Muhteşem vedayı televizyon başında gözlerim dolarak izledim. Teşvikiye Teşvikiye olalı böyle bir kalabalık görmedi. Onbinlerce insan sokakları doldurdu, Teşvikiye’den Zincirlikuyu’ya hep birlikte yürüdü.
Aynı görüntüleri tekrar tekrar izledim. İzledikçe yalnız değilim hissine kapıldım. Demek ki Türkan Hoca’ya yapılan büyük ayıp herkesi derinden etkilemiş.
Bu, siyasi bir liderin cenazesi değildi. Bir popstarının cenazesi de değildi. Böyle bir kalabalık ilk defa görülüyordu. CNN Türk’te böyle anlattılar görkemli vedayı.
Gerçekten de ilk defa böyle bir cenazeye şahit olduk. Türkan Saylan’ın nasıl önemli bir lider olduğunu bir kez daha gördük.
Neredeydiler?
Cenazeyi izlerken sürekli gözlerim hükümetten birilerini aradı. Her açılışa, davete, kokteyle koşan bildik isimler Türkiye’de bu kadar önemli bir cenaze olurken neredeydiler?
Evet, en azından bu sefer bir mağaza ya da fuar açılışında kurdele kesmiyorlardı. Ankara’daydılar. 19 Mayıs kutlamaları bahanesiyle orada kaldılar. Oysa sabahki kutlamalardan sonra pekâla uçağa atlayıp cenazeye yetişebilirlerdi, en azından son görevlerini yerine getirmiş olurlardı.
Özellikle de bu kadar büyük bir ayıptan sonra hiçbir şey yapmamak hiçbirine yakışmadı. Her konuda konuşan, her konuda söyleyecek bir şeyleri olan devlet büyükleri Türkan Saylan’ın ardından nedense söyleyecek söz bulamadı.
Zaten cenazeye katılmaya da cesaret edemezlerdi. Böyle bir kalabalığa girerlerse karşılaşacakları tepkiyi de göze almak istemediler herhalde.
İyi ki de gelmediler, Türkan Hoca hak ettiği gibi sıcak bir vedayla uğurlandı.
Şimdi sırada ÇYDD’ye destek olmak var. Şimdiye kadar ÇYDD’ye bir bağışta bulunmadıysanız işte şimdi tam sırası. Türkan Hoca’nın vasiyeti ancak böyle gerçekleşebilir.
Arzu Kaprol ile 11 yıl, 11 kadın
Geçen hafta Arzu Kaprol markasının 11. yılı nedeniyle Akaretler’de düzenlenen partiye gittim. Partinin en can alıcı bölümü ‘11 yıl, 11 kadın’ adlı fotoğraf sergisi oldu.
Arzu Kaprol’ün farklı yıllarda tasarladığı giysileri onun tasarımlarını tercih eden 11 kadın giymiş. Bennu Gerede fotoğraflamış. Kimler mi? Ayça Dinçkök, Nilüfer, Zuhal Olcay, Tuğçe Kazaz, Beren Saat, Gaye Çevikel, Derin Mermerci, Aslı Ekşioğlu, Ahu Yağtu, Şelale Kadak ve Bennu Gerede.
Benim favorim Ayça Dinçkök’ün Kamondo Merdivenleri’nde ve Tuğçe Kazaz’ın bir oto tamircide, lastiklerin önünde çekilen fotoğrafı oldu.
‘11 yıl, 11 kadın’ sayesinde tasarımlarını çok beğendiğim Arzu Kaprol’le ilk defa tanışma fırsatım oldu. Çok tatlıydı. Hemen sordum bu sergi devam edecek mi diye. Ne yazık ki sergi bir gecelikmiş, ama umarım başka bir yerde bu fotoğraflar tekrar karşımıza çıkar. Hem bir moda tasarımcısının geçtiği evreleri, hem farklı tasarımlarını, hem de Bennu Gerede’nin şahane fotoğraflarını umarım herkes görür.
Beyhan Bağış’tan Serdar Bilgili’ye birçok ismin katıldığı parti çok güzeldi. Bir sonraki kutlama için 22. yılı bekleyeceğini söyledi Arzu Kaprol. Umarım arayı o kadar açmaz.
Restoranlarda taksit başlayacak mı?
Salı günü yazlık mekânlarla ilgili bilgi vermiştim. Şimdi gelelim fiyatlara... Fiyatlar ne yazık ki uçmuş durumda. Bir ana yemek ve iki kadeh vasat sayılabilecek şarapla adambaşı 150 liralık oluyorsunuz. Kişibaşı ortalama hesap ne kadar az yiyip az içseniz de bir şekilde bu fiyata çekiliyor. En iyi restoranlar bile artık esnaf lokantaları gibi kuver almaya başladı.
Dünyanın en lüks markalarının bile 6 taksit yaptığı ülkemizde merak ediyorum, restoranlar ne zaman taksit uygulamasına geçecek? Yakında Reina ya da Sortie’de kredi kartımızı uzatıp kaça bölüyorsunuz diyebilecek miyiz?
Bu yaz restoranlar da taksit olayına girerse hiç şaşırmam. Çünkü yaz geldi heyecanıyla bir heves deniz kenarında iyi bir restorana gidiliyor. Daha ilk seferde bu fahiş fiyatlar karşısında heyecan meyecan ne yazık ki kalmıyor.
Evet, sezonluk yerlerde fiyatların yüksek olması anlaşılabilir bir şey. Ama bu kadarı da biraz fazla olmuyor mu?