En önemli havacılık yazarlarına bile “Hayatımda gördüğüm en çılgın uçuş” dedirten İstanbul-Kilimanjaro seferinden bildiriyorum
THY’nin ilk İstanbul-Kilimanjaro direkt uçuşundayım. 1A’da THY CEO’su Doç. Dr. Temel Kotil oturuyor. Sabah 02.00’de herkes uyumak üzereyken, Kotil, yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ve bitmeyen enerjisiyle uçaktakilerle tek tek el sıkışıp ilk uçuş sertifikasını dağıtıyor.
Bu sırada Avusturyalı havacılık editörü Kurt Hoffman’la tanışıyorum. Havacılık sektöründe önemli bir isim olduğunu sonradan öğreniyorum. “Bu hayatımda gördüğüm en çılgın uçuş” diyor gülerek, “THY çok hızlı yükseliyor, çok tehlikeli bu” diye de ekliyor. Temel Kotil’den sertifikasını aldıktan sonraysa tek bir cümleyle anlatıyor hislerini, “Hiç böyle bir CEO görmedim.” “Türk tarzı bu” diyorum, yabancı bir CEO gerçekten de herkesle böyle tek tek ilgilenmez.
Sabaha karşı herkes uyku hazırlığındayken, Temel Kotil yine pür enerji bir sunum yapıyor, THY’nin son durumuyla ilgili. Herkes şaşkın, Kotil’in bu saatte de bu kadar çalışması karşısında. THY artık tam 217 destinasyona uçuyor, 2013’te 33 yeni uçuş noktası daha eklenecek. Çok sık yolculuk yapan biri olarak THY’nin servisinin başka hiçbir havayolunda olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Tamam, arada rötarlarına ya da uçaklarda çalan müziğe kızıyoruz ama servis konusunda gerçekten başarılılar. Özellikle Do&Co’nun yemeklerinden artık favorilerim var. Mönüde favorilerim çıkınca sevdiğim bir restorana gitmiş kadar seviniyorum.
Temel Kotil, konuşmasında Afrika’ya uçmanın önemini vurguluyor: “Sayın Başbakanımızın yaklaşımı, Türk okullarının varlığı, Türk işadamlarının iş fırsatları gibi birçok neden etkili oldu. THY’nin uçması herkese güven veriyor, birçok transit yolcu, birçok ülke vatandaşı artık Afrika’ya da THY ile uçacak. Ben herkese, çocuklarıma bile, başka yere uçmayın, tatil için Afrika’ya uçun diyorum.”
Kotil’in saydığı nedenlerin yanı sıra bir de benim gibi iflah olmaz gezginleri bir gece için kendi isteğiyle toplam 17 saat uçuracak bir neden daha var, o da merak. Başka dünyaları, başka hayatları görmek insanı besliyor.
TANZANYA’DA TANJU BABACAN DEFiLESi
Kilimanjaro Havaalanı’na iniyoruz, ilk uçuş şerefine bir tören yapılıyor. Tanzanya Ulaştırma Bakanı’ndan Türkiye’nin Tanzanya Büyükelçisi Ali Davutoğlu’na renkli bir kalabalık var. Temel Kotil, “Uzaya gitmeyin, Afrika’ya gelin, burası da uzay kadar etkileyici” diye başlıyor konuşmasına.
Ali Davutoğlu’nun eşi Yeşim Davutoğlu’yla tanışıyorum. Kendisinden öğreniyorum, Ali Davutoğlu ile Ahmet Davutoğlu arasında bir akrabalık yok. Yeşim Hanım, eşi Libya büyükelçisiyken zor günler geçirmiş, gemilerle Libya’dan Türk işçileri getirmiş. Tanzanya’daysa huzurlu ve aktif bir hayatı var. Bizi cumartesi akşamı konsoloslukta yapılacak Tanju Babacan defilesine davet ediyor. Tanzanya’daki Türk Büyükelçiliği’nde defile olmasına şaşırıyorum, katılamıyorum, ama elde edilecek gelirin Yeşim Hanım’ın katkılarıyla yapılan yetimhaneye gideceğini öğreniyorum.
YILIN STiL iKONU KiM OLMALIYDI?
Burcu Esmersoy Elle Style Awards’da stil ikonu ödülünü aldı ama doğrusu aynı kategoride Derin Mermerci varken ödülün Burcu’ya gitmesine kimse anlam veremedi. Bu vesileyle Derin Mermerci’nin aralık kapağını süslediği ve konuk editör olduğu moda dergisi L’Officiel’den bahsedelim.
L’Officiel Derin Mermerci’yle hem Paris’te hem de İstanbul’da birer moda çekimi gerçekleştirmiş. Derin Mermerci, Paris’te eniştesi Olivier Reza’nın ailesine ait Alexandre Reza mücevher evinin koleksiyonlarıyla objektife poz vermiş. En şık couture tuvaletlerin üzerine bile giydiği deri ceketleriyle tarzını bir kez daha konuşturmuş. İstanbul’daysa Raika’da erken bir yılbaşı partisi düzenlemiş, bu partide dostlarıyla bir çekim yapmış.
Moda dergiciliği Derin’e çok yakışmış. Belli ki kendisi de heyecanlanmış ve bu işi çok severek yapmış. L’Officiel’in yayın yönetmeni Yasemin Demirkan -ki kendisi de stilini çok beğendiğim başka bir isim olur- yine çok iyi bir iş çıkarmış. Dergilerin binbir zorlukla yaşadığı bugünlerde L’officiel’e de tebrikler!