Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD’de uzun ve zorlu bir sürecin ardından iyi haberler geldi. Biz de iki gecelik bir Bahamalar gezisiyle kutlama yaptık. Nassau’dayım. Dubai’de de şubesi açılan meşhur otel Atlantis’i geziyorum. Su parkı, yunuslar, alışveriş merkezi, marina, kumarhane gibi her zevke uygun bir aktivite olanağı var. Ama asıl restoranlar konusunda çok iddialılar.
Robert de Niro’nun da ortağı olduğu ünlü Japon restoranı Nobu’ya gidiyorum. Tam miso soslu black cod fish’i (siyah morina balığı) didiklerken birdenbire karşıma Sezen Aksu çıkıyor.

Nobu’da her gece Sezen var
Önce tanıdık bir ses duyuyorum. Galiba uzun zamandır yurtdışında kalmanın etkisi diyorum. Çünkü duyduğum her konuşma, her şarkı bana Türkçe gibi geliyor. Ondandır diyorum. Sonra sözler ve müzik de tanıdık geliyor.
“Bu şehrin meydanlarında / Garında / Sensizlik bir türlü/ Yakamı bırakmıyor /dudaklarında, kahvelerde
Büyük, küçük yalanların /dönüp vuruyor /vuruyor beni yerden yere...”
Ancak şarkının ortalarında Sezen Aksu çaldığından emin olabiliyorum. Sezen Aksu çalıyor, hem de Bahamalar’da, hem de Nobu’da...
Hemen restoran müdürünü çağırıyorum. ‘Kim istedi bu şarkıyı’ diye soruyorum. Belki Türk olduğumuzu anladılar da bize jest yapıyorlar diye düşünüyorum.
Garson ne dese beğenirsiniz? ‘Her gece çalıyor, benim favori şarkım, siz de beğendiniz mi?’
‘Burada çalışan Türk var mı diye’ soruyorum. Kesin restoran müdürü ya da garsonlardan biri Türktür diye düşünerek...

Türklerin payı yok

Garson soruma hiçbir anlam veremiyor. ‘Burada çalışan Türk yok’ diyerek konuyu kestirip atıyor. Hemen konuya açıklık getiriyorum. ‘Türk şarkısı bu, biz de Türküz’ diyorum. ‘A, öyle mi?’ diyor. Şarkının nece olduğunu bilmediklerini anlatıyor.
Israrla soruyorum ‘Bir Türk mü getirdi bu şarkıyı?’ diye. Hayır diyor garson. ‘Bu şarkı her gece burada çalar’. Meğer Nobu Nassau’nun repertuvarında yer alıyormuş Sezen Aksu’nun Buddha Bar’ın albümüne de giren damardan şarkısı ‘Adı Menekşe’.
Meğer Bahamalar’ın en havalı restoranında her gece sesi yankılanıyormuş Sezen Aksu’nun. Bahamalar’da bile hayranı çok. Bunu kendisinin bile bildiğini sanmıyorum. İşte Sezen Aksu farkı budur diyorum.

Haberin Devamı

Türkiye sizinle gurur duyuyor!
Geçen hafta Antalya’da çok önemli uluslararası bir yarışma vardı, Millenium Avrupa Paintball Turnuvası. Sadece spor değil turizm açısından da önemliydi. Yabancı katılımcılar da yabancı basın da Antalya’ya hayran kaldı.
Bu turnuvayı daha da özel ve önemli yapan ise üç sene üst üste Türkiye Paintball Ligi şampiyonu olan Noname’in bu kez de Avrupa şampiyonu olması. Hem de Fransız, İngiliz ve Danimarkalı rakiplerini geride bırakarak...
Noname, yedi yakın arkadaştan oluşuyor: Ahmet Alp, Can Papuççuoğlu, Cem Ergin, Emrah Gür, Gür Yalman, Mutlu Tuncay, Selçuk Çelebi. İşin ilginç yanı, hepsi alanlarında çok başarılı olan genç işadamları.
Noname’i tamamen kendi imkanlarıyla kurdular. Tam beş yıldır takım aynı. Uluslararası yarışmalara katılıyorlar. Bu yıl bu önemli şampiyonanın Türkiye’de olmasında da katkıları çok büyük. Tebrikler Noname!

Haberin Devamı

Her mönüye lazım
Bir yemekten söz ediyorum zannediyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Yeni bir uygulamayı anlatacağım size.
The House Cafe’de ne yiyeceğim derken mönüye iliştirilmiş küçük bir kart gözüme çarptı.
Üstünde ‘Ufaklığın size ikramı’ yazıyor. Diğer tarafında da ‘El ver hayata tutunsun’.
2 TL’ye kurabiye satın alıyorsunuz. Ödediğiniz paranın tümü Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’na aktarılıyor.
Kurabiyelerin maliyeti ve vergisi The House Cafe’ye ait.
En altta da www.koruncuk.org adresi yer alıyor. Keşke her mekânda böyle bir uygulama olsa...