Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

29 Ekim’de biz İstanbul’da Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken, Londra Saatchi Galeri’de bir Türk sanatçının; Seçkin Pirim’in, daha açılmadan acımasız eleştirilere maruz kalan, kişisel sergisi ‘Disiplin Fabrikası’ açıldı

Sanki Türkiye’de çok sanatçı varmış gibi, sanki her Türk sanatçının yurt dışında sürkli sergisi açılıyormuş gibi, sanat dünyasından isimler acımasızca eleştirdiler Seçkin Pirim’i.
Yazılarını çoğu zaman çok beğenerek okuduğum ve esprilerine katılarak güldüğüm Barbaros Altuğ, “Saatchi Galeri’de parayı ödeyen düğün de yapar, bu sergiden zaten Saatchi’nin haberi bile yok” yazmış. Hemen ardından Sabah’ın sanat yazarı Adalet Cingöz, Altuğ’a hak vermiş, hatta yazısının başlığını ‘Tam dünya çapında olacaktı’ atmış, “Ah Barbaros Altuğ o yazıyı yazmasaydı” diye de eklemiş. “Saatchi’de sergi açtı, dünya çapında oldu, 80’lerde mi kaldık?” demiş.
Evet, yurt dışında her iş yapana hâlâ ‘dünya çapında oldu’ deniliyor, ama sorun bunu diyenlerde, yurt dışında iş yapmaya çalışanlarda değil.

Kendisini çoktan kanıtladı
İki yazıda da öyle bir hava var ki, sanırsınız Seçkin Pirim de, birçok modacı geçinen sosyetik kadın gibi moda haftası zamanı koca parasıyla bir otelin salonunu kiralamış ve burada ‘Paris Moda Haftası’na katıldım’ temalı bir kaçak defile yapıyor. Seçkin Pirim, senelerdir yaptığı işlerle başarısını çoktan kanıtlamış bir sanatçı. Yurt içinde de yurt dışında da önemli koleksiyonlarda eserleri yer alıyor. Hadi onu bırakın, hiçbir zaman “Ben dünyaları yarattım” diye ortalarda dolaşan bir sanatçı da değil. Her zaman tevazu sahibi.
Seçkin Pirim, benim işlerini çok uzun zamandır, Zeynep Aslan’ın galerisi El Turco’yla çalıştığı zamanlardan beri beğendiğim bir isim. El Turco kapandı, Zeynep Aslan galericiliği bıraktı, ama görüyorsunuz Seçkin Pirim istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Kağıt heykelleriyle her geçen gün daha da çok dikkat çekiyor. Yaptığı işleri beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, bu tamamen kişisel zevk, kimse buna bir şey diyemez. Ama kalkıp da Londra’nın en çok ziyaret edilen sanat galerisi Saatchi’de kişisel sergi açmasına “Ben de istersem o salonda düğün yaparım, zaten isteyen herkes o salonu kiralayabiliyor” minvalinde yaklaşırsanız işte o zaman diyecek bir şey yok.

Sadece kıskançlık
Belli ki ortada kişisel bir kıskançlık, çekememe durumu ya da sadece çamur atma isteği var. Saatchi’nin pazarlama harikası olduğundan da bahsetmişler, peki ama şu anda sanat da dahil her şeyde geçerli olan pazarlama değil mi? Bunu en iyi edebiyat ajanı Barbaros Altuğ bilmez mi?
Hem Barbaros Altuğ hem de Adalet Cingöz, Seçkin Pirim sergisinin Saatchi’nin resmi programında olmadığını yazıyor, kendilerine http://www.saatchi-gallery.co.uk/current/discipline_factory.php linkine girip programa bir kez daha baklamalarını öneriyorum. Bakalım, sergiyi Saatchi’nin kendi sitesinde görünce ne diyecekler?
Umarım Seçkin Pirim, bu yazılardan hiç etkilenmeden kendisini destekleyen Levent Çalıkoğlu, Taner Ceylan gibi isimlerle ve Merkür Galeri’nin desteğiyle Londra’dan sonra başka yerlerde de daha çok güzel sergiler yapar. İyi ki Merkür gibi sanatçısını yurt dışında da destekleyen galeriler, iyi ki Erdal Matraş gibi Türk sanatçıları yurt dışında da destekleyen Türk koleksiyonerler ve iyi ki Seçkin Pirim gibi başarılı sanatçılarımız var.

Haberin Devamı

PINAR YOLAÇAN DA SAATCHi GALERi’DE

Haberin Devamı

Saatchi’nin programına bakarken ‘Out of focus: Photography’ adlı bir fotoğraf sergisi de dikkatimi çekti. Fotoğraf sergisinde yine çok beğendiğim bir Türk sanatçının Pınar Yolaçan’ın işleri de var. Yolaçan’ın ‘The Perishables’ adlı serisini çok beğeniyorum.
İstancool’da dergici Jefferson Hack’le Pınar Yolaçan’ın söyleşisini izlemiştim. Doğrusu salonda bulunan çoğu kişi Hack’i merak ettiği için oradaydı, konuşmanın sonundaysa durum değişmişti, Pınar Yolaçan ilgi odağı olmuştu. Çünkü Yolaçan’ın hayvan derilerinden ve organlarından yaşlı kadınları giydirdiği fotoğrafları, ‘The Perishables’ serisi, çok etkileyiciydi. Sanatçı, aynı zamanda espriliydi de, Jefferson Hack, fotoğraflarındaki kadın modeller için “Güzeller mi?” deyince, Pınar Yolaçan “Tabii ama Kate Moss değiller” diye cevap vermişti. Kate Moss’un kızının babası olan Hack, “Beni sırtımdan bıçakladın, Kate Moss da nereden çıktı şimdi?” diyerek herkesi güldürmüştü.
İşte şimdi New York’ta yaşayan Türk sanatçı Pınar Yolaçan’ın işleri de, Seçkin Pirim’in kişisel sergisiyle aynı zamanda Saatchi’de sergileniyor.
Önemli not: Yolunuz Londra’ya düşerse, iki sergi de
4 Kasım’a kadar Saatchi Galeri’de görülebilir.