Pazartesi akşamı NTV’de Okan Bayülgen’in Sade Vatandaş programını izlediniz mi? Konu tamamlayıcı tıp vs. modern tıp idi. Konuklar Özer Uçuran Çiller, Ferhan Efeçınar ve Prof. Dr. Kerem Doksat’tı. Tamamlayıcı tıp ile ilgilenen konuklar modern tıbba karşı değildi, ama tıp tedavisinin yanında düşünce gücünün de önemli olduğunu anlatıyorlardı. Prof. Dr. Kerem Doksat ise tamamlayıcı tıbbın bilimsel olmadığını savunuyordu, diğer iki konuğun kitaplarını da, söylediklerini de eleştiriyordu. Çok ilgi çekici bir tartışma olabilirdi. İsteyen istediğine inanabilirdi. Ta ki Prof. Dr. Kerem Doksat sazı eline alana kadar.
Bir psikiyatra yakışmadı
Daha en baştan saldırmaya hazırlanıp gelmiş gibi bir hali vardı. İnternet sitesinde de acımasızca eleştirdiği Çiller’e hiç durmadan yüklendi. Ben Çiller’in avukatı değilim. Ama konu düşünce gücüyken, “Siz zaten Mevlana’nın torunu da değilsiniz, Murat Bardakçı’ya sordum” deyip cep telefonunu çıkarıp “Ararsam görürsünüz” demenin ne yeri ne de zamanıydı. Bu arada Çiller’in neden “Murat Bardakçı’yı değil de Ertuğrul Özkök’ü arayın” dediğini anlayamadım. Konu yeni çıkan bir kitaptı, kitap yerine Çiller’in soyağacından girip derin devlet ilişkilerinden çıktı. Bu arada Çillerlerin evinde Murat Bardakçı imzalı
soyağacı duvarda asılı duruyor. Doğru mudur, değil midir bilemem. Beni çok da ilgilendirmiyor. Biz bugüne, yeni kitaba bakalım.
Prof. Dr. Kerem Doksat kitaba bakabilme şansını bulamamıştı, ama konuşmalarında saldırdıkça saldırdı. Bana biraz fazla geldi. Çiller susmayı tercih etti. Sadece bir yerde “Kendini seven bir insan böyle yapmaz” dedi. Yaşam koçu Ferhan Efeçınar düzgün cevaplarıyla prof. unvanı olmadan da iyi bir şeyler söylenebileceğini gösterdi.
Neye ihtiyaç duyuyoruz? Prof. Dr. Kerem Doksat uzun yıllar tıp okuyup da sonra bu işin eğitimini almamış kişilerin kendi uzmanlık alanına girmesine sinirlenebilir. Bu en doğal hakkıdır. Ama unuttuğu bir şey var. Tamamlayıcı tıpla ilgilenen iki kişiye saldırırken benim ve eminim daha birçok izleyicinin psikiyatriye olan bakışını etkiledi. Bir psikiyatr bir televizyon programında böyle saldırgan konuşuyorsa, hastalarına yaklaşımını insan ister istemez merak ediyor.
Kendisini bu üslubuyla tanımak istemezdim. Tabii ki prof. olmuş birinin doktorluğuna söyleyecek lafım yok. Çok iyi bir doktor olabilir. Ama çekim yasası konuşurken Çiller’e “Sizin derin devletle ilişkileriniz var. Zaten Mevlana’nın torunu da değilsiniz” demesi beni çok rahatsız etti.
Tabii ki bir tıp doktoru, hobisi tamamlayıcı tıp olanlarla aynı şeyleri düşünmek zorunda değil. Ama üslup diye bir şey var. Bir psikiyatr bu kadar saldırgan olmadan da kendini ifade edebilirdi, belki o zaman ben de kendisine hak verirdim.
Dünkü tartışmada tamamlayıcı tıp, düşünce gücü şahsen bana daha iyi geldi. Çünkü herkesin moralinin çok bozuk olduğu, birçok kişinin leblebi gibi antidepresan kullandığı son derece sıkıntılı bir süreçte daha fazla negatif şey görmek, duymak istemiyoruz. Pozitif düşünceye, çekim yasasına da her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. İşte o yüzden bu kitaplar yok satıyor. Bilimsel olup olmaması mı önemli olan, yoksa insana kendini nasıl hissettirdiği mi?
Bir caz önerisiOkul yıllarında müzikallerde, oyunlarda sahneye çıkanları beğenerek izlersiniz. O zaman çok yetenekli olan birinin ileride de sahneye çıkacağını düşünürsünüz, ama genelde böyle olmaz. Üniversite eğitimi, iş güç derken çoğu kişinin sahne hayalleri ister istemez biter. Okulda izlemeye alışık olduğunuz birini bir daha hiç izleyemeyebiliriz.
Şimdi bir istisnadan bahsedeceğim. Bizim okulun müzikalleri çok meşhurdur. İnanılmaz bir titizlikle çalışılır. Suna Kıraç’ın adını taşıyan muazzam bir tiyatro sahnesi vardır. Ben Neslihan Akbulut’u ilk orada dinledim. Neslihan, Robert Kolej’den sonra İTÜ’de çevre mühendisliği okudu, Bremen’e gitti tropik su ekolojisi mastırı yaptı. O arada da şarkı söylemeye, dersler almaya devam etti. Halen İstanbul Avrupa Korosu’nda söylüyor. Caz çalışmalarına Randy Esen, Sibel Köse ve Aydın Esen’le devam ediyor. Neslihan bu gece saat 21.30’da Beyoğlu’nda Nardis Jazz Club’da sahneye çıkıyor. Yeni bir ses dinlemek isteyenlere tavsiye ederim.