Koleksiyoner Tansa Mermerci Ekşioğlu ve küratör Zeynep Öz’ün kurduğu güncel sanat platformu Spot’ta üyelik sistemi başladı. Spot, üyelerine bakın ne avantajlar sağlıyor?
Leyla Alaton gibi koleksiyonerlerden Aslı Sümer gibi galericilere renkli bir kalabalık toplandı Bebek’teki Happily Ever After’da. Amaç, koleksiyoner Tansa Mermerci Ekşioğlu ve küratör Zeynep Öz’ün kurduğu güncel sanat eğitim ve üretim platformu Spot’un yeni üyelik sistemini tanımaktı. Resmi adıyla ‘Spot.ter’ olmak için ne yapılması gerektiğinden bir ‘Spot.ter’ın kazanacağı avantajlara kadar detaylı bilgi verildi.
Güncel sanat platformu Spot, eğitim atölyeleri düzenliyor. Bu atölyelerde katılım ücretlerinden elde edilen kâr, yıl sonunda seçilen bir sanatçıya üretim aşamasında destek olmak için kullanılıyor. Böylece hem kendiniz için hem de başkaları için iyi bir şey yapmış oluyorsunuz. Şimdi ‘Spot.ter’ olarak da bir taşla iki kuş vurmak mümkün. Bu üyelik sayesinde hem Spot ayrıcalıklarından faydalanabiliyor hem de üyelik bedeli karşılığında sanat hamisi olabiliyorsunuz.
Daha ne duruyorsunuz?
Ayrıcalıkları anlatalım, Türkiye’de bulunan yerli ve yabancı küratörlerle, sanatçılarla, müze, sanat mekanı, galeri direktörleriyle, koleksiyonerler ve sanat yazarlarıyla birebir tanışma ve konuşma fırsatı elde ediyorsunuz. ‘Spot.ter’lar galerilerin yanı sıra herkese açık olmayan sanatçı atölyelerini ve koleksiyoner evlerini de gezebiliyor. Sergilerin ve sanat fuarlarının önizlemelerine katılabiliyor ve küratör buluşmalarında akla takılan sorulara cevap arayabiliyorsunuz. Hem sanat dünyasının önemli isimleriyle hem de diğer ‘Spot.ter’larla buluşup tanışma şansınız da oluyor.
Eee, bu durumda daha ne duruyorsunuz? Ayrıntılı bilgi için doğru adres: www.spot-projects.com.
1 HAFTADA 15 BiN ZiYARETÇi
Geçen hafta çok iyi konuşmacılar dinledim. Bunlardan biri de Contemporary İstanbul Çağdaş Sanat Buluşmaları’nda izlediğim Seçkin Pirim’di. Bundan 12 yıl önce yumurta ve kaşıklar enstalasyonuna hayran kaldığım Pirim, Londra’da Saatchi Galeri’de geçen yıl düzenlediği sergisini anlatıyor. “Yüzde 50 sanatçı, yüzde 50 galerici ve pazarlama önemli” diyor. Hani bizim sanat yazarlarının “İstersem düğün de yaparım” dediği Saatchi Galeri’deki sergisini bir haftada tam 15 bin kişi ziyaret etmiş. Türkiye’de hangi galeride bir sergiyle bir haftada bu rakama ulaşmak mümkün?
Seçkin Pirim, ‘Disiplin Fabrikası’ başlıklı işlerinin çıkış noktasını da anlatıyor. Askerde yazıcı olarak görevliyken sıkıntıdan kağıt keserek kağıttan heykel yapmaya başlamış. Tesadüfler insanın hayatında ne kadar önemli rol oynayabiliyor. Seçkin Pirim’in Güzel Sanatlar’da okumak istemesi de aslında yine bir tesadüfle ortaya çıkıyor. 7 yaşında taşındığı Kuzguncuk, Seçkin Pirim’e ilham veriyor. Kuzguncuk’ta yaşayan Bihrat Mavitan’ı örnek alarak büyüyor ve Kuzguncuk sakinlerinden Bihrat Mavitan, Nevzat Sayın ve Cengiz Bektaş gibi isimlerin yönlendirmesiyle Güzel Sanatlar’da buluyor kendini.
Seçkin Pirim konuşmasının finalini şimdiki sanat piyasasının durumunu değerlendirerek yapıyor. Dostum dediği Taner Ceylan’ın sözünü hatırlatıyor, “Saklasak da mı satsak, saklamasak da mı satsak?” Haksız mı?