Uzun bir yazdan sonra şehre döndük. Şimdi televizyon dizileriyle, yeni açılan mekanlarla ve sonbahar etkinlikleriyle kucaklaşmanın zamanı
Esra Dermancıoğlu ve Fırat Çelik: ‘Fatmagül’ün suçu ne?’de tecavüz sahnesinden daha çok konuşulan iki isim var. Biri Esra Dermancıoğlu. Bir şeyi gerçekten çok istersen yaparsının canlı örneği. Oyunculuğa geç başladı ama Mukaddes karakteriyle daha ilk bölümden dizinin büyük keşfi oldu.
Fırat Çelik ise geçen yıl ‘Kış Masalı’ndaydı. Şimdi Fatmagül’ün nişanlısı Mustafa rolünde. Matthew McConaughey’yi andırıyor. Bu oyunculukla ve fizikle bu yıl daha çok parlayacağı kesin.
Dragons Den: Yarışmanın Türkiye’de başlamasını heyecanla bekliyordum. Bloomberg’de geçen cumartesi başladı. Tekrarları da sık sık dönüyor. Nedir peki bu yarışmayı heyecanlı kılan? Bir projeniz varsa ama yatıracak paranız yoksa bu yarışmaya katılıyorsunuz. Yalçın Ayaydın, Nevzat Aydın, Alphan Manas gibi başarılı işadamları projenize yatırım yapıp yapmamaya karar veriyor. Yarışmanın sonunda ünlü bir işadamıyla ortak da olabiliyorsunuz. Girişimci ruhlara duyurulur!
DVF: Demsa, Diane Von Furstenberg’in ilk mağazasını Nişantaşı’nda açtı. Yarın mağazada düzenlenecek açılış ve daha sonra şerefine verilecek partiler için Diane Von Furstenberg İstanbul’a geliyor. Sadece anvelop elbiseleri değil, kendisi de çok etkileyici.
Haaz: Murat Patavi’nin tasarım mağazası Haaz, Travelmodus’un kurucusu Özlem Avcıoğlu ile birlikte büyüyor. Artık Haaz’da çok farklı şeyler de bulabileceksiniz. Bu da ayrı bir yazı konusu.
Haluk Bilginer: Bazı dokunulmaz isimler var, onlar ne derse desin haklı bulunuyor. İşte Haluk Bilginer de bu isimlerden biri. Söylemek istediklerini ağır bir dille söyledi, bütün köşe yazarları dahil herkes “Ne kadar haklı, çok doğal” dedi. Oysa ki aynı kelimeyi Fazıl Say kullandığında yer yerinden oynamıştı. Sonra Haluk Bilginer yazılı bir açıklama yaptı. Tabii ki kelimelerin cımbızlandığının altını çizerek. Yılların Haluk Bilginer’i bir röportaj verirken nelerin öne çıkarılacağını bilmiyor olabilir mi? Tam da ‘Ezel’e Kıvanç Tatlıtuğ ile birlikte katıldığı dönemde. Neyse Haluk Bilginer’i sit-comlar dışında da görmek sevindirici.
Blackberryler kapatılıyor mu?: Bir söylenti çıktı, herkes panik oldu. Bakınız telefonlar hâlâ çalışıyor, bbm’den başımızı kaldıramıyoruz.
İstanbul Design Week: En başından beri takip ettiğim İstanbul Design Week geçen yıl ne yazık ki yapılamadı. Bu yıl sessiz sedasız 29 Eylül’de Galata Köprüsü’nde başlıyor. 3 Ekim’e kadar devam edecek. Sönük geçmemesini diliyorum.
Yeni mekanlar ve yenilenenlerBird: Sezonun ilk yeni mekanı geçen cuma Şişhane’de açıldı. 8 İstanbul’un yaratıcısı Aliye Turgay’ın yeri olmasından mı, yoksa ilk açılan olmanın avantajından mı bilmiyorum ama daha şimdiden adından çok söz ettirmeye başladı. Bu kış burası daha çok konuşulur. Yoksa siz hâlâ gitmediniz mi?
Public: Şişhane’yi geçen yıl popüler hale getiren Public bu sene karşımıza bambaşka bir kimlikle çıkacak. Ayşe-Taner Kucuroğlu’nun sürprizleri var.
Nublu: İlhan Erşahin’in New York’taki caz kulübü. Dün akşam Babylon Lounge’un yerinde bir şubesi açıldı. Bu arada Babylon’un Tindersticks’li açılışı da daha uzun süre unutulmaz. Tabii 11.11’in açılışını da atlamak olmaz.
Maybe Salomanje: Salomanje’nin geleneksel allanma pullanma projesi bu sezon da devam ediyor. Kuruçeşme’deki Funfatale’in işletmecisi Didem Özgen artık burada. Bakalım Salomanje bu kış istediği başarıyı yakalayacak mı?
Eelence: Ünlülerin menajeri Özgür Aras’ın yeri Pera Palas’ın tam karşısında. Haftada iki gece burada Mehmet Teoman çalacak.
Original Seconds: Bu arada Pera Palas’ın karşısı demişken Sinem Gürkaynak’ın ikinci el kıyafet ve aksesuar satan Original Seconds adlı butiğine de bir göz atmak lazım.
34,5: İzzet Çapa’nın erkeklere özel yeni yeri. Joke Circus’ın yerinde. 14’ü özleyenlere iyi gelecek.
W İstanbul: Emre Ergani W’nun bütün yiyecek içecek işletmesini aldı. Bu kış kaça bölünecek merak ediyorum.
Inglot nedir? Bebek’te yürüyüşe çıkıp da yeni açılan Inglot’a uğramamak mümkün olmuyor. Inglot bir makyaj
mabedi. Vitrindeki mat gri ojeler, içerideki binlerce renk sizi vakum gibi çekiyor. Binlerce derken kesinlikle bir abartma söz konusu değil, çünkü Inglot’un 1500 rengi var.
Inglot, Polonyalı bir marka. Aklınıza gelebilecek her renk ve tonda makyaj malzemesi var.
Tırnağa nefes aldıran ojeleri ise kesinlikle denemeye değer. Üstelik bir de tırnaklara resim yapmak isteyenler için özel sivri uçlu fırçalı renkli ojeler de çok eğlenceli.
Ayrıca mağazada makyaj da yaptırabiliyorsunuz. Özel gün makyajı 75 TL, gelin makyajı ise 150 TL. Makyaj yaptırırken aralara yerleştirilen takma kirpikleri de denemenizi tavsiye ediyorum. Birkaç küçük makyaj hilesiyle neler yapılabildiğini görünce siz de benim gibi Inglot’tan çıkmak istemeyeceksiniz.