Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

90 bin euro’luk deneysel bir film, milyonlarca dolarlık Hollywood filmlerinden daha

Son zamanlarda izlediğim en iyi film: Manifesto
etkili olabilir mi?

Kesinlikle, evet!

Son zamanlarda izlediğim en iyi film, Cate Blanchett’in 12 kısa filmde tam 13 farklı role büründüğü ‘Manifesto’.

2015 Avustralya-Almanya ortak yapımı film Türkiye’de şu anda vizyonda.

Bir sanat enstalasyonu olarak yapılıyor önce, daha sonra film haline getirilmesi kararlaştırılıyor.

Zaten 2 Oscar ödüllü oyuncu Cate Blanchett ile Berlinli sanatçı Julian Rosefeldt bir sergi açılışında tanışıyor.

Haberin Devamı

Julian Rosefeldt projesini ayaküstü anlatıyor ve Cate Blanchett çok etkileniyor ve hemen kabul ediyor.

Filmde evsiz adam, ilkokul öğretmeni, borsacı, vaiz, haber spikeri, dans hocası gibi farklı rollerde karşımıza çıkıyor.

Sinematografi özellikle borsa sahnesinde çok etkileyici.

Cate Blanchett’in ne kadar harika bir oyuncu olduğunu anlatmaya gerek yok, filmin Fütürizm’den Dadaizm’e ve Pop-art’a pek çok farklı sanat akımının sanatçı manifestolarından oluşan replikleri de Blanchett’in oyunculuğu kadar etkileyici ve çok esprili.

Hepsi özgürlük çağrısı yapıyor, toplumu değiştirmek istiyor, yaratıcılığı yeni baştan ele alıyor.

Asıl etkileyici olan ise metinlerin güncelliği.

Jim Jarmusch’un “Filmciliğin altın kuralları”nı bir ilkokul sınıfında öğretmen rolünde anlatıyor, “Size ilham veren, hayal gücünüzü besleyen her şeyden çalın” diyor.

Tıpkı Steve Jobs’ın da “İyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar. Büyük fikirleri çalmak konusunda hiçbir zaman utanmadık.” dediği gibi.

Manifesto’nun 12 kısa filminden her biri üstüne saatlerce konuşabileceğiniz malzeme veriyor.

Tatili fırsat bilip mutlaka izleyin, pişman olmayacaksınız!

Mesele silahla otele girmek mi, silah ruhsatı almak mı?

Vatan Şaşmaz’ın Beşiktaş’ta bir otelde trajik bir şekilde öldürülmesi hepimizi sarstı.

Ailesine ve yakınlarına, özellikle de eşine sabır dilemekten başka bir şey ne yazık ki gelmiyor elimizden.

Zaten geride kalanların acısı bu kadar tazeyken bu korkunç olayı bu kadar didiklemeye ne gerek var?

Haberin Devamı

Belli ki akıl hastası bir kadın söz konusu.

Akıl sağlığı yerinde olan bir insan nasıl başka birini 4 kurşunla öldürür, sonra da kendini öldürür?

Tabii adli tıp uzmanı Sevil Atasoy’un “Başka birinin yapmadığını nereden biliyorsunuz?” tweet’ine
bir yorum yapmak da
bize düşmez.

Herkes oteli suçluyor, “Silahla otele nasıl girilir?” diye veryansın ediyor.

Oysa burada suçlanacak otel güvenliği değil.

Ruhsatlı silah taşıyan birine otel güvenliğinin diyeceği ne olabilir ki?

Burada asıl dikkat edilmesi gereken şey, bu kişinin nasıl ruhsatlı silah alabildiği?

Akıl sağlığı yerinde olmayan, intihar girişimlerinde bulunmuş bir kişiye kim, nasıl silah ruhsatı verebilir?

İşte bu durumda asıl tartışmamız gereken o.

Ruhsat sahibi olmak bu kadar kolay mı?

Ne oldu bireysel silahsızlanma için verilen mücadeleler?

Nazire Dedeman’ın kurduğu Umut Vakfı’nın çabaları ve ‘Sessiz Ayakkkabıların Yürüyüşleri’ de hiç mi işe yaramadı?

Yazık, çok yazık...