Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul-New York yolunda nelere takıldım? Bir yanda Bienal’de sergilenen Kutluğ Ataman’ın sağlık raporu, bir yanda Emmy’ler, TV dizileri ve filmler...

‘Tanı: Homoseksüalite’

Yıl 2011. Eskiden felaketlerden kurtulurken kadın ve çocuklara öncelik verilirdi. Şimdi futbol maçlarında aynı durum söz konusu. Neden? Bilmiyorum.
Yıl 2011. Kutluğ Ataman’ın askeri hastaneden aldığı sağlık raporu Bienal’de sergileniyor ve her göreni sarsıyor. Biliyorsunuz, bizde Bienal’e malzeme çok.

‘Ses, mimik ve jestler efemine’
Rapor ‘Konuşma efemine, ses tonu efemine, mimik ve jestler efemine, hareketler efemine’ diye başlıyor. Sonra ‘Tanı: Homoseksüalite’ye kadar geliyor. Karar bölümündeyse “Barışta ve seferde askerliğe elverişli değildir” yazıyor.
Yıl 2011. Hâlâ cinsel tercihleri hastalık olarak görmek gerçekten pes dedirtiyor. Oysa homoseksüel olmasına rağmen sırf bu raporu almamak için mecburen askerlik yapan arkadaşım da var, sırf askerlik yapmamak için öyle olmadığı halde homoseksüel raporu almak isteyen de...
Yıl 2011. Hâlâ zorunlu askerlik zor ve hassas bir konu. ‘Tanı: Homoseksüalite’ ise daha da
hassas.
Yıl 2011. Hâlâ bunları konuşmak çok üzücü.

New York’tan bildiriyorum

Haberin Devamı

Ben de Başbakan gibi New York’tayım. Birleşmiş Milletler zirvesi nedeniyle New York’ta olağanüstü önlemler var. Havaalanında pasaport kontrolü saatler sürüyor, yollar kapalı.
Bu vesileyle ‘Global Entry’ diye bir şey olduğunu öğreniyorum. ABD’ye girişte uzun kuyruklarda sürünmemek için önceden başvuru yapıyorsunuz, geçmişinizi inceliyorlar, onaylanırsanız pasaportunuzu bilgisayara kendiniz okutup geçebili-yorsunuz.
Bu satırlar yazılırken Obama da New York’a gelmek üzere. Ama tahmin edeceğiniz gibi benim gündemim farklı.

Emmy’lerden geriye ne kaldı?
Televizyonu, gazeteleri her açtığımda ortalık aynı şeylerle yıkılıyor. Bir “Brad Pitt, Jennifer Aniston’a sıkıcı dedi”, iki Emmy’ler.
Usta yönetmen Martin Scorsese ilk Emmy’sini aldı, Boardwalk Empire’ın pilot bölümüyle. ‘Two and a Half Men’den ayrılmak zorunda kalan Charlie Sheen’in ödül vermek için sahneye çıkması bile başlı başına olaydı. Bu arada dün ‘Two and a Half Men’in Charlie Sheen’siz, ama Ashton Kutcher’lı ilk bölümü başladı.

Kırmızı halıda kırmızı giyilir
Emmy’lerde ödüller kadar kıyafetler de konuşuluyor. Bu yıl sanki anlaşmış gibi yıldızların çoğu kırmızı halıda kırmızı giymiş. ‘Modern Family’nin oyuncularından Sofia Vergara da, ‘Mildred Pierce’le ödül alan Kate Winslet da kırmızı giyenler arasındaydı. Kırmızıdan sonra saks mavisi ve şampanya rengi en çok tercih edildi. Hatta Amerikan gazeteleri Gwyneth Paltrow’u ‘alakasız’ kıyafetinden dolayı cesur ilan etmiş durumda.

Haberin Devamı

Kate Winslet’ın dizisini izlediniz mi?
Pazar günü sabahta Elçin Yahşi’nin Kate Winslet izlenimlerini okumuştum, pazar gecesi Emmy aldığını da görünce pazartesi uçakta ilk iş ‘Mildred Pierce’ı izlemeye başladım. ‘Mildred Pierce’ 1930’larda Kaliforniya’da boşanmış, 2 çocuklu bir kadının mücadelesini anlatıyor. Dönem dizilerini çok sevmesem de ‘Mildred Pierce’ da aynı ‘Downton Abbey’ gibi beni hemen sardı. Hatta inişe geçerken dizi yarım kaldı diye üzüldüm, daha saatlerce uçabilirdim.

Haberin Devamı

Woody Allen’ın Paris reklamı
Bu arada Woody Allen’in ‘Midnight in Paris’ filmini de uçakta izledim. O nasıl bir Paris tanıtımıdır öyle? İnsanın ilk uçağa atlayıp Paris’e gidesi geliyor. Biz hâlâ James Bond filminin çekimlerine bile zar zor izin verirken Fransa Woody Allen’a bütün şehri açmış. Hatta ‘First Lady’ Carla Bruni Sarkozy’yi bile filme figüran yapmış.