oyunu” dedi. Pavyon düğün salonuna dönüştürülünce, dansöz, “Pavyon kültürü yok olmasın” diye çağrı yaptı. Daha sonra geline paralar takılıp da kimse dansözle ilgilenmeyince arkadaşı patronu uyardı, “Zerrin provoke oluyor” diye. Sonra da ekledi, “Şimdi müdahale etmezsen sonra çok geç olacak.” Ayrıca her karakterin sokağa ellerinde gaz maskeleriyle çıkması, eve her gelişte önce gaz maskelerini itinayla asması da çok yerinde bir detaydı.
‘Yalan Dünya’nın şimdiye kadar izlediğim en iyi bölümüydü. Gülmeye en çok ihtiyacımız olan zamanda ilaç gibi geldi. Umarım, bir an önce tekrarı yayınlanır.