Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

71 yaşındaki varlıklı bir erkek 17 yaşındaki yoksul bir kızla evlenir. Damadın kızları ayaklanır, evliliğin iptalini ister. Uzman görüşleri alınır, herkes 17 yaşındaki kızın hâlâ çocuk olduğunu ve bu evliliğin yasal olmaması gerektiğini savunur.
Ben bu durumda kimseyi yargılamamak gerektiğini düşünüyordum. Herkesi kendine göre haklı buluyordum. 17 yaşındaki kız için bu evlilik bir kurtuluş olabilirdi. 71 yaşındaki adam için hayatına bir heyecan, mutluluk katabilirdi. Damadın çocukları ve torunları içinse gerçekten sinir bozucu bir durumdu.
Herkesin haklı olduğu bir şeyler vardı. Sonuçta herkes farklı şeylerden mutlu olabiliyor. Onlar mutluysa gerisi kimseyi ilgilendirmez diye düşünüyordum.
Ta ki Halis Toprak televizyon kanallarında açıklamalar yapmaya başlayana kadar... Peygamber örneğini zaman aşımına uğradığı için hiç önemsemedim ama Toprak hâlâ evlilik yaşı konusunda konuşmaya ısrarla devam ediyor.

‘Ben şahsen 18’i 15’e düşürürüm’

Toprak’ın önceki günkü incilerinden bir demet, ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 13 yaşında bir kız evleniyor. Ben olsam şahsen 18’i 15’e düşürürüm.’
Toprak bununla da hızını alamıyor ve diyor ki, ‘Ben 18 yaşında bir hanım bulursam niye almayayım? Salak mıyım?’ Bu durumda 18 yaşında ‘hanımı’ olmayan erkeklerin hepsi salak mı oluyor? Bu nasıl bir mantıktır, anlamak mümkün değil.
Giderek daha da vahim oluyor açıklamaları. ‘71 yaşındayım, bakıma ihtiyacım var. Birinin bana bakması lazım. 70 yaşındaki bir hanımla evlensem ben mi ona bakacağım, yoksa o mu bana bakacak?’
Bu durumda kendisine bir bakıcı tutmasını söyleyenlere de cevabı hazır, ‘Bakıcı bana gece bakamaz.’
Bu açıklamalar evlilikten çok daha beter. Keşke sadece ‘Benim özel hayatım kimseyi ilgilendirmez’ deyip geçebilseydi Toprak. Keşke biraz cool olabilseydi. O zaman kimsenin daha fazla söyleyeceği bir şey olmazdı. Şimdi ağzından çıkan her lafla herkese malzeme veriyor. O yaşta bu duruma düşmeye ne gerek var?

Haberin Devamı

PlayStation kadınların rakibi mi?
‘Bir kadın, bir PlayStation’la başa çıkamıyorsa kadınlığından utansın. Benim sevgilim eve gelecek, ben evde televizyonda bir şey izliyorum veya oyun oynuyorum. O kadın onu yenemiyorsa kendinde arasın kabahati, erkekte değil. PlayStation’la rekabet edemeyen kadının benim hayatımda ne işi var!’ demiş Hıncal Uluç.
PlayStation’la rekabet edemeyen kadın diye bir şey yok. Kadın aklına koyduğu her şeyle rekabet edebilir. Ama günümüzde kadınların çoğu PlayStation’ı kendine rakip görmüyor. Aksine bir destek olarak görüyor. Neden mi? Çünkü kadınlar çok ciddi bir tempoda koşturuyor.
İş güç sahibi olacaksın, ev işlerini aksatmayacaksın, sosyal olacaksın. Bunları yaparken de sürekli güzel ve bakımlı olacaksın. Bu tempo kadınları yeterince yoruyor. Bir nefes alma, kendine zaman ayırma ihtiyacı doğuyor. Bu durumda da hayatındaki erkeğin bir hobisi olması aslında kadının hayatını kolaylaştırıyor. Zaten sabahlara kadar gece kulübünde gezeceğine, evde oyun oynamasının kime, ne zararı var?
Bu süreyi kendine zaman ayırarak değer-lendiren kadın huzurlu oluyor. Kadının ruh hali erkeğe de yansıyor. İşte bu yüzden kadınlar kabul etseler de etmeseler de erkeklerin evde PlayStation oynamasını seviyor.

Haberin Devamı

Hafta sonu önerisi
Boğaz’daki açıkhava gece kulüplerinde artık müziğin sesini duymakta zorluk çekiyoruz. Tamam, gece eğlenenler yüzünden başkalarının uykusuz kalmasını istemem ama başka çözümler de üretilebilir.
Bence bu yazın en iyi çözümünü Les Ottomans 29 Club buldu. Hem camekan sayesinde kendinizi Boğaz’ın üstünde gibi hissediyorsunuz hem de müziğin sesini kısmak gerekmiyor.
Les Ottomans 29 Club’a bu hafta sonu çok tanınmış bir DJ geliyor. DJ Matteo, Fun Loving Criminals’dan. DJ Matteo’yu tanımayanlara kısa bir bilgi vereyim. Carmen Electra’nın düğününden Britney Spears’ın yılbaşı partisine, Oscar sonrası partilerden Cannes Film Festivali’ndeki Vanity Fair partisine kadar birçok yerde çalmış. Funk, soul ve hip hop seviyorsanız, kaçırmayın!